ENFLASYON ve KUR TAHMİNİ

Değerli Arkadaşlar bir yılı daha tamamlamak üzereyiz. Yıl sonuna yaklaştığımız şu günlerde bana ulaşan arkadaşlarım enflasyon ve döviz kurlarına ilişkini tahminlerimi soruyorlar. Bu yazıyı bu çerçevede hazırladım.

EKONOMİ 13.12.2022 15:44:00 0
ENFLASYON ve KUR TAHMİNİ


ENFLASYON BEKLENTİLERİM
Bildiğiniz gibi Kasım 2022 itibarıyla son bir yıllık TÜFE enflasyonu (resmi TÜIK rakamı olarak) yüzde 84,39’dur.
Geçen yılın Aralık ayı TÜFE enflasyonu yüzde 13,58 idi. 
Bu ayın sonuna geldiğimizde % 13,58 endeksten çıkacak, yerine 2022 Aralık ayı enflasyonu eklenecek.
Burada bir varsayımda bulunalım; Eğer Aralık ayı enflasyonu yüzde 3 olarak gerçekleşirse 2022 yılı enflasyonu baz etkisiyle % 67,22 olacaktır. Merak edenler aşağıdaki hesaplamayı inceleyebilir.
2022 Aralık Tüfe enflasyonunun yüzde 2 ilâ 4 arasında gerçekleşeceği varsayılırsa, bu durumda 2022 yılı Tüfe enflasyonunun yüzde 65,6 ilâ 68,8 arasında gerçekleşme olasılığı çok yüksek olacaktır.
Akılda kolay kalması için isterseniz rakamları biraz yuvarlayalım: Enflasyonun yüzde 2-4 aralığında olması durumunda 2022 yılı enflasyonu yüzde 66 ila 69 arasında gerçekleşecektir.
Hazirana kadar aylık enflasyonların yüzde 3 civarında gerçekleşeceği varsayımıyla baz etkisindeki düşüş sayesinde Haziran ayındaki seçime büyük olasılıkla yüzde 41-45 aralığında bir enflasyon rakamıyla girme ihtimalimizin yüksek olacağını değerlendiriyorum (eğer kur patlayarak aylık enflasyon rakamlarını yüzde 3’ün üzerine çıkarmaz ise).
 

KUR BEKLENTİLERİM
Hükümet kuru tutabilmek için her çareyi deniyor.
Son açıklanan rakamlara göre Brüt Döviz Rezervi 125 milyar dolara ulaştı. Artmaya devam ediyor.
Net Rezervler swap hariç eksi 65 milyar dolarlara kadar kötüleşmişti. Şimdi biraz iyileşerek eksi 55’lere kadar toparladı.
Dün sabah Suudi Arabistan’dan yapılan bir açıklama ile 5 milyar dolarlık bir swap anlaşması konusunda mutabakata varıldığı, bir haftaya kadar Merkez Bankasına bu rakamın transfer edileceğini öğrendik.
10 milyar dolarlık benzer bir anlaşmanın da Katar ile yapılması beklenmekte.
Rusya Akkuyu Nükleer Santrali için daha önce Türkiye’ye ciddi miktarda döviz transfer etmişti. Şimdide Botaş’ın Gazprom’a olan doğalgaz ödemelerinin 2024 yılına ertelenmesi konusunda görüşmeler devam ediyor. Büyük bir ihtimalle olumlu sonuçlanacak.
Rus Oligarkların Türkiye’ye soktukları döviz miktarı tam bilinmemekle birlikte ciddi bir yekün tuttuğu tahmin ediliyor.
Rusya’da ilan edilen seferberlik üzerine ülkeden kaçarak Türkiye’ye gelen Rusların yanlarında, ceplerinde önemli miktarda döviz getirdikleri konuşuluyor.
İlişkilerin düzeltildiği BAE’den de önemli bir kaynağın Türkiye’ye gönderildiği söyleniyor.
Yakın zamanda Ödemeler Dengesi Turizm istatistiklerinde de revizyona gidildi. Bu revizyon somut döviz girişi sağlamasa da kağıt üzerinde de olsa Türkiye’nin döviz gelirlerinin arttığı, dış açığının küçüldüğü algısı yaratılmasına yardımcı oldu.
Ayrıca son günlerde küresel resesyon endişeleri nedeniyle petrol fiyatlarının da 80 doların altına gerilemesi dış açığın azalması yönünden pozitif bir gelişme yaratmakta.
ABD’de faiz artırımlarında yavaşlamanın başlama olasılığı dolar endeksinin düşmesine neden oldu. Bu da bizim gibi gelişmekte olan ülkeler açısından rahatlatıcı bir faktördür.
Dövizdeki durgunluğu gören firmalar ve vatandaşlar bankalardaki döviz mevduatlarını yavaş yavaş bozdurmaya başladılar.
Yabancıların da son haftalarda Türkiye’ye ilgilerinin artmaya başladıkları görülmekte. Çok yavaş ta olsa devlet tahvillerine ve borsaya giriş yapmaktalar. Seçim yaklaştıkça bu ilginin artacağı düşünülmektedir.
Bütün bu gelişmeler dikkate alındığında; çok büyük bir olumsuz olay olmadığı takdirde, seçime kadar döviz kurlarında bir patlama yaşanması beklenmemektedir. Döviz kurlarının hükümetin kontrolü altında yavaş bir şekilde artacağı tahmin edilmektedir.
Seçim sonrası dönemde kurların hareketini seçimin kim tarafından kazanıldığı ve kazananın nasıl bir ekonomi politikası izleyeceği belirleyecektir.  


