Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde anjiyo olduktan sonra 25 gün yaşam mücadelesi veren Safüre Saykun’un (73) vefatının ardından çocukları, hekim hatası iddiasıyla Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü’ne 1 milyon liralık manevi tazmi
Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde anjiyo olduktan sonra 25 gün yaşam mücadelesi veren Safüre Saykun’un (73) vefatının ardından çocukları, hekim hatası iddiasıyla Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü’ne 1 milyon liralık manevi tazminat davası açtı.
“Anjiyodan sonra ağır kalp krizi geçirdiğini öğrendik!”
“Şiddetli sırt ağrısı ve bulantı” şikâyeti ile 16 Ekim 2020 günü Hacettepe Hastanesi’ne başvuran Safüre Saykun, Acil Serviste müşahede altına alındı; ardından anjiyo için Koroner Yoğun Bakım Servisi’ne sevk edildi. Anjiyoyu yapan Hekim, anjiyonun çok iyi geçtiğini, 2 stent takıldığını ve hemen taburcu olabileceğini söyledi. Ancak anjiyodan önce sırt ağrısı geçtiği için kendisini çok iyi hissettiğini söyleyen Safüre Saykun, anjiyodan sonra bir daha uyanamadı; 25 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra 10 Kasım günü son nefesini verdi.
Safüre Saykun’un çocuklarından gazeteci Melis Saykun, düzenli olarak her gün resmi bilgilendirme saatinde hastaneye gittiklerini, ancak, anjiyo sonrasında kendilerine tatmin edici bilgi verilmediğini, hekim hatasından kuşku duyduklarını söyledi. Anjiyo sonrası kan tahlillerinin ağır kalp krizine işaret ettiğini savunan Melis Saykun, bunun gerektirdiği tedavinin yapılmadığı kanaatinde olduklarını belirtti. Melis Saykun şöyle konuştu: “Annem anjiyoya girmeden önce iyi görünüyordu. Bize eve gitmemizi, orada soğukta beklemememizi söylemişti. Doktorlar anjiyodan sonra bize sürekli olarak kalp iyi, kalpte sorun yok dediler. Ancak kan tahlillerine baktığımızda, kalbinin iyi olmadığını, diğer organlara ilişkin değerlerin kalbin düzgün çalışmamasından kaynaklandığını öğrendik. Yine sepsisin (kan zehirlenmesi) anjiyodan hemen sonra geliştiğini öğrendik. Anjiyo sırasında bypasslı damarlardan biri delinmiş olabilir. Aspirin reçetesinde bile yanlışlık yapmışlar. Hastanenin avukatımızla yazılı başvuru yapmamıza rağmen idari soruşturma açmaması, bize anjiyo onam formunu vermemesi, tahlil sonuçları ile hastaneden verilen bilgilerin farklılığı, tedavinin seyri konusundaki şüphelerimizi artırdı.”
“Çok fazla soru işareti var”
Anjiyoda neden genel anestezi tercih edildiğini bilmediklerini ifade eden M. Saykun, uzmanlar tarafından normalde en erken bir haftada gelişebileceği belirtilen sepsisin (Prokalsitonin değeri) anjiyonun ertesi gün 95’e çıkmasının şüphelerini arttırdığını ifade etti. Troponin ve BNP gibi kan değerlerinin normalin çok üzerinde olmasına rağmen doktorların- kalp iyi- dediklerini iddia eden M. Saykun, anjiyodan sonra iç kanamanın yerinin tespit edilememesi, ısrarla 20 gün boyunca MR çekilmemesi, enfeksiyonun sebebinin bulunamaması gibi kafalarında birçok soru işareti olduğunu söyledi. M. Saykun, dava sürecinde anjiyo sırasında bir hata yapılıp yapılmadığını, damar yırtıldıysa neden cerrahi müdahale yapılmadığı konusunun da aydınlanacağını sözlerine ekledi.
“İdare, Hasta Dosyasını vermedi”
Avukat Buket Derya Karaman ise, konu kendisine ilk geldiğinde, malpraktis (Bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle hastanın zarar görmesi) davalarında, genelde insanların yaşadıkları acı nedeniyle olaya subjektif yaklaşabildiklerini belirterek, bu vakada ciddi zincirleme hizmet kusurları olduğunu, ancak hasta dosyasının bilirkişi tarafından incelemesinden sonra gerçeklerin ortaya çıkacağını söyledi. Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü’nden hasta dosyasını istediğini ancak -yasal yükümlülüğüne- rağmen İdarenin dosyayı vermediğini kaydeden Avukat Buket Derya Karaman, tam yargı davası sonrasında sorumlular hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarını bildirdi.