KESK ve bağlı sendikalar, sağlık emek ve meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ile siyasi parti temsilcileri Eş Genel Başkanımız Selma Atabey, önceki dönem Eş Genel Başkanımız Gönül Erden, Eski Genel Başkanlarımızdan Bedriye Yorgun, eski MYK üyelerimiz Fikret Çalağan ve Belkıs Yurtsever ile Ankara SES Şube önceki dönem Eş Başkanımız Rona Temelli ve Ankara Şube eski Yöneticilerimiz Erdal Turan ve Ramazan Taş’ın gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
KESK MYK Üyeleri, KESK’e bağlı sendikaların genel merkez ve Ankara Şube yöneticileri, Ankara Şube yöneticilerimiz ve üyelerimiz, sağlık emek ve meslek örgütü temsilcileri, demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri ve siyasi parti temsilcilerinin katıldığı basın toplantısında Merkez Yönetim Kurulumuz adına açıklama yapan Eş Genel Başkanımız Hüsnü Yıldırım, siyasal iktidarın her sıkıştığında içerde ve dışarda yeni düşmanlar yaratarak toplumu kutuplaştırma, karşıtlaştırma siyaseti güderek ömrünü uzatmaya çalıştığına vurgu yaparak, çağırıldıklarında ifadeye rahatlıkla gidebilecek, iş yerleri, kurumları belli olan insanların şafak vakti baskınlarıyla gözaltına alınmasıyla demokratik faaliyetlerin kriminalize edilmeye çalışıldığını ve bu tarz yöntemlerle ülkenin bekası için mücadele süsü verip kendi bekalarını korumaya çalıştıklarını ifade etti.
Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: “Bu sabah yine güne gözaltılar ile başladık. Aralarında Eş Genel Başkanımız Selma Atabey, önceki dönem Eş Genel Başkanımız Gönül Erden, Eski Genel Başkanlarımızdan Bedriye Yorgun, eski MYK üyelerimiz Fikret Çalağan ve Belkıs Yurtsever ile Ankara SES Şube önceki dönem Eş Başkanımız Rona Temelli ve Ankara Şube Yöneticilerimiz Erdal Turan, Ramazan Taş gözaltına alınmışlardır. Son günlerde siyaset-mafya ilişkilerinin gün yüzüne çıktığı bir dönemi yaşıyoruz. Kirli ilişkiler deşifre oldukça gündem saptırma amaçlı emek ve demokrasi güçlerine, toplumsal muhalefetin tüm bileşenlerine yönelik gözaltı operasyonları artmaya başladı. 1,5 yıldır süren salgın boyunca sağlık emekçileri başta olmak üzere halkımızın sağlığı için yeterli tedbirleri almayan iktidar daha öncede çokça yaşadığımız gibi sağlık hakkı ve sağlık emekçilerinin haklı mücadelesinin öncülerine yöneliyor. Pandeminin başından itibaren sendikamız; sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin hakları, gerekse de halkın yaşam ve sağlık hakkı mücadelesinde sürekli sözünü kurmuş eylemini gerçekleştirmiştir. Hazmedilmeyen tamda bu mücadeledir. Bugüne kadar 417 sağlık emekçisi ve 46 bin 446 yurttaş Covid – 19 nedeniyle hayatını kaybetti. Ölümleri engellemeyenler, ölümler olmasın diye mücadele edenlere yöneliyor. Buradan bir kez daha ifade ediyoruz. Sağlık emekçilerinin haklarının savunucusu olmaktan, halkın sağlık hakkı mücadelesinin neferi olmaktan bir adım geri atmayacağız. Baskılarınız, gözaltlarınız, mobbinginiz, şiddetiniz karşısında boyun eğmeyeceğiz.”
Yıldırım’ın ardından konuşan KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, 15 Temmuz’dan bu yana muhalefet üzerinde artan baskıların devam ettiğine dikkat çekerek, “Türkiye son günlerde de başka bir gündemin içinde ve soruşturma başlatılmıyor. Pandemi sürecinde toplum sağlığı için mücadele eden, hükümetin sağlık politikalarını teşhir eden, aşılama sürecini teşhir eden SES’e yönelik ise uzun süredir baskı, gözaltı ve tutuklama politikası uygulanıyor. Sindirme politikalarına biat etmeyeceğiz. Temiz bir toplum ve demokratik Türkiye mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Gözaltında bulunan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır” diye konuştu.
Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Vedat Bulut ise SES’lilerin gözaltına alınmasını şiddetle kınadıklarını belirterek, “Pandemi nedeniyle 433 sağlık emekçisini kaybettiğimiz, 140 bin arkadaşımızın enfekte olduğu, özlük haklarımızın zedelendiği bir dönemde arkadaşlarımız gözaltına alındı. Mafyalar arası savaşı gündemden düşürmek için toplum sağlığı için mücadele edenleri, hakikati ifade edenleri gözaltına alıyorlar. Sağlık alanındaki yolsuzlukları örtbas edenler bilsinler ki arkadaşlarımızı teslim etmeyeceğiz. Bizle uğraşmayı bıraksınlar, mafyayla uğraşsınlar. Halk sağlığı sorunu tam da demokrasidir. Savcılıktan çağrılsalar gidip ifade verecekken arkadaşlarımızı hukuksuz bir biçimde evlerinden gözaltına aldılar. Yanınızdayız, mücadelemiz devam edecek” dedi.
Sendikamız avukatı, İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise hukuksal süreç hakkında bilgi verdiği konuşmasında sendikacıların toplantılarının ve katıldıkları basın açıklamalarının suç ve gizlilik kararı şeklinde karşılarına çıktığını belirterek, “Muhalifseniz, mücadele ediyorsanız, sağlık hakkı mücadelesi yürütüyorsanız hedef oluyorsunuz. Gözaltında bulunan arkadaşlarımızın bazılarının sağlık sorunları var. Adliye işlemlerinin hızlıca yapılması gerekiyor. Buradaki, bu salondaki dayanışma çok önemli. Mafyayla, suç örgütleriyle ilgilenmeleri gerekenler muhaliflere yönelik kötü alışkanlıklarından vazgeçsin” diye konuştu.
HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç da şafak operasyonuyla yapılanın gerçek bir işkence türü olduğunu vurgulayarak, “İkili devlet ve ikili yargı sistemiyle karşı karşıyayız. Yargı işlevini sürdüremez durumdadır. Mücadeleyi birlikte sürdürme sözümüzü yineliyoruz. Sendikal faaliyetlerin engellenmesi insan hakları ihlalidir, Anayasaya aykırıdır” dedi.
Koç’un ardından söz alan Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk ise şöyle konuştu: “Her güne akıl dışı uygulamalarla göz açıyoruz. SES’in mücadelesine şahidiz. Kendi aralarındaki çatlaklar büyüdükçe muhaliflere saldırıyorlar. SES’e yapılan saldırı bütün muhalefete yapılmış sayılmalıdır. Pandemide en öne sürdükleri sağlık emekçilerine değer vermedikleri gibi saldırılara maruz bırakıyorlar. Seyirci kalmayacağız, dayanışmaya devam edeceğiz. Gözaltındaki arkadaşlarımızı selamlıyoruz, derhal serbest bırakılmalılar. SES’in yanındayız”
EMEK Partisi Ankara İl Başkanı Şükran Doğan da “Arkadaşlarımızın pandemi döneminde olmaları gereken yerde iş yerlerinde, kurumlarında olmaları gerekiyor, gözaltında değil. Bizim daha önceden bildiğimiz ve söylediğimiz mafya siyaset ilişkilerinin açığa çıktığı bir dönemde halk güçlerinin ayağa kalkması gerekiyor. Düzen böyle sürmeyecek. Arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın” şeklinde konuştu.
HDP Ankara İl Eş Başkanı Pakize Sinemillioğlu, “Halk sağlığını tartışmamız gereken bu salonda defalarca muhalefete yönelik baskılara tepki için toplandık, yine burdayız. Yaşatmak için bedel ödeyen sağlık emekçileri için sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Muhalif seslerin bir an önce birlikte sesini yükseltmesi gerekiyor. Işık göründü. Arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın. SES’e ses olacağımız sözünü veriyoruz. SES yalnız değil” diye konuştu.
HDK Ankara İl Eş Sözcüsü Emek Başaraner ise “HDK Ankara İl Eş Sözcüsü Fikret Çalağan da gözaltına alınan sağlık emekçileri arasında. Gözaltıları demokrasi mücadelesinin zeminini daraltma girişimi, toplumun sesini kısma girişimi olarak görüyoruz. Ortaya çıkan çürümeyi bu yollarla kapatamayacaklar. Baskılara karşı mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.
Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Uğurlu da “Birlikte emek ve demokrasi mücadelesi yürüttüğümüz SES’in başına gelenler tesadüf değil. Pandemi ile mücadelenin gündem olmasını, uyarılarımızın yetkililer tarafından dikkate alınmasını isterdik. Ama bizleri kriminalize ediyorlar. Bu durumdan da güçlenmiş olarak çıkacağız” diye konuştu.(ses.org.tr)