Tarih: 16.07.2022 10:20

Hekimden, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya Açık Mektup

Facebook Twitter Linked-in

 

Milas Devlet Hastanesi hekimlerinden Genel Cerrah Opr. Dr. Süleyman Koç;  hekimlerin içinde bulunduğu sorunlar, sağlıkta şiddet olayları, hekimlerin siyasiler ve imamlar tarafından hedef gösterilmesi vd. konularda, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya facebook hesabı üzerinden bir açık mektup yayınladı.

 

İşte, Opr. Dr. Süleyman Koç’un Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya yazdığı sitem dolu mektup...

 

"Sayın Hekim Büyüğüm Dr. Fahrettin Koca,

Siz benim Sağlık Bakanımsınız ama bu sıfatınızla size yazmak istemedim. Sağlık Bakanı olarak size yazsaydım aklımdaki kelimelere sahip olamayıp, size saygısızlık edebilirdim. Siz de hatırlar mısınız, bilmiyorum; eğitim hayatımızda Deontoloji adında bir dersimiz vardı. Hekim büyüklerimize saygılı olmamız öğretilirdi. O nedenle size hekim büyüğüm olarak hitap edersem, saygımı koruyabileceğimi düşünerek, bu sıfatınızla size yazıyorum.

 

29 YILDIR HEKİM OLARAK HİZMET VERİYORUM

29 yıldır, ülkeme, hekim olarak Devlet Hastanesinde hizmet ediyorum. Siz bazen Twitter’dan, bazen mesajla bize ulaşıyorsunuz. Ne düşündüğünüzü anlatıyorsunuz. Ben de size, biz ne düşünüyoruz anlatmaya çalışacağım. Şiddet ile başlayalım, Hekim Büyüğüm. 29 yılda her zaman sorunlarımız vardı. On beş yıl önce şiddet ile ilgili sorunumuz, diğer devlet kuruluşlarından daha fazla ya da az değildi. 2004 yılında SABİM ile başlayan kamu yararı adı altında, sağlıkçılar için şikâyet hatları oluşmaya başladı.

SABİM yetmedi, hasta hakları için hastanenin her yerine şikâyet kutuları konuldu. Derdimiz, şikâyet edilmek değil. Elbette insanların hak arama kanalları açık tutulmalı ama bu sistemlere gelen binlerce saçma sapan şikâyet için bizlerden bilgi adı altında yazılı savunma istediniz. Bu şikâyetleri haksız yapanlar için, hiçbir yaptırım düşünülmedi. Bu şikâyetlerden tehdit içerenlerle ilgili, hiçbir hukuki yaptırım uygulanmadı. Hekimleri istediğiniz gibi şikâyet edebilirsiniz, tehdit edebilirsiniz algısı buralarda başladı. (Siz şimdi SABİM'i kapatacağınızı söylüyorsunuz. Sanırım benim düşüncemi doğruluyorsunuz.) Şiddet, yavaş yavaş görünür olmaya başladı. Hiçbir şey yapılmadı.

 

SİYASİLER, HEKİMLERİ HEDEF GÖSTERDİ

Sağlık sisteminin tüm tıkanıklığının neden,i hekimler olarak bizzat siyasiler tarafından hedef gösterilerek yapıldı. Kimse bir şey yapmadı. Çığ gibi şiddet büyüyünce, bakanlığımız bir şey yapmak gerekir diye Beyaz kod sistemi oluşturuldu. Artık bizi döven, söven, hakaret edenler için bizim de şikâyet edeceğimiz bir sistem vardı. Beyaz kod sistemi, şiddeti azalttı mı? Hayır, çığ gibi büyümeye devam etti. Ne işe yaradı, sağlıkçıların gazını almak dışında hiçbir işe yaramadığını siz de benim kadar biliyorsunuz. 2004’e dönersek hekim büyüğüm, bu şiddetin artmasının suçu biz hekimlere mi ait? Bize ait ise neler olduğunu yazarsanız, o yanlışları yapmamaya çalışırız emin olun.

