6 Şubat'taki Pazarcık merkezli ilk depremde Gaziantep Büyükşehir Belediyesi İnayet Topçuoğlu Hastanesi'nde kuvözdeki bebekleri korumaya çalışırken güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerle takdir toplayan hemşire Gazal Çalışkan, görevini aynı serviste sürdürüyor.
Çalışkan, deprem anında hem insani hem de mesleki olarak kaçmanın aklından geçmediğini, bebeklerin kendilerinin emanetinde olduğunu ve bu sorumlulukla çalıştıklarını söyledi.
"O bebekler bizim elimize bakıyor, ben çıkarım kurtarırım kendimi ama onların öyle bir şansı yok. Bu bizim vicdani sorumluluğumuz. Görevimizi yaptık biz." diyen Çalışkan, güvenlik kamerası görüntülerinin basında yer almasından sonra güzel dönüşler aldığını belirtti.
Hastanede ekip arkadaşlarından, çevresinden ve sokakta görenlerden güzel sözler duyduğunu aktaran Çalışkan, şöyle konuştu:
"Sosyal medyada çok insan bana ulaştı, güzel şeyler söyledi. Benim için büyük bir şey değil ama daha sonra bakınca büyük bir şey yaptığımı fark ettim. Depremi yaşayan herkeste bir travma oluştu. 6 Şubat'ta yine nöbetçiyim. Dilerim, bir 6 Şubat daha yaşamayız. Herkes maddi ve manevi zarar gördü. O anları yaşamayı kimse istemiyor. Biz de istemiyoruz. O gün burada 6 bebeğimiz vardı, şimdi daha fazla. Bebek sayımız daha fazla olduğu ana denk gelseydi nasıl olurdu bilemiyorum. En küçük bir sarsıntıda bile korkuyoruz artık."
Güvenlik kamerası kayıtlarında kendini izlediği zaman duygulandığını ifade eden Çalışkan, deprem anında ellerinden geleni yaptıklarını kaydetti.
Çalışkan, "Görüntüden önce çok büyük bir şey yaptığımızı düşünmüyorduk ama izledikten ve gelen yorumlardan sonra yaptığımızın farkına vardık. Elimizden geleni yaptık. Bebeklerin ebeveynleri daha sonra gelip bize teşekkür etti." ifadelerini kullandı.(A A)
İnayet Topçuoğlunda yenidoğan ünitesinde deprem anında küvözler sert bir şekilde sallanmaya başlayınca bebekleri korumak için onlara siper olan Hemşireler Devlet Nizam ve Gazel Çalışkan büyük takdir topladı . Görüşlerini aldığımız hemşireler " depremle birlikte büyük panik yaşanırken bizler de bebeklerimizi korumak için fküvözleri sabitledik,onlar bize emenaet edilen yeni doğmuş bebekler, biz bir aileyiz dediler.
Gaziantep’te meydana gelen depreme, çalıştığı İnayet Topçuoğlu Hastanesi’de yakalanan yenidoğan hemşiresi Devlet Nizam, deprem anını anlattı.
Gaziantep’te meydana gelen depreme, çalıştığı İnayet Topçuoğlu Hastanesi’de yakalanan yenidoğan hemşiresi Devlet Nizam, deprem anını anlattı. Hemşire, o anda bebeklere zarar gelmesin diye kuvözleri tuttuğunu aklına kaçmanın gelmediğini belirtti.
Kahramanmaraş merkezli depremde Gaziantep’te bir hastanede görev yapan hemşirelerin deprem anında yaşadıkları panik kameralara yansıdı. Prematüre ve hasta bebeklerin bulunduğu odaya koşan hemşireler, hayatlarını hiçe sayarak elleriyle bebek bulunan kuvözleri tuttu. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi İnayet Topçuoğlu Hastanesi yenidoğan yoğun bakım ünitesinde görev yapan hemşireler Devlet Nizam ile Gazel Çalışkan, Kahramanmaraş merkezli 7.7 büyüklüğündeki depremde büyük panik yaşadı. Güvenlik kameralarına da yansıyan görüntülerde sallantıların hissedildiği anlarda büyük korku yaşayan hemşireler, koşarak prematüre ve hasta olan bebeklerin yer aldığı kuvöz odasına koştu. Ayakta bile durmakta zorlanan hemşireler, yaşanan şiddetli sallantıya rağmen, hemen kuvözlere sarıldı. Hemşireler, sallantıda kuvözlerin devrilememesi için yoğun çaba harcadı.
