El Yazınızdaki Değişiklik Parkinson Habercisi Olabilir!

Medical Park Gaziantep Hastanesi Nöroloji Uzm. Ali Sönmez Parkinson Hastalığı’nın kronik ilerleyen ve hareket bozukluğuyla seyreden bir hastalık olduğu hakkında açıklamada bulundu.

SAĞLIK 12.06.2020 19:13:50 0
El Yazınızdaki Değişiklik Parkinson Habercisi Olabilir!

Medical Park Gaziantep Hastanesi Nöroloji Uzm. Ali Sönmez Parkinson Hastalığı’nın kronik ilerleyen ve hareket bozukluğuyla seyreden bir hastalık olduğu hakkında açıklamada bulundu. Parkinson Hastalığı’nın en büyük nedenlerinden olan beyin hücreleri tarafından üretilen Dopamin isimli kimyasal maddenin eksikliği olduğunu kaydeden Uzm. Dr. Sönmez, dopaminin kimyasal sinyal iletici bir madde olduğunu ve bu maddenin hareketlerimizin koordinasyonunda  ve kontrolünde görev aldığına dikkat çekti:

 

‘’Parkinson Hastalığı’nda ortaya çıkan belirtilerin büyük kısmından dopamin üreten hücrelerin harabiyete uğraması sorumludur. Bu hücrelerin  60-80 oranında yok olması Parkinson belirtilerinin çıkmasında ana etkenlerden biridir. Hastalığın yıllar içerisinde ilerlemesi ile beyinde üretilen dopamin miktarı giderek azalır ve hareketler zorlaşmaya başlar.

Hastalık 65 yaş üstü bireylerde 1 oranında görülür ve 85 yaş üzerinde bu oran 5’lere kadar çıkmaktadır. Parkinson Hastalığı’nın ortalama tanı koyma yaşı 60 yaş civarıdır. Hastalığın sıklığı yaş ile artmaktadır ancak tüm hastalar içinde 50 yaş altında, hastalığın oranı 5-10 civarındadır. Bu hastalar erken başlangıç ya da genç başlangıçlı olarak kabul edilirler. Nadir olarak hastalık çok erken yaşlarda da başlayabilmektedir ve bu hastalarda genellikle ailesel Parkinson Hastalığı mevcuttur.’’ dedi.

 

Medical Park Gaziantep Hastanesi Nöroloji Uzm. Ali Sönmez Parkinson Hastalığı’nın hareketlerde yavaşlama (bradikinezi), dinlenme anında belirgin olan titreme (istirahat tremoru), yürüme güçlüğü, denge bozukluğu (postural instabilite) ve kaslarda sertlik (rijidite) gibi ana belirtilerle kendini gösterdiğini sözlerine ekledi. Parkinson Hastalığı’nda teşhis koyulması için bu dört bulgunun da bir arada olmasının gerekmediğini, özellikle hastalığın başlangıcında bu bulguların sadece biriyle de ortaya çıkabileceğini söyledi.

 

‘’Hastalık sıklıkla asimetrik olarak, vücudun bir yarısında başlar. İlk belirtiler bir ekstremitede istirahat tremoru, bir elin özellikle ince hareketlerde beceriksizleşmesi, tutuklaşması, yavaşlaması ya da tüm hareketlerin, özellikle yürümenin yavaşlaması, vücudun öne doğru eğilmesi şeklindedir. Bu belirtiler kural olarak sinsi başlayıp yavaş yavaş ilerlerler, zamanla hastalık vücudun diğer yarısına da geçer. Hastalar spontan olarak ya da sorulduğunda yazılarının değişip küçüldüğünü, düğme iliklemek ya da açmak gibi ince işlerde zorluk çektiklerini, gece yatakta dönmenin, yerlerinden kalkmanın güçleştiğini, hareketlerinin, yürümelerinin yavaşladığını, ayaklarını sürterek yürüdüklerini, harekete başlamada güçlük çektiklerini buna karşın kaba kas kuvveti gerektiren işlerde güçsüzlük farketmediklerini söylerler. Terleme, salivasyon ve derinin yağlanması artabilir, hastalığın başlangıcında omuz, sırt, ekstremite ağrıları olabilir. Omuz ağrısı başlangıç bulgusu olarak oldukça sıktır, bu tip hastaların teşhisi ağrıya odaklanıldığı için gecikebilir. Hasta yakınları yüzün donuklaştığını, sesin hafif çıktığını ve konuşmanın anlaşılmasının güçleştiğini bildirebilirler.

Parkinson Hastalığı’nın erken belirtileri arasında, Titreme, Hareket etmede veya yürümede zorluk, Koku alamama, Uyku sorunu, El yazısında küçülme, Kabızlık, Düşük tonlu konuşma, Maske yüz, Öne eğilme/kamburlaşma öne çıkan özelliklerdendir.

Şu ana kadar çok kapsamlı araştırmalar yapılmasına rağmen tam olarak Parkinson Hastalığı’nın nedenleri ortaya çıkarılamamıştır. Birçok araştırmacı genetik ve çevresel faktörlerin birlikte rol oynayarak oluşturduğunu düşünür. Çevresel faktörler arasında kırsal alanda yaşamak, tarım ilaçlarına maruz kalmak, kuyu suyu kullanmak, kafa travması öyküsü ve ciddi strese maruziyet sayılabilir. Bazı insanlarda özellikle genç yaşlarda başlayanlarda genetik faktörler daha önemli bir rol oynayabilir. En önemli risk faktörü yaştır. Yaş arttıkça hastalık görülme sıklığı da artmaktadır. Parkinson Hastalığı tanısı genellikle nöroloji uzmanları tarafından dikkatli bir sorgulama ve muayene ile konulabilir. Parkinson Hastalığı tanısında özel bir kan testi veya inceleme yoktur. Ancak ek tetkikler Parkinson Hastalığı’nı taklit edebilen ve karışabilen diğer hastalıkları dışlamak için istenebilir. Bir Parkinson hastasını doktora götüren en sık belirti titremedir. Sizi muayene eden nöroloji uzmanı Parkinson Hastalığı için hareketlerde yavaşlık, istirahat titremesi ve kaslarda katılık bulgularının varlığı; bu bulguların vücutta ortaya çıkış yerleri; bu belirtilerin gelişimi ve ilerleme özellikleri; bu belirtilerin tedaviye yanıtları ile bir değerlendirme yaparak büyük bir doğruluk oranıyla Parkinson Hastalığı’nı teşhis eder. Parkinson hastalığının semptomatik tedavisindeki ana yaklaşım azalmış dopaminerjik geçişi arttırmaya yönelik bir tedavidir genellikle bu rahatsızlıkta tedaviler sınırlıdır. Son yıllarda Parkinson rahatsızlığının cerrahi tedavisi de tekrar popülarite kazanmıştır. Seçilen cerrahi hedefler ön plandaki semptomlara göre değişir’’ diye konuştu.