BU KOŞULLAR ALTINDA TASARRUFLARIMIZI NERELERDE DEĞERLENDİREBİLİRİZ
Döviz kurlarının Merkez Bankası ve BDDK tarafından baskılanması sonucu kurlardaki artış enflasyonun gerisinde kalmaya başlamıştır. Bu nedenle Kur Korumalı Mevduat hesabı avantajını yitirme noktasındadır. 
Son aylarda KKM’de parasını tutanlar özel bankalarda yüzde 9+3= 12 puan (yıllık faiz) üzerinden faiz alırken, kamu bankalarındakiler yıllık yüzde 9 faiz alma durumuna gelmişlerdir. Bu nedenle yüzde 80’lik enflasyon oranında hiçbir avantajı kalmamıştır.
Döviz baskı altındadır.
Altın, ABD FED’in faiz artırımlarında yavaşlamaya gidecek olması nedeniyle bir miktar hareket göstermiştir. Bununla birlikte 2022 başında gramı 780 TL olan altının getirisi hâlâ enflasyonun altındadır. Gelecekte enflasyonun üzerinde getiri sağlaması konusu belirsizdir.
Mevduat faizleri bir miktar kıpırdama göstermiştir. Yıllık faizler yüzde 25-30 aralığına yükselmiştir. Buna rağmen hala enflasyonun oldukça altındadır.
Gayrimenkul ve arabayı yatırım aracı olarak görenler şişen fiyatlar ve sıkılaşan kredi arzı  nedeniyle bu isteklerinden vazgeçmeye başlamışlardır.
Bu durumda geriye tek alternatif kalmaktadır; o da borsadır.
Ancak Türkiye’de borsa ne yazık ki manipülasyonun kol gezdiği, devletin (SPK’nın) olanlara seyirci kaldığı bir alandır. Giren de pişmandır, girmeyen de. 
Kendini enflasyona karşı koruyacak araç bulamayanlar ise korkarak ta olsa borsaya yönelmektedir. Sadece Kasım ayında açılan yeni hesap sayısı 500 bine ulaşmıştır. 
Son 5 ayda yüzde 90 yükselen BİST100 endeksi yılbaşından bu yana yüzde 143,6 getiri sağlamıştır. Enflasyona karşı reel getiri sağlayan yatırım aracı olarak öne çıkan Borsa İstanbul son dönemde kur korumalı mevduattan ve kripto paradan aradığını bulamayan yatırımcıların da yeni adresi olmuştur. Pandeminin başında 1,2 milyon olan yatırımcı sayısı şu anda 3,3 milyona ulaşmıştır.
Borsanın seçime kadar olan dönemde alternatifsiz oluşu söz konusu dönemde yükselme potansiyeline sahip olmasına neden olmaktadır. 
Ancak yeni gelen yatırımcılar, özellikle gençler çok gözü kara bir şekilde yeterli finansal okuryazarlıktan yoksun olarak borsaya girmektedir. İleride canlarının çok yanma ihtimali mevcuttur. 
Eğer borsadan anlamıyorsanız borsaya girerken temkinli olmanızı önermek boynumun borcudur. 
Borsayla daha önce tanışmamış olan arkadaşlarımın doğrudan borsaya girmek yerine, banka ve aracı kurumlardan hisse senedi ağırlıklı fon almak suretiyle risklerini azaltması mümkün olabilir. 
Bu tip fonların getirilerini kıyaslamak, ona göre seçim yapmak için www.tefas.gov.tr adresinde fonun içerikleri ve getirileri incelenebilir. Eğer seçenek çokluğundan dolayı zorlanırsanız bankanızın veya aracı kurumunuzun yatırım bölümünden yardım alabilirsiniz.
Bir örnek olması açısından YKB’nin Koç Holding İştirak ve Hisse Senedi Fonu’nu söyleyebilirim. Son bir aylık getirisi yüzde 20, yıllık getirisi yüzde 120 olmuş. Tabi ki bu getiriler borsa endeksiyle doğru orantılı olarak ortaya çıkmakta. Demek istediğim şu; gelecek dönemde aynı getiriler olmayabilir. Borsaya ilgi devam ettiği sürece getiriler de pozitif etkilenecektir. Fon almanın borsadan hisse senedi almaya göre riski çok daha düşüktür. Çünkü fonlar profesyonel yöneticiler tarafından yönetilmektedirler. 
Hepinize sağlıklı günler dilerim.
----------------------------------------------------------------------------------------
(2022 Kasım ayı Tüfe enflasyon endeksi olan 1115,26 rakamını % 3 artırdığınızda Aralık ayı Tüfe endeksi 1.148,72 olacaktır. Bu endeks rakamını geçen yılın Aralık Tüfe endeksi rakamı olan 686,95 ‘e oranladığınızda 2022 yılı Tüfe enflasyonu yüzde 67,22 yapmaktadır).


Anahtar Kelimeler: ENFLASYON TAHMİNİ