“O an sadece bebekleri korumak vardı aklımda”
O anları anlatan hemşire Devlet Nizam, sarsıntı sırasında aklında sadece bebekleri korumak olduğunu belirterek, “Ben 3,5 yıldır burada görev yapıyorum. Deprem olduğunda arkadaşım bana haber verdi. Koşarak kuvözleri tutmaya çalıştım. Çünkü bebekler düşer diye korktum. O an kaçmak aklıma bile gelmedi tek düşüncem bebekleri kurtarmaktı” diye konuştu.
Hemşire Şeyma Alakuş deprem anında kaçmak yerine hasta çocukları kurtardı!
Gaziantep’te bir hastanede görev yapan Hemşire Şeyma Alakuş, deprem anında dışarı kaçmak yerine hastaları tahliye etmek için canını hiçe saydı. Şeyma hemşire yaşadıklarını TRT Haber’e anlattı.
Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen 7,7 büyüklüğündeki depremin sarsıntı şiddeti Gaziantep’teki İnayet Topçuoğlu Hastanesi’nin güvenlik kameralarına da yansıdı.
Hastanede görevli pediatri hemşiresi Şeyma Alakuş, deprem anında hastalarını kurtarmak için hastane koridorlarında canla başla koşturdu.
Binadan tahliye ettiği hastaları bırakıp başka hastalar için tekrar hastaneye girdi.
“Onlar önce Allah’a sonra bize emanetler”
Deprem anında dışarı kaçmak yerine hastaları tahliye etmek için canını hiçe sayan Şeyma hemşire o anları TRT Haber’e anlattı.
Sallantıyı ilk hissettiğinde servisindeki hastaları düşündüğünü ve onları kurtarmak istediğini aktaran Alakuş şöyle konuştu:
“Onları kurtaramasam ve bir çöküntü olsa bile onların yanında olacaktım. Servisimde yatan çocuğu tanıyorum. Sürekli kontrol ettiğim bir hastamdı. Onlar önce Allah’a sonra bize emanetler. Biz her ne olursa olsun onların yanında olmamız gerekiyor. Ben de o gün vicdanen ve kalben burada olmam gerektiği için geldim. Tanımıyor olsam da yine aynı şeyi yapardım.
Saat 04.00 civarında acil servise doğru gittim. Ekip arkadaşlarımın yanına gitmiştim. Sarsıntıyı hissettiğimde ‘servisteki çocuklarım’ dediğimi hatırlıyorum. Önce soğukkanlı olmaya çalıştım. Sarsıntının biraz hafiflediğini hissedince onları direk aldım ve dışarıya güvenli bir şekilde çıkarmak istedim.
“Hastalarıma bir şey olsaydı vicdan azabından yaşayamazdım”
Tekrar geri döndüm. 109 numaralı odada ortopedi hastam vardı. Çıkamadı ben de onun çıkarmaya çalıştım. O hastam için tekrar geri döndüm. O hastayı çıkardıktan sonra ikinci katta dahiliye servisimiz var. Oradaki yetişkin hastalarımızı buradaki arkadaşlarımla birlikte el birliğiyle çıkardık ve güvende olmalarını sağladık.
Ailem de Gaziantep’teydi ancak asla telefon açamadım. Ailemin nasıl olduğunu bilmiyordum ama görevimi yerine getirmeye çalıştım. Vicdanen içim çok rahat. Hastalarıma bir şey olsaydı vicdan azabından yaşayamazdım.
“Görevime devam edebilmek için Antep’te kaldım”
Aileme daha sonra ulaştım ve iyi olduklarını öğrenince mutlu oldum. Yine mutluyum. Arkadaşlarımdan ve deprem bölgesinde çalışan arkadaşlarımdan Allah razı olsun. Benim yaptığımın yanında onların yaptığı fedakarlıklar çok daha büyük. Mutluyum, insanlara insanlığı gösterebildiysek mutluyum.
İkinci dereceden kaybettiğim yakınlarım var. Acımız hepimizin acısı. Zor bir dönemden geçiyoruz, inşallah bu dönemleri atlatırız. Evim şu an hasarlı olarak çıktı. Biz 7 kişilik bir aileyiz. Ailemi Bursa’ya göndermek zorunda kaldım ve şu an bir akrabamda kalıyorum. Görevime devam edebilmek için Antep’te kaldım. Her zaman bir umut var. İyi olursak her zaman iyilerle karşılaşıyoruz. Hayat bizi çok güzel yerlere yönlendiriyor. Umut var...”