Dr. Öğr. Üyesi Muhammet Sancaktar ile gerçekleştirdiğimiz röportajın geri kalanı sizlerle…
Öncelikle kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1991 yılında Hatay’da doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi Hatay’da tamamladıktan sonra Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdim. Mecburi hizmetimi memleketimde, Hatay-Belen Toplum Sağlığı Merkezi’nde tamamladıktan sonra ise uzmanlık eğitimimi almak üzere Gaziantep Üniversitesi’ne geri döndüm. Daha sonra yaklaşık iki buçuk yıl Gaziantep 25 Aralık Devlet Hastanesi’nde çalışarak mecburi hizmetimi tamamladım. 2024 Şubat ayından itibaren Gaziantep Üniversitesi Hastanesi’nde Doktor Öğretim Üyesi olarak çalışmaktayım.
Alanınızda yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
Psikiyatri alanında ulusal ve uluslararası birçok araştırma yaptım. Özellikle toplumumuzda sık karşılaşılan depresyon ve anksiyete bozukluklarına yönelik çalışmalar başta olmak üzere bipolar bozuklukta nörögörüntüleme çalışmaları, psikofarmakoloji çalışmaları ve maalesef yakın zamanda bölgemizi etkileyen deprem felaketi sonrası travma odaklı çalışmalar yürüttüm ve hala bazılarına devam etmekteyim. Ayrıca iki tane çok merkezli uluslararası Avrupa projesi de yaptığım çalışmalar arasında bulunmakta. Bunların yanı sıra bilişsel davranışçı terapi(BDT), kabul kararlılık terapisi(ACT) travma odaklı terapiler(EMDR), cinsel terapi, kişiler arası psikoterapi gibi alanlarda çalışıyorum.
GAÜN Hastanesi bünyesinde görev yapmak sizde neler hissettiriyor?
Burayı yuvam olarak görüyorum. Gaziantep Üniversitesi’nden mezun bir hekim olarak hem tıp eğitimimi hem de uzmanlık eğitimimi tamamladığım hastanede doktor öğretim üyesi olarak çalışmak benim için gerçekten gurur verici. Geriye dönüp baktığımda hayatımın yaklaşık 12 yılını burada geçirdiğim için şanslı hissediyorum. Hem psikiyatri anabilim dalında beraber çalıştığım asistan arkadaşlarıma hem de tıp fakültesindeki öğrenci arkadaşlarıma bilgi ve deneyimlerimi aktarıp alanında başarılı hekimlerin yetişmesine katkı sağlamak en büyük hedeflerimden biri.
GAÜN Hastanesi Psikiyatri Anabilim Dalı kaç kişilik bir ekipten oluşuyor? GAÜN Psikiyatri Anabilim Dalı’nı farklı kılan nedir? Yenilikleriniz var mı?
GAÜN Psikiyatri ailesi olarak her psikiyatrik hastalığı tedavi edebilecek çok güçlü bir ekibimiz var. Anabilim dalımız 5 öğretim üyesi ve 32 araştırma görevlisi doktordan oluşmaktadır. Ayrıca ekibimiz; deneyimli psikolog, hemşire, sosyal hizmetler uzmanı, tıbbı sekreter, güvenlik görevlisi ve personellerden de oluşmaktadır. Kliniğimizi güçlü kılan durum; hemen hemen her hastaya tedavi seçeneği sunuyor olmamız ve her türlü tedavi imkânını sağlıyor olmamızdır. Alkol-Madde Tedavi Polikliniği ve Toplum Ruh Sağlığı Merkezi ile hem ayaktan hem de yatarak tedavi hizmeti sunmaktayız. Farmakolojik tedavinin yanında nöromodulasyon tedavileri(EKT, TMS VE Faradizasyon) ve terapi seçeneklerini de hastalarımıza sunabiliyoruz. Bundan dolayı sadece bölgeden değil Türkiye’nin dört bir yanından hastalarımız bizi tercih ediyor.
Psikiyatri deyince insanlar çekimser yaklaşıyor. Mesleğinizi icra ederken bu gibi durumlarda neler yapıyorsunuz?
Psikiyatri alanında çalışırken, son yıllarda azalmakla beraber insanların çekimser yaklaştığını ve önyargılara sahip olduklarını görüyoruz. Mesleğimizi icra ederken, bu önyargıları aşmak ve insanlara psikiyatrinin aslında ne kadar faydalı olabileceğini göstermek için biz psikiyatristlere önemli görevler düşüyor. Öncelikle bireylerin psikiyatriye dair sorularını açıkça yanıtlamak, ruh sağlığı sorunlarının yaygınlığı ve tedavi seçenekleri hakkında bilgi vermek çok önemli. İlk görüşmelerde veya toplumsal etkinliklerde, psikiyatrinin yalnızca ilaçlarla sınırlı olmadığını; aynı zamanda terapi, danışmanlık ve günlük yaşam desteği sunduğunu anlatıyorum. İnsanların çoğu, psikiyatrinin yalnızca ağır vakalar için olduğunu ya da tedavi almanın "zayıflık" işareti olduğunu düşünebiliyor. Bu algıları değiştirmek için empatiyle dinliyor ve çekincelerini anlayarak cevap veriyorum. Ayrıca insanların kendilerini yargılanmadan veya yanlış anlaşılmadan ifade edebileceği güvenli bir ortam yaratmak, çekingenliği azaltmada etkili oluyor. Bunların yanında psikiyatriye dair yanlış algıları azaltmak için topluma yönelik farkındalık çalışmaları düzenlemenin faydalı olacağına inanıyorum. Konferanslar, seminerler