Hatay’da nöbet tuttuğu hastane enkazında kalarak hayatını kaybeden Hemşire Asiye Gül’ün eşi, Abdullah Gül, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin yaraları sarılmaya çalışılırken, enkazlarda yakınlarını kaybedenlerin sorumlulara yönelik hukuk savaşları da başladı.
Nöbette olduğu Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi’nde enkaz altında kalan ve depremin 7’nci günde cansız bedeni çıkarılan Hemşire Asiye Gül’ün eşi, Birlik Sağlık Sen Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi Temsilcisi Abdullah Gül, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Yetkililerin görevlerini ihmal ettiklerinin belirtildiği suç duyurusunda, hastanenin daha önce yıkılması gerektiği yönündeki uyarı belgeleri de delil olarak sunuldu.
“DEVLETİN HASTANESİNE ÇIĞLIKLARIMIZA RAĞMEN GELEN OLMADI”
Deprem sonrasında Muğla’daki akrabalarının yanına sığınan ve kendisi de sağlık çalışanı olan Abdullah Gül, eşinin ölümünden sorumlu olan tüm görevliler hakkında Muğla Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.
“Acımız çok büyük, acıyı yaşayan bilir” diyen Gül, “Bu acının asıl sebebinin deprem ve sonrasındaki ihmallerden kaynaklandığını gören, şahit olan biri olarak buradayım. 6 Şubat gecesi Türkiye’nin en karanlık gecesine uyandık. Eşim o gece Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi Ek Hizmet Binası’nda nöbetçiydi. Depremden sonra hastaneye gittiğimde yerle bir olduğunu gördüm. Gittiğimiz yer hastane değil de sanki moloz yığını olan bir yerdi. Polisler de sürekli hastane ek binasının yıkıldığını, içerde 80’e yakın vatandaşın olduğunu ve seslerin geldiğine dair anons geçti. Bize 28’inci saatte Ümraniye Belediyesi’nden 10 kişilik bir ekip geldi. Kendi çabalarımızla 8 vatandaşımızı kurtardık. 28’inci saate kadar yardım çığlıklarımıza rağmen, devletin hastanesi olmasına rağmen yanımıza gelen olmadı” dedi.
“EŞİME YEDİNCİ GÜN ULAŞABİLDİM”
Depremin yedinci gününde ancak eşinin cansız bedenine ulaşabildiğini ifade eden Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dördüncü günden sonra vinç ve ekipler geldi. Yedinci güne kadar ne Valilik’ten, ne Kaymakamlık’tan ne de Sağlık Müdürlüğü’nden bir kişi gelip de halimizi sormadı. Yedinci gün İl Sağlık Müdürümüz geldi, uzaktan seyretti ve gitti.
Eşime yedinci gün saat 21.00’de ulaşabildim. Allah bu acıyı kimseye yaşatmasın. Hastanemizin ek binasının 2006 yılında yüzde 40 depreme dayanıksız raporu var. 2016 yılında devletimiz sağ olsun yeni bir hastane yaptı.
Depreme dayanıksız raporu olduğu halde, dere yatağına yapılan hastaneyi aktif halde tutan yöneticilerimiz sağ olsun. Bu hastanenin 80 kişiye mezar olmasına sebep olan insanların hiç mi sorumluluğu yok.
Sendika olarak 2011, 2012 yılında yaptığımız basın açıklamaları var. ‘Depremler kapımızda, tedbir almak lazım’ demişiz. Bunun için müneccim olamaya gerek yok. Ben durumlarla ilgili şikayet dilekçemi verdim. Adalete olan inancımız sonsuz, hesap vermelerini istiyoruz” diye konuştu.
ÖNEMLİ OLAN TEDBİR ALMAK
Basın açıklamasında konuşan Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, “Çok büyük bir deprem yaşadık. Temennimiz odur ki ilerleyen süreçte bu depremlerle karşılaşmayız. Doğal afetler olabilir ama önemli olan daha önceden tedbir alabilmek. Maalesef ülkemizde bu tedbirlerin alındığı söylenemez. Afetlerde can kayıplarımız olmaya devam ediyor. Büyük depremde de pek çok eksikliğimiz ve aksaklığımız var. Biz hiçbir devlet büyüğümüzün ve vatandaşımızın bir ölüme göz yumacak vicdansızlıkta olacağını düşünmüyoruz. Ama bu eksiklikler ve aksaklıkların dile getirilmesi gerekir. Önümüzdeki süreçlerde yaşanabilecek olumsuz süreçlerde bunların tekrar yaşanmaması için çaba harcamamız gerekiyor” dedi.(Sözcü)
Birlik Sağlık Sen Hatay Temsilcisi Abdullah Gül: Yetkilileri 11 yıl önce uyardık, sesimizi duymadılar!
Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi ek hizmet binası enkazında hemşire eşini kaybeden Birlik Sağlık Sen Hatay Temsilcisi Abdullah Gül, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’na hastanenin depreme dayanaksız raporu olmasına rağmen faaliyetine devam etmesinde sorumluluğu bulunan kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Depremin ardından İzmir’e yerleşen Gül, 11 yıl önce hastane binasının fay üstüne yapıldığı uyarısını defalarca yaptıklarını belirterek, “O hastaneyi yine de oraya yaptılar” dedi.
12 yıldır Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi’nde sağlık memuru olarak çalışan Birlik Sağlık Sen Hatay İl Temsilcisi Abdullah Gül, depremde Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi ek binasının yıkılması sonucu enkaz altında kalan hemşire eşini kaybetti. Depremin ardından İzmir’e yerleşen Gül, bugün Birlik Sağlık Sen Genel Merkezi’ni ziyaret etti.
Gül, burada yaptığı açıklamada, hastanenin depreme dayanıksız olduğuna ilişkin raporlar olmasına karşın faaliyetine devam ettirildiğini belirterek, yetkililer hakkında Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.
“Depremin beşinci gününe kadar ekipler yetersizdi”
Depremin beşinci gününe kadar ekiplerin yetersiz olduğunu belirten Abdullah Gül, “Eşim Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi ek hizmet binasında depremde hayatını kaybetti. Bu süreçte birçok imkansızlıklarla boğuştuk. Kurumumuzda bize yardımcı olan kimse olmadı. Kendi imkanlarımızla birçok insanın hayatını kurtardık. Süreçte bize gönderilen ekipler depremin beşinci gününe kadar hep yetersizdi. Ve bununla birlikte yetmişin üstünde hayatımızı kaybettik. Sürecin yedinci günü öğleden sonra sadece sağlık müdürümüz geldi. O da uzaktan bizi seyredip geri gitti. Hiçbir şekilde yardımını görmedik” dedi.
“Binanın betonarmesinde deniz kabuğu vardı”
Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 2006 yılından beri depreme dayanıksız olduğu yönünde rapor olmasına rağmen faaliyetinin sürdürüldüğüne dikkat çeken Abdullah Gül, şunları söyledi:
“Hastanemizin 2006 yılından bu yana depreme dayanıksızlık raporu var. Bununla ilgili aralıklarla yapılan çalışmalarda da depremin dayanıksız olduğu ortaya konuldu. 2006’dan bugüne kadar depreme dayanıksız raporu olmasına rağmen hastanenin faaliyette olmasından dolayı eşimle birlikte 70’in üzerinde insan hayatını kaybetti. Bu süreçle ilgili Muğla Başsavcılığı’na o binanın yapımını üstlenen müteahhit ve depreme dayanıksız olmasına rağmen hala faaliyette sunulmasını uygun gören yöneticiler hakkında suç duyurusunda bulunduk. Binanın betonarmesinden, deniz kabuğundan tutun 10-15 santim büyüklüğünde taşlara varana kadar. Birçok normal yapıda bulunmaması gereken betonarmenin sonucuna şahitlik ettik. Demirlerinin yanlış bağlantılarının yapıldığını, eksik yapıldığına şahitlik ettik. Oradaki bilirkişideki arkadaşlarla birlikte.”
“Yetkilileri 11 yıl önce uyardık, sesimizi duymadılar”
Birlik Sağlık Sen olarak yetkilileri 11 yıl öncesinden uyardıklarını belirterek Gül, şunları dile getirdi:
“Biz bunu sendika olarak 2010, 2011 ve 2012 yıllarında yeni devlet hastanemizin şu andaki bulunduğu konumda fay hattının üzerine yapıldığından dolayı yapılmasın diye basın açıklamalarımız oldu. Eylemlerimiz oldu. Pankartlarımızı açtık. Bu 2012 yılında açtığımız pankartımız ‘Kampüs hastane projemiz, ölüm projemiz olmasın’ diye bundan 11 yıl önce uyardık biz insanları. Yetkilileri uyardık. Platformlar oluşturduk. Sivil toplum örgütleriyle ortak hareket ettik. Ama bir türlü o dönemin yetkilileri sesimizi duymadı, o hastaneyi yine de oraya yaptılar. Bu hastane fay hattının üzerine olduğu için şu anda yıkılma kararı verildi. 6 yıllık hastanemize yıkılma kararı verildi. Hatay’da Kırıkhan Devlet Hastanesi, Hatay Devlet Hastanesi, Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi, ek binası, Mustafa Kemal Üniversitesi, bunların hiçbiri şu anda kullanılamaz durumda. Ayrıca İskenderun Devlet Hastanesi’nin ek binası da kullanılamaz durumda. Çadır hastanelerle idare edilmektedir şu anda. Bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız. Bundan sonra olayların başka illerde başka vatandaşlarımız bu acıları yaşamasın diye sonuna kadar bu mücadeleyi vereceğiz ve sendikamız olarak da takipçisi olacağız.” (ANKA)