Ülkemizin birçok bölgesinin deprem kuşağında yer aldığı ve bu bölgelerdeki yapı stoğunun önemli bir miktarının 1998 yılında yürürlüğe giren deprem yönetmeliğinden önce mühendislik hizmeti görmeden inşa edildiği bilinmektedir.
Ülkemizin mevcut betonarme binalarında görülen en önemli sorunlardan bazıları düşük beton basınç dayanımına sahip olması, donatıların yüksek karbonlu üretilmesi ve kritik bölgelerdeki yetersiz enine donatılar gelmektedir. Bu olumsuzluklardan dolayı binanın dayanım ve süneklilik kapasiteleri azalmakta, hasarlar oluşmakta ve binalarda can kaybına neden olan kısmi veya toptan göçmeler görülmektedir. Özellikle, şiddetli depremlere karşı güçlendirilmesi gereken pek çok betonarme bina mevcuttur. Deprem sonrasında bina hasarlarınını çoğunlukla kiriş-kolon birleşim bölgelerinde olduğu görülmüştür.
İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Yapı Ve Deprem Laboratuvarında 2015-2019 yılları arası doktora çalışması kapsamında, şiddetli depremlere karşı deprem dayanımı düşük, mevcut betonarme binaların kullanımda iken oldukça hızlı ve ekonomik şekilde güçlendirilmesini sağlayabilecek yeni bir malzeme ve yeni bir güçlendirme tekniğinin geliştirilmesi üzerine Quasi-static deneyler yapılmıştır.
Bu doktora tezinin amacı, betonarme çerçeve sistemlerinin karbon esaslı “TRM VEYA FRCM” ile yatay yük taşıma kapasiteleri, eğilme ve kesme kuvveti kapasitelerinin arttırılıp, daha sünek davranması, çerçevenin mukavemetinde önemli ölçüde azalma ve kararsız denge olmaksızın deprem esnasında ortaya çıkan enerjinin büyük kısmını elastik sınırın ötesinde, elastik olmayan davranışla ve tersinir dönüşümlü büyük şekildeğiştirmelerle yutma yeteneğini araştırmaktır.
Tez kapsamı çalışmasında, PROF. DR. KADİR GÜLER danışmanlığında düşük beton basınç dayanımlı ve normal beton basınç dayanımlı çerçevelerin kiriş-kolon birleşimleri yerine potansiyel plastik mafsalların meydana geleceği kiritik uç bölgeleri güçlendirilmiştir. Bu güçlendirme tekniğinde sistemin yatay yük taşıma kapasitesi, rijitliği ve sünekliliği aynı anda artabilmiştir.
6 ŞUBAT depremlerinden sonra hafif, orta ve ağır hasarlı binaların mutlaka işin uzmanı ve bu konuda ihtisas yapmış mühendislerce incelenmesi gerekliliği son derece önemli bir konudur. Ancak gördüğüm kadarıyla “gözü hasta olanların göz doktoru yerine ortopedi ve diğer dallarda ihtisas yapmış kişilere gidilmesi” misali işin ehli olmayan insanlar vasıtasıyla müdahele edildiği görülmektedir. Şu cümle unutulmamalıdır : “YARIM DOKTOR CANDAN YARIM HOCA İMANDAN EDER”. Amacımız deprem geçirmiş bu binaların onarılıp güçlendiriltikten sonra gelecek kuşaklara güvenilir yapılar olarak bırakmaktır. Aksi taktirde gelecek nesiller de bedel ödemeye devam edecektir.
Selam ve dua ile SİNAN MURAT CANSUNAR
Kasım 2022 de uluslarası scı indexli q2 bir dergide "depreme maruz binaların güçlendirilmesi üzerine makalem yayınlanmıştır."
http://www.techno-press.org/?page=container&volumeno=23/5&journal=eas
(doi: 10.12989/eas.2022.23.5.473)