Gaziantep’te 20 Ağustos 2022 günü kaza yapan bir araçtaki yaralıyı ambulansa taşıyanlara, arkadan gelen otobüsün çarpması sonucu meydana gelen feci kazayla ilgili davada ikinci duruşma görüldü. İHA muhabirleri Muhammet Abdulkadir Esen ve Umut Yakup Tanrıöver ile birlikte 3’ü itfaiye eri, 3’ü sağlık personeli olmak üzere toplam 16 kişinin ölümüyle sonuçlanan feci kazanın ikinci duruşma Nizip Ağır Ceza Mahkemesinde görülürken, dava 21 Eylül tarihine ertelendi. Nizip Cumhuriyet Başsavcısı davayla ilgili mütalaasını hazırladı.
Savcılık mütalaasını hazırladı
Savcılık mütalaasında, şu ifadelere yer verdi:
“20.08.2022 günü Aziz Birdal sevk ve idaresindeki 16 AC 6937 plaka sayılı araç ile Gaziantep istikametinden Şanlıurfa yönüne seyir halindeyken tek taraflı trafik kazasına karışmış. Bu kazanın ardından Olay yerine yardım ve müdahale amaçlı 27 A 5934 plakalı polis aracı, 27 AHN 050 plaka sayılı ambulans aracı, 27 AHN 054 plaka sayılı ambulans aracı ve 27 ABG 058 plaka sayılı itfaiye aracı Olay mahalline gelerek emniyet şeridinde durmuşlardır. Gerçeklesen bu kaza sonucu yaralanan Aziz Birdal’ın sağlık ve itfaiye görevlileri ile vatandaşlar tarafından ambulans aracına götürüldüğü esnada (saat 11.04) sanığın sevk ve idaresindeki 33 SR 157 plakalı ’Özel Diyarbakır’ firmasına ait otobüsün kontrolünü kaybederek sağa sola manevralar yaptığı sonrasında aracın devrilmesi ve sağ yan tarafına yatar vaziyette yol üzerinde sürüklenerek olay mahallinde bulunan 27 AHN 054 plakalı ambulansın arka kısımlarına ve 27 AHN 050 plaka sayılı ambulansın arka kısımlarına çarpması bu çarpmanın etkisiyle ters dönen 27 AHN 050 plakalı ambulansın da savrularak önünde bulunan 27 ABG 058 plaka sayılı itfaiye aracının sol arka ve yan kısımlarına çarpması sonucu birden fazla kişinin hayatını kaybettiği ve yaralandığı bahse konu trafik kazası meydana gelmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada incelendiğinde sanığın idaresindeki otobüse ait fren izleri ve bu izlerin, kaza alanında bulunan polis, itfaiye ve ambulanslara olan mesafesi, otobüsün yan yatarak sürüklenmesi, sürüklenme mesafesi ve aracın kayar vaziyette kazaya karışmış olması, bu hususlarla birlikte olay mahallinde bulunan araçların emniyet şeridinde bulunmaları, vaktin gündüz olması, mahalde bulunan trafik kazası levhası yol daraltma dubaları, kaza alanındaki taşıt ve yaya yoğunluğu, idaresindeki otobüste bulunan yolcuların, sanığın sürüş esnasındaki eylemlerine yönelik ifadeleriyle birlikte diğer tüm bilgi ve belgeler bir bütün halinde değerlendirildiğinde, sanığın meydana gelen kazada; sevk ve idaresindeki otobüs ile seyri sırasında herhangi bir kaza neticesinin meydana gelebileceğini öngörmesine rağmen, şoförlük bilgi ve deneyimine, içinde bulunduğu koşullara, önceki tecrübelerinin olumsuz neticelenmemesine olan güveni sebebiyle, ölüm veya yaralanma ile neticelenebilecek herhangi bir kazanın meydana gelmeyeceğine ya da meydana gelse dahi bu türden bir kazayı önleyebileceğine güvenerek hareketine devam etmek suretiyle, öngördüğü ancak gerçekleşmesini istemediği kaza neticesine sebebiyet verdiği, bu nedenle bilinçli taksirle hareket ederek gereken dikkatini yola vermediği, ön görüş alanını yeterince kontrolü altında bulundurmadığı, ileride bulunan polis, itfaiye ve ambulans araçlarını yol daraltma dubalarını ve trafik kazası levhasının varlığını zamanında fark ederek hızını uygun seviyeye düşürmediği aracın kontrolünü kaybederek sağa sola manevralar yaptığı ve sağa yan tarafına yatık vaziyette yol üzerinde sürüklenerek asli kusurlu olarak bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet vermek suretiyle üzerine atılı suçu işlediği sabit olduğundan eylemine uyan TCK 85/2. maddesi uyarınca TCK 22/3 atfı ile teşditen üst sınırdan cezalandırılmasına, hakkında TCK m. 53/6 uyarınca hak yoksunluklarının uygulanmasına, adli emanetin 2022/860 sırasında kayıtlı eşyaların dosyada delil olarak saklanmasına, 2022/948 kayıtlı sanığın cep telefonuna ait adli kopya ve raporu içeren Kingston marka 64 GB kapasiteli flash belleğin dosyada delil olarak saklanmasın, gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin TCK m. 63 uyarınca verilecek cezadan mahsubuna karar verilmesi şeklinde olduğu, kamu adına talep ve mütalaa olunur.” denildi.