SES Gaziantep Şubesi Eş Başkan Serpil DAĞDEMİR; Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak yılladır “sağlıkta dönüşüm” adı altında yapılan halk ve emekçiler lehine olmayan uygulamalara karşı alanlardayız. Bugüne kadar uygulanan bu politikalara karşı dediğimiz her konuda maalesef haklı çıktık. Hizmeti üretenlerin ve halkın temsilcilerinin içinde yer olmadığı bir programın başarı şansı olmadığını söyledik. Kapitalist üretim-tüketim ilişkilerine indirgenen sağlık ve sosyal hizmetlerde başarı olmaz dedik.
COVID-19 pandemisi ile kapitalist sağlık sistemlerinin tümünün çöktüğünü, nasıl aciz kaldığını tüm dünyada gördük. Devrim gibi anlatılan bu projelerin Türkiye’de de nasıl çöktüğüne hep birlikte şahit olduk.
Bugün Niçin alanlardayız. Yaşadığımız binlerce sorundan bazıları şunlardır:
-Sistem tarafından 10 dakikada 2 hasta muayene edilmesi dayatılmaktadır. Yeterli hizmeti alamayan hasta hekime, personele sinirlenmektedir. Bu dayatma hasta haklarına da hekimin meslek onuruna da hakarettir.5 dakikada sağlık olmaz..
-Aile hekimliklerine keyfi ve kuralsız cezalandırmalar, güvencesiz ve ucuz şekilde çalışma getirilmiştir.
-3.Basamak hastanelerine sevksiz gidebilme, eğitim ve araştırma yerine muayenenin öncellenmesi ve personel eksikliğinden kaynaklı asistan hekimlerin eğitim yerine muayene ve kırtasiyecilik yapma gibi nedenlerle yaşadığı angarya ve uzun çalışma saatleri.
-Yeterli kadro açılmaması nedeniyle personel açığından kaynaklı olarak her birimde iş yükümüz artmış ve artan gece nöbetleri ile personel sağlıklı çalışamaz hale gelmiştir.
-Pandemi ile mücadelede yaşamını yitiren yüzlerce ve enfekte olan yüzbinlerce sağlık emekçisi olmasına rağmen COVID-19 meslek hastalığı sayılmamıştır.
-Yıllardır oyalanarak seçim yatırımına dönüştürülen 3600-7200 ek gösterge sorunumuz çözülmemiştir.
-Açlık sınırının az üstünde yoksulluk sınırının çok çok altındaki temel ücretler, emekliliğe yansımayan ve adil olmayan döner sermaye uygulamaları devam etmektedir.
- mesleklerin değersizleştirilmesi nedeniyle sağlık emekçileri istifa etmekte ve yurtdışına gitmektedirler.
-Sağlık hizmetlerinin planlanmasından sunumuna kadar geçen süreçlerin hiçbirinde işkolu emekçileri ve sağlık emek meslek örgütleri dahil edilmemektedir.
-İdareci seçimlerinde liyakat aranmamakta, işkolu emekçilerine tercih hakkı verilmemektedir.. Bu nedenle de çalışma rejimi açısından da demokratik olmayan koşullar mevcuttur.
-KHK rejimi, güvenlik soruşturmaları nedeniyle işten atmalar vemezun olan arkadaşlarımızı göreve başlatmamalardan kaynaklı yaratılan korku ile örgütlenmede kaygılarmevcuttur.
-Yöneticilerin dili, kışkırtılan sağlık talebi nedeniyle sağlık sisteminde her geçen gün şiddet olayları artmaktadır.
Gibi birçok sorun yaşamaktayız. Ayrıca yaşadığımız toplumun yaşadığı sağlık hakkı sorunlarını bizlerde yaşıyoruz. Üstelik bu sorunları yaşayanlar olarak ta çoğu zaman hedefe konan yine bizler oluyoruz.
Ekonomik krizle birlikte iyice yoksullaşan halkın verdiği vergiler sağlık hizmeti almasına yetmiyor. 14 kalem de halkın cebinden çıkan katkı-katılım payları ve ilave ücretler, SGK Ödemesi kapsamından çıkarılan ilaçlar ve yılbaşından sonra zam gelecek diye piyasaya sunulmayan yüzlerce kalem ilaç nedeniyle yaşanan ilaç krizi, ilaçta reklamın ve reçetesiz ilacın önünü açmaktadır.. Eczacılar SGK’nın tahsilatçısı konumuna düşmüştür.