Sağlıkta dönüşümün bundaki payı nedir? Sağlıktaki sorunların nedeni olarak hekimleri gösteren siyasilerin suçu ne kadardır? Şiddeti azaltmak için yeterince çaba göstermeyen Sağlık Bakanlarımızın suçu ne kadardır? Bir düşünün, cevabınızı merakla bekliyorum. Üç gün önce sizin memleketinizde bir hekim kardeşimiz vahşice katledildi. Cenazeye katılmazsınız diye düşünmüştüm. Katıldınız, kendi memleketinizde sağlık çalışanları sizi protesto etti. Mutlu olmadığınıza eminim. Size haksızlık edildiğini mi düşündünüz? Size mi daha çok haksızlık edildi. Ekrem kardeşimize mi? Ya da Ekrem kardeşimizin kızlarına haksızlık mı daha büyük? Eşine annesine, babasına, sevdiklerine edilen haksızlık mı, ne dersiniz? Ekrem kardeşimizi, ben mi öldürdüm diye bana sorabilirsiniz.

 

İMAM DA BİZİ HEDEF GÖSTERDİ

Dün yine sizin memlekette, Konya'da bir imam bizi hedef gösteren açıklamalar yaptı. Sizin partinin genel başkan yardımcısı, Rize'de açıklamalar yaptı. Ne dersiniz o açıklamalara, yine bizi hedef gösterdi. Sanki yatan hastayı, yoğun bakımdaki hastayı bırakıp grev yapmışız anlamında açıklama yaptı. Bir partinin başkanı, bir hekim örgütü üzerinden hekimleri hedef gösterdi. Adana'da 50 kişi hastaneyi basıp ölümle tehdit etti çalışanları. Bakıyorum, bakanımız o kişilere iki çift laf eder mi diye... Baktım Twitter da 15 Ağustos'da her şey düzelecek mesajı... Bana sorduğunuz sorunun cevabını siz verin hekim büyüğüm. Bizleri hedef gösteren İmam, hastaneyi basan magandalar, bizleri hedef gösteren siyasiler sizin için daha önemliyse; yüz binlerce Hekim de Ekrem kardeşimin katledilmesinden kimlerin sorumlu olduğunu, emin olun düşünüyorlar.

 

HEKİM OLARAK COVİDLİ HASTALARA BAKTIK. KORKMADIK MI?..

Hekim büyüğüm, şanssız bir dönemde bakan oldunuz. Covid tüm dünyayı etkiledi. İnsanlar karısına, kardeşine, çocuğuna sarılamazken, öksüren, burnu akandan vebalı gibi kaçarken; yüz binlerce sağlık çalışanı canla başla çalıştık. Ben Genel Cerrahi uzmanı olarak o dönemde, bir günde 200 kişiden fazla hastaya poliklinikte baktığım günler oldu. Bunların yaklaşık üçte biri Covid+ hastaydı. Bir günde yüzlerce insan bu hastalıktan ölüyordu. Korkmadık mı? İnsanız hekim büyüğümüz, elbette korktuk. Çocuğumuz var okutulması gereken, yaşamak istediklerimiz var.

Resmi rakam sizde olduğu için tam sayı veremesem de en az bine yakın sağlık çalışanı, Covid ile savaşırken bu ülke için canını verdi. Ölen sağlıkçılar, görev başında, ülke için savaşırken ölmedi mi Hekim Büyüğüm? Şehitlik kavramının tam da anlamı bu değil mi? Hadi vazgeçtik şehitlikten, meslek hastalığı nedir Hekim büyüğüm?, yaptığın iş nedeniyle sağlığını ya da hayatını kaybedersen bu değil midir? Bu insanlar hayatlarıyla ödediler bu mücadeleyi. Gece yatağa girdiğinizde, bu insanların çocukları hiç aklınıza geliyor mu diye merak ediyorum, vicdanınızda bir sızlama hissediyor musunuz?

 

COVİD 19 YİNE PATLADI. BEN NE YAPMALIYIM?

Covid yeniden patladı, geliyor. Ne yapmalıyım ben hekim büyüğüm? Çocuklarımı, kendimi düşünüp bu mücadeleden kaçmaya mı çalışmalıyım? Ülkemi,  insanımı seviyorum ben. Utanırım, böyle bir zamanda yapmam gerekeni yapmazsam... Bu savaşta hayatını veren şehitlerimizin çocuklarına sahip çıkmayan sizleri, tüm sağlık çalışanları sevgiyle anacak bilmenizi isterim. Annesini, babasını kaybeden o çocukların hakkını bir gün alacağız. Diğer tüm konular için sizi affedebilirim belki, ama ülkesi için ölen sağlıkçı kardeşlerim konusunda yapmadıklarınız için sizi affetmeyeceğim hekim büyüğüm. Hekimleri ekonomik olarak getirdiğiniz yerle ilgili, sayfalar dolusu yazabilirim, siz de biliyorsunuz.

 

ÜCRET ADALETSİZLİĞİ

8 Temmuz 2022'de, 18.962 TL maaş aldım. Önceden bu maaşın içindeki döner sermaye ayrıca yazılırdı, şimdi yazılmıyor. Yaklaşık 11.000 TL maaş, 8.000 TL döner sermaye ödemesi bu maaşın. Bu niye önemli? Ay sonu döner sermaye hesaplanırken bu maaş gibi verilen 8.000 TL, bu sefer döner sermaye olarak hesaplanıp alacağımdan düşülecek. Son 4 yılın birçok ayında '0 TL' döner sermaye aldım. İsterseniz son 4 yılda ay ay ne kadar döner sermaye almışım, onu da yazarım. Tembel, çalışmayan hekimlerden biri olduğum için mi alamıyorum, acaba?

Kendi hastanemde, en çok çalışan ilk 10 hekim içine girdiğimi de sayılarda görebilirsiniz. Temmuz 2022 de il sağlık müdürü 51.000 TL, hastane başhekimi 45.000 TL maaş aldı. Bu hekim arkadaşlar, hasta muayenesi yapmazlar, ameliyat yapmazlar, bizim gibi gece gündüz, hafta sonu, bayram icap ve nöbet tutmazlar. Covid döneminde ben 53 yaşında, bu hastalığa yakalanırsam onlardan çok daha fazla ölüm riski taşımama rağmen, 200 covidli hasta bakarken, birçoğu benden genç bu yönetici hekim arkadaşlar odasında oturdular. Hasta ile işleri olmadığı için şiddete maruz kalmazlar, ameliyat yapmadıkları için milyon liralık davalara maruz kalmazlar.

Halkımızın hangi sağlık sorununu bu arkadaşlar gideriyor, bizim bilmediğimiz hangi özellikleriyle bu maaşı alıyorlar; siz biliyor olmalısınız. Bakanlığınız kadrosunda hekim bile olmayan, uzman kadrosu adı altında 27.000 TL’den fazla maaş alan binlerce kişinin, halkımızın sağlığını nasıl düzeltiyorlar konusuna hiç girmek istemiyorum. Sanırım onların da benim ameliyat ile yapamadığımı yapacak gizli güçleri var. Hekim büyüğüm, bu işleri yapan hekimlere hakkını vermeyip, hiçbir iş yapmayanlara verince; hastaneler işlemesin, sistem tıkansın diye bilerek mi yapılıyor diye çok kötü düşünceler geliyor hekimlerin aklına.

 

ÇALIŞMAYANA DEĞİL; ÜRETENE, ÇALIŞANA YÜKSEK MAAŞ VERİN

Sizden bir rakamı açıklamanızı istiyorum. Son dört yılda, siz bakan olduktan sonra özel hastanelerin sağlıktan aldığı pay artıyor mu, azalıyor mu? Bu konuda çok yazacak şey var ama siz biliyorsunuz zaten. Çözmek isterseniz, sorun çok basit şekilde çözülür hekim büyüğüm. Çalışmayan, hiçbir riski olmayanlara verdiğiniz maaşları; çalışana, üretene verin; ne istifa eden olur ne de yurt dışına giden. Son dönemde en çok konuşulan şey, algı yönetimi kavramı. Ben bu kavramdan, şunu anlıyorum; bir yalanı, doğru gibi seçmene inandırmak. Hekim büyüğüm biz de üniversiteye girerken sizin kadar puan aldık; siz ne kadar akıllıysanız, emin olun biz de o kadar akıllıyız. Beni akılsız yerine koymaya çalışmanız, beni öfkelendiriyor Hekim büyüğüm.

Sayın Hekim büyüğüm, size sorular sordum umarım cevap verirsiniz. Hiç birine cevap vermezseniz; son bir sorum olacak, ona cevap verin lütfen. Dört yıldır, bizim bakanımızsınız. Bu dört yılda, siz olmasaydınız, hangi konuda sağlık çalışanları ve halkın sağlığı daha kötü durumda olurdu? Buna bir cevap verin lütfen; bak en azından bu iyi olmuş diye, yüreğimi soğutabileyim Hekim Büyüğüm...

Saygılarımla."

(haberveinsan.com)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —