Amerikan Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezleri’nin (CDC) eski direktörü Tom Kenyon, dünya genelindeki aşı eşitsizliğinin sağlık çalışanlarının ruh sağlığını etkilediğini ve bu durumun dünya genelindeki sağlık personeli yetersiz
Amerikan Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezleri’nin (CDC), eski direktörü ve Project Hope’un şu anki Baş Sağlık Sorumlusu Dr. Tom Kenyon, dünyanın dört bir yanındaki sağlık çalışanlarının pandeminin ortasında kötüleşen tedavi koşulları nedeniyle endişe ve depresyon gibi akıl sağlığı sorunlarıyla mücadele ettiğini açıkladı.
Bununla birlikte, Project Hope, pandeminin ön saflarında yer alan kişilerin olumsuz zihinsel sağlık sorunlarına yol açabilecek baskıları aşmalarına yardımcı olmak için geçen yaz Endonezya, Dominik Cumhuriyeti ve Filipinler’de sağlık çalışanları için Ruh Sağlığı ve Dayanıklılık Eğitimleri başlattı.
KÜRESEL AŞI EKSİKLİĞİ SORUNU DAHA DA KÖTÜLEŞTİRDİ
Kenyon, giderek daha fazla insan aşılandıkça, ABD’deki doktorlar ve diğer sağlık personelinin yükü hafiflerken, gelişmekte olan ülkelerdeki aşı eksikliğinin pandemiyi uzattığını ve bu ülkelerdeki sağlık çalışanlarının ruh sağlığını olumsuz etkilediğini söyledi.
Kenyon, “Dünyanın geri kalanının aşı olacağını yakın zamanda düşünmüyoruz. Şu anda iki tür dünya var: açılmaya ve ‘normalleşmeye’ hazırlanan bir dünya ve düşük gelirli ülkelerde oluşan diğer dünya ve bu durum kimsenin umrunda değil.Yıl sonuna kadar küresel nüfusun yüzde 10’unu aşılayabilirsek şanslıyız” dedi.
DÜNYANIN YÜZDE 12,5’İNE YETECEK KADAR AŞI DAĞITILDI
Diğer taraftan, şimdiye kadar dünya genelinde küresel nüfusun yüzde 12,5’ine yetecek kadar aşı dozu dağıtıldı. Ancak Bloomberg’in aşı takip indeksine göre, bunların büyük bir kısmı, nüfusun düşük gelirli ülkelere göre 30 kat daha hızlı aşılandığı zengin ülkelerde bulunuyor. ABD’de nüfusun yüzde 46’sından fazlası tam aşılıyken, 1 Haziran itibariyle Filipinler’de nüfusun sadece yüzde 2,4’ü aşılandı.
.Kenyon, insanları aşılamanın sağlık çalışanlarının kendi sağlıkları ve aileleri için oluşturdukları riskler konusundaki endişelerini azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda maruz kaldıkları vaka yükünü ve morbiditeyi (belirli bir nüfusta belirli bir zaman dilimi içerisinde hastalığa tutulanların sayısının sağlıklı kalmış nüfusa oranı) de azaltacağını açıkladı.
Kenyon, “Covid-19’u bu kadar farklı kılan şey, evdeki hayatınızın yanı sıra işyerinizdeki ve hastane dışındaki hayatınızı da etkilemesi. Ayrıca tüm bu hastalığı eve götürmek ve aşı olmamak da bir sorun Çalıştığımız ülkeler henüz aşılanmadı” dedi.
COVID-19 İLE AIDS SALGINININ İLK GÜNLERİ ARASINDAKİ PARALELLİKLER
Diğer taraftan, ABD Dışişleri Bakanlığı’nda “Başkan’ın AIDS Yardımı için Acil Durum Planı (PEPFAR)” için küresel AIDS koordinatör yardımcısı ve baş sağlık görevlisi olarak farklı ülkelerde yıllarca çalışan Kenyon, sağlık çalışanlarının şu anda yaşadıkları ile AIDS salgının ilk aşamasında bulunan sağlık çalışanlarının yaşadıkları arasında paralellikler gördüğünü söyledi.
Kenyon, yükselen morbidite ve ölümle birlikte sağlık çalışanlarının, özellikle yardım edemeyecekleri hastalarda çalışmaya devam etme konusunda daha az teşvik edildiğini açıkladı.Sağlık çalışanlarının sürekli ölüm görmeleri ve hayat kurtaramamaları, kendi zihinsel sağlıkları üzerindeki etkisinin yanı sıra yaptıkları işte düşük verime yol açtı.
Kenyon, “Ölüm oranı şaşırtıcıydı. Nöbetten sonra eve gidiyorsunuz ve geri geliyorsunuz. Ardından ilgilendiğiniz beş hastanın öldüğünü görüyorsunuz. O noktada birçok sağlık çalışanı uzaklaştı.İki binli yılların başlarında tedavi mümkün oldu ve bu durum aniden değişti. HIV’i tedavi etmek birdenbire çok sevindirici hale geldi. Bu yüzden, corona virüs pandemisi hususunda da aşılara ek olarak daha iyi müdahaleler, daha iyi terapiler, sağlık çalışanlarının zihinsel travmasına çok yardımcı olacağını düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.
“DESTEKLENMİYORLAR, KİMSENİN ONLARI UMURSADIĞINI HİSSETMİYORLAR”
Öte yandan, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), küresel olarak 2030 yılına kadar, çoğunlukla düşük ve düşük orta gelirli ülkelerde 18 milyon sağlık çalışanı açığı olabileceğini tahmin ediyor. Salgın şimdiden sağlık çalışanlarını zorladı. ABD’deki son araştırmalar, ön saflardaki sağlık çalışanlarının yüzde 20 ila yüzde 30’unun mesleği bırakmayı düşündüklerini gösteriyor ve İngiliz Tabipler Birliği tarafından hazırlanan bir rapor, İngiltere’deki binlerce doktorun mesleği bırakmayı planladığını ortaya koydu.
Kenyon, “Çok yoğun çalışıyorlar ve desteklenmiyorlar ve kimsenin onları umursadığını hissetmiyorlar. Sadece hafife alındıklarını hissediyorlar. Ancak, sağlık çalışanlarının bu kadar kritik bir durumda mesleklerini bırakmayı düşünmesi oldukça korkutucu” dedi.(NTV)