Doktor Hasta Hikâyeleri’nde hastalığı ve şifayı, umudu ve umutsuzluğu, doktorları, hastaları, hemşireleri, hasta bakıcıları, kapıların kimi zaman acılara kimi zaman sevinçlere açıldığı hastane odalarını, yaşamla ölüm arasındaki mücadelede yaşamın tarafını canla başla savunan hekimlerin kaleminden okuyoruz.
Biri ABD’nin, biri Türkiye’nin doğusunda görev yapan iki doktorun, Sine Nefin Akten ile İnan Palancı’nın birlikte hazırladıkları kitapta hikâyeleriyle yer alan yazarlar:
Civan Gökalp, Erdal Yanbuloğlu, Esen Armağan Özakbaş, Fatma Bacalan, Fikret Sürekçi, Filiz Güneş, Hülya Tosun, İnan Palancı, Kamile Keskin, Levent Akyıldız, Mustafa Türken, Müslüm Güneş, Narin Gündoğuş, Nilüfer Benal, Niyazi Ademhan, Ömer Kaya, Rojhat Budak, Serhat Samancı, Sine Nefin Akten, Zülfükar Bilge
Dr. Sine Nefin Akten
İlk kitabım değil. Daha önce ‘Bir Türk Doktorun Korona Güncesi’Cenevre Yayınları, 2020’de ve ‘Peri Kızı’ 2021’de çıkardım. Hasta öykülerini ‘Katmanlı Hasta Hikayeciliği’ adını verdiğim tez konum için yazdım. Harvard ‘Sağlık ve Basın’ programına seçilen ilk Türk Doktor olmam beni bu konuda motive etti. Program içinde geliştirdiğim kavramlardan biri de Hasta Öykücülüğü’ydü. Bu ilk 2 kitap onların örnekleridir. Bu örnekleri ülkemdeki doktorlar ile paylaşmak fikri ile Ülkemin doğu illerinde yaşayan hekimlere ulaşmak istedim. Ben New York ta yaşıyorum. Yani Amerika’nın doğusunda. Zorlu ve sağlık erişimi uygunsuz hastalara bakıyorum. Ülkemizde de doğu vilayetlerine benzer bir durum. Deneyimler farklı coğrafyalarda da olsak doktor hasta ilişkisinde aynı. Kültürel alt yapı farklı. Bunu ortaya koymak ve doktorlarımızın insan olduklarını hatırlatmak istedim. Sevgili Dr İnan Palancı’ya bu fikrimi açtım. Ve bu fikri benimseyen ve destekleyen arkadaşlardan hikayeler topladık. Hazırladık. Ve şu an elinizde. Benim de bir hikayem yer alıyor. Dahasını arkadaşlarımız ekledi. Düzenledik. Güzel bir iş oldu.
Devamı seri olarak gelecektir. Oldukça fazla hikaye yollanıyor.
Ben yıllar önce sevgili anneme yazdığım hasta hikayelerini okurken şaka yollu derdim; ‘ Anne Tıbbın Tomris Uyar’ı yok. Ben olmak isterdim!’ Sanırım sözlerinize dikkat edin derler haklılar, şimdi öyle yanıtlar alıyorum ki … kalbiniz size beyninizin sesini dinletmeye başladı mı ( tam tersi denir — bence kalp sesi sevgi ile başlar her şey! )
İşte o ses başladı mı herşey yerine oturur. Ben ömrümde hasta hikayelerini yazmaya devam edeceğim, ve nasıl yazıldığına ilişkin çalışmalarım Columbia Üniversitesi’ndeki eğitim/ master larımla devam ediyor. Bu sayede öğrenip öğretebilmekteyim. Bunu da ülkede yapmaya başladık. Emin ve keyifli adımlar ile ilerlemekteyim. Hedef : İnsanı anlamak, insan sevgisi ile iş yapmak; iş yaptırmak ve bunun temini için bilim dili ile sevgi dilini birleştirmek.
Bunu yazı ile yapmak da benim ömürlük işim.
Dr. İnan Palancı
Berna Moran’a göre hikaye içinde hikaye anlatma geleneği “Binbirgece Masallarında” olduğu gibi bizden yani doğudan batıya geçmiştir. Sine hanım Amerikan’ın doğusunda çalışan bir hekim olarak Türkiye’nin doğusunda çalışan bir başka hekimle yani benle “Doktor Hasta Hikayeleri” projesini ilk paylaştığı zaman ortaya çıkacak kitabın yazılış sürecinin bu kadar güçlü bir hikayesinin olacağının farkında değildim. Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde aile hekimi olarak çalışan ben ve New York’ta nefrolog olarak çalışan Sine Aras Akten bir araya geldik sonra “Yedi Samuray” filmine benzer bir şekilde kasabayı korumak için hikaye anlatıcıları aramaya başladık. Pandemi süreci ile başlayan bu arayış farklı ülke şehir ve coğrafyalardaki meslektaşlarımızla bir araya gelmemize ve belkide doktorluğun bir tür “doğululuk” durumu olduğunu kavramamıza neden oldu. Ortaya çıkan bu kitapla birlikte insanlığı bir araya getiren ortak değerler üzerine de düşünme imkanı bulduk. Umarım kitap sevilir ve okurunda farklı pencerelerin açılmasına neden olur.
%40 ÖN SİPARİŞ İNDİRİMİ ile hemen Satın Al!