Pandemi koşullarının tıkadığı sağlık sistemi nedeniyle kronik hastalıkları olanların dahi sıra alamaması, Koruyucu sağlık hizmetleri yerine tedavi edici sağlık hizmetlerine ve özel sektöre bütçeden ayrılan payların büyüklüğü, İnsanların yaşam alanlarına yakın hastanelerin kapatılıp, erişimin zor olduğu şehir hastaneleri gibi daha birçok sorun sayabiliriz.
İş kolumuzda yaşadığımız bunca soruna ek olarak birde işbarışımız bozulmaya çalışılmaktadır.TİS döneminde ek ödemelerin belli sayıda meslek grubuna verilip diğerlerine verilmemesi, en son 1 Aralık’ta torba yasada yaşatılan benzer durum çalışanlar arasında tartışmalara neden olmuştur. Torba yasada hekimlerin sabit ek ödemeleri ile emekli ek ödemelerine yönelik azda olsa yapılan artışı olumlu bulmaktayız. Bu düzenlemenin tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri içinde yapılması için yasa teklifleri hazırladık. Mücadele yürüttük. Ancak hükümet yetkilileri, muhalefetin bizler için verdiği teklifi kabul etmedikleri gibi emekli hekim ve diş hekimleri için yaptıkları düzenlemeyi de geri çektiklerini ifade edip görüşmeleri ileri bir tarihe ertelediler.
Bu durum kabul edilemezdir! Sağlık ortamının iş barışını, huzurunu kökten dinamitlemektir!
Hepimizin çalışma koşulları ağır ve hepimizin maaşı çok düşük ve her geçen gün mum gibi erimektedir. Hangi meslek mensubunun ekonomik ve özlük haklarına yönelik bir kazanım elde etsek ya da düzenleme sağlansa hepimiz mutlu oluruz. Dayanışma ve ortak mücadele ile ekibin bir parçası olan her çalışanın ve meslek mensubunun haklarının iyileştirilmesi için birlikte mücadele etmekten geri adım atmamalıyız. Ülkeyi yönetenler angarya koşullarında, sefalet ücretleri ile bizleri çalıştırırken ayrım yapmamaktalar. Ne zaman haklarımızı elde etmek için ortaklaştığımızda, güçlü ses çıkardığımızda bizleri bölmeye ,mobbing uygulamaya, ötekileştirmeyebaskı altına almaya çalışmaktalar.
Sağlık Ekip İşidir. Ekibin Her Bir Üyesi, İnsanca Yaşayacak Bir Ücret ve Güvenli Çalışma Koşullarında Ekip Olarak, İş Barışı Bozulmadan Çalışmak İstemektedir. Bizleri ayrıştırmaya çalışan bu politikalara karşı birlikte mücadele ederek birlikte kazanacağız.
Her geçen gün fakirleşiyoruz, bu gerçeği biz yaşarken bizi yalan sözlerle kandırmaya çalışmayı bırakın. Sahte enflasyon oranlarının bile altındakisözde ücret artışlarına imzalar atılıp sonra çıkıp buna tarihi kazanım deniyor. İktidar bir taraftan, Sağlık Bakanlığı öte taraftan, yetkili sendika diğer taraftan sağlık emekçilerinin aklıyla dalga geçiyor!
Bıçak kemikte! Biz sağlık emekçileri COVID ile mücadele ederken, hastalanırken, hayatımızı kaybederken “emekleriniz ödenmez” edebiyatı yapanlara cevabımız netti. Hakkımız ödenir, Hakkımızı ödeyin! 2022 yılı TİS masasına 100 den fazla talebi Konfederasyonumuz KESK üzerinden yollamıştık. Ancak birçok talebimiz ne hükümet tarafından ne de yetkili sendika tarafından tartışmaya dahi açılmamıştı. Evet sorunlarımız çok, derdimiz büyük. Mücadele edecek çok başlığımız, kazanacak çok hakkımız var.
Kısa vadede acil taleplerimiz var. Bunlar;
- Tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri için döner sermaye performans uygulamalarının kaldırılarak yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret verilmesi,
- 3600’den başlayarak kademeli olarak 7200 ek gösterge verilmesi,
- Covid-19’un iş kazası ve meslek hastalığı sayılması ve
- Ayrım yapmadan tüm personele Yıpranma payı verilmesi.
Bugün bunlar için iş bıraktık ve alanlardayız. Bu bir uyarı grevidir. Taleplerimiz hayata geçinceye kadar mücadeleye devam edeceğiz.
Tekrar haykırıyoruz; kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz!