Medicalpark Gaziantep Hastanesi Beslenme ve Diyetik Bölümü Uzman Diyetisyeni Özlem Güleçoğlu, bütün dünyayı ve Türkiye'yi etkisi altına alan yeni tip korona virüsün etkilerinden korunmak için evden çıkmayan vatandaşlara yapılabilecek diyetler hakkında bilgi verdi. Güleçoğlu, korona virüsten korunmak için evde kalınan günlerde psikolojik olarak güçlü hissetmenin süreci atlatmak için önemli ve gerekli olduğunu vurguladı. Güleçoğlu, bu süreçte yeme ve içme alışkanlığının bağışıklık sistemini ve metabolizmayı etkilediğinin de önemine dikkat çekti. Uzman Diyetisyen Güleçoğlu, içinde bulunulan bu stresli ve zor günlerde hayata daha olumlu bakmak, daha canlı ve zinde hissetmek için mutluluğun simgesi olan serotoninin arttırılmasını gerektiğini açıkladı. Güleçoğlu, serotoninin nasıl arttırılması gerektiğiyle ilgili ise, “Serotonin hormonu günlük hayatta çok sık duyduğumuz terimlerden biri. Serotonin, insanda mutluluk, canlılık ve zindelik hissi veren bir nörotransmitterdir. Bu nedenle mutluluk hormonu olarak bilinir. Serotonin eksikliğinde kişide depresif, yorgun, sıkılgan bir ruh hali görülür. Serotonin yapısal olarak monoamin grubuna girer ve triptofan aminoasitinden sentezlenir. Serotonin vücudun çeşitli kısımlarında üretildiği gibi beyinde de salgılanır. Serotonin hormonu bedensel ve ruhsal olarak birçok durumu etkiler. Açlık, yorgunluk, uykusuzluk, stres, yemek yeme alışkanlıkları, ortamdaki ışık düzeyi ve kullanılan ilaçlar gibi birçok faktör insan vücudundaki serotonin düzeyini etkilemektedir. Stres ve düşük kan şekeri serotonin düzeyini düşürürken, kusma, oksijen, içinde aminler bulunan gıdalar (peynir, çikolata, portakal, mandalina, domates) ve içinde triptofan isminde bir çeşit amino asit bulunan gıdalar (süt, hindi eti) serotonin düzeyini yükseltmektedir” dedi.
Korona virüs nedeniyle evde kalanlara bu yönde tavsiyelerde bulunan Güleçoğlu, “Biraz bilimsel bilgiden sonra korona virüs salgını nedeni ile evlerimizde kalmak durumundayız. Evde geçirdiğimiz sürenin artması yemek ve atıştırmalıkları da artırdığımız anlamına gelmektedir. Bu süreçte kilo artışları yaşandığı gibi bizim de sağlıksız bir sona doğru sürüklediğimizi görmekteyiz ya da görmeliyiz. Karantina günlerinde insanların hem zayıflayıp hem de kendilerini mutlu hissedebilmeleri çok önemli. O yüzden evde kalan vatandaşlar sabah kahvaltıdan hemen önce 2 su bardağı ılık su, çiğ badem, dut kurusu, yulaf ve ev yoğurdu (hepsini karıştırıp tüketebiliriz) tüketebilir. Ara öğünde ise çiğ fındık tercih edilebilir. Öğle yemeğinden önce 2 su bardağı ılık su içebilir ve sonrasında barbunya yemeği yenebilir. Ev yoğurdu da tüketilebilir. Yine ara öğünde çiğ kaju olabilir. Akşam yemeğinde de yemek öncesi 2 su bardağı ılık su önemli. Yemekte ise kuzu haşlama ve söğüş domates yenebilir” diye konuştu.