Sigaranın zararları konusunda toplumsal farkındalık oluşturmak ve davranış değişikliğini sağlamak amacıyla Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1987 yılında 9 Şubat “Dünya Sigarayı Bırakma Günü” olarak kabul edilmiştir.
Sigaranın zararları konusunda toplumsal farkındalık oluşturmak ve davranış değişikliğini sağlamak amacıyla Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1987 yılında 9 Şubat “Dünya Sigarayı Bırakma Günü” olarak kabul edilmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre dünyada 1.1 milyar kişi sigara kullanmaktadır. 15 yaş üstü bireylerde sigara içme oranı dünyada yüzde 21.9 iken, 2019 Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre bu oran yüzde 31,4’tür. Ülkemiz sigara içimi yoğunluğu açısından dünyada 24. sırada yer almaktadır. 2010-2019 yılları arası 15 yaş üstü sigara kullanan bireylerde artış söz konusudur.
SİGARA İÇİMİ COVİD-19 HASTALIĞININ ŞİDDETİNİ ARTIRIYOR
Yapılan çalışmalar COVID-19 hastalığının şiddeti açısından sigara kullanımının etkili olduğu belirtilmekte ve COVID-19 tanısı almış ve sigara içme öyküsü olan hastaların içmeyenlere göre ölüm hızının 14 kat fazla olduğuna vurgu yapılmaktadır. Yine COVID-19 salgını esnasında sigara içmek için maskelerin çıkarılması ve sigara dumanının üflenmesi ile dolaylıda olsa virüs bulaşını artırabilir.
SİGARA SADECE İÇEN KİŞİNİN DEĞİL SEVDİKLERİNİN DE SAĞLIĞINA ZARAR VERİYOR
İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Bilim Komisyonu Danışmanı ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi Şişli Hamidiye Etfal Eğitim Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği Eğitim ve İdari Sorumlusu Doç. Dr. Güzin Zeren Öztürk, “Sigara içimi ile oluşan sağlık açısından etkilenim üçe ayrılmaktadır. Birincil el etkilenim kişinin sigara içmesine bağlı oluşmakta iken, ikinci el etkilenim başkalarının içtikleri veya yanan tütün ürününden kaynaklanan dumanın solunması ile oluşmaktadır. İkincil el etkilenime maruz kalma durumuna ise pasif içicilik denir. Üçüncül etkilenim ise sigara dumanı kapalı bir ortamda içildiğinde yüzeyler tarafından emilmekte, tekrar havaya karışmakta ve kimi kimyasal değişikliklere maruz kalarak bireyleri etkilemesidir” dedi.
Sigara içimi, başta kalp ve solunum yolu hastalıkları olmak üzere 20'den fazla farklı kanser türünün oluşumu için risk faktörüdür diye uyaran Öztürk, “Akciğer kanserinin yüzde 90'ı sigara nedeniyle meydana gelirken, ayrıca gırtlak kanseri, ağız boşluğu, yemek borusu, mide, kolon, pankreas, böbrek, mesane, meme ve rahim ağızı kanserlerinin oluşumunda da sigaranın etkin rolü bilinmektedir. İnsanlardaki bütün kanserlerin yaklaşık olarak üçte birinden sigara sorumlu tutulmaktadır. Her yıl 8 milyondan fazla insan sigara kullanımına bağlı nedenlerden ölmektedir. Pasif içicilik de sigara içen bireyde olduğu gibi olumsuz sağlık sonuçlarına da yol açarak yılda 1,2 milyon ölüme neden olmuştur. Dünya genelinde çocukların yüzde 40’ının pasif içiciliğe maruz kaldığı ve pasif içiciliğin çocuk ölümlerinin yüzde 28’inden sorumlu olduğu bildirilmiştir. Yani sigara içimi hem içen bireyi hem ailesini hem de çevresini sağlık açısından olumsuz etkilemektedir” diye belirtti.
SİGARA HEM SAĞLIĞA HEM DE CEBE BÜYÜK DARBE VURUYOR
Maddi açıdan bakıldığında günde bir paket sigara içen bir kişinin 1 yılda 5 bin 500 TL’sini sigaraya harcamakta olduğunu belirten Öztürk, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu da asgari ücret ile çalışan bir bireyin yılda yaklaşık 2 ay sigara içebilmek için çalıştığını göstermektedir. Sağlık giderleri açısından bakıldığında ise devletin sağlık harcamalarının yüzde 9'u tütün ürünlerine bağlı hastalıklar nedeniyle gerçekleşmektedir. Yani her yıl sigara tüketiminin neden olduğu hastalıkların tedavisinde harcanan para yaklaşık 11 milyar dolardır. 2020 yılı COVID-19 pandemisi nedeniyle hepimiz için zor geçti ama bize sağlığın birçok şeyden daha önemli olduğunu hatırlattı.”
Doç. Dr. Güzin Zeren Öztürk, insanların yeni yılı, yeni başlangıçları için adım olarak görmekte ve bu dönemde maddi ve manevi pek çok konuda kendini motive edip plan yaptığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sigara içen bir bireyin, yeni ve sağlıklı bir hayata atılacak ilk adım olarak sigarayı bırakmaya karar vermesi çok yerinde olacaktır. Aslına bakılırsa sigara bırakmanın yaşı ve zamanı yoktur. Sigara içimi irade veya zayıflık kavramlarıyla ilişkisi olmayan bağımlılık kapsamında değerlendirilen ve tedavisi gereken bir durumdur. Asla geç ya da erken diye bir kavram kullanılamaz. Bu nedenle tedavi kişiseldir. Sigara içimini başlatan ve tetikleyen faktörlerin ayrıştırılması ve bu faktörlere müdahale edilmesi için bireyin ayrıntılı değerlendirilmesi gerekir. Bırakma sonrası tekrar içmeye başlama bir başarısızlık olarak değerlendirilmemeli, kaynaklanan neden tespit edilerek ortadan kaldırılması için çeşitli yöntemler aranmalıdır. Unutulmamalıdır ki içim süresi uzadıkça zarar fazlalaştığı bilindiği gibi; bırakılmanın başlamasıyla vücutta da iyileşme başlamaktadır. Bu nedenle sigara bırakmak için zaman kaybetmeden bilgi ve yardım almak esastır.”
BIRAKAMAM DEME; BIRAKABİLİRSİN HEMEN DESTEK AL: ALO 171
Doç. Dr. Güzin Zeren Öztürk ayrıca, “Günümüzde internetin sık kullanımı bilgiye ulaşmayı artırsa da doğru bilgiye ulaşmak esastır. Bu nedenle sigara bırakma konusunda bilgi almak isteyen bireyler için T.C. Sağlık Bakanlığımızın hizmete sunduğu Alo 171 sigara bırakma danışma hattı ve www.alo171.saglik.gov.tr/ web sitesi aktiftir. Sigara bırakma süreci hakkındaki tüm sorulara bu adreslerden cevap bulunabilir. Ayrıca ülkemizde birçok ilde en az bir tane Sigara Bırakma Polikliniği (SBP) bulunmaktadır. İstanbul Avrupa yakasında 22, Anadolu yakasında ise 15 SBP olmak üzere toplam 37 sigara bırakma polikliniği mevcuttur. Polikliniklere başvuran bireyler, hekimler tarafından değerlendirildikten sonra uygun tedavi ve önerilere yönlendirilmektedir. Kullanılacak tedaviye ilişkin sigara bırakma ilaçları yine bu polikliniklerden ücretsiz dağıtılmaktadır.” diye ifade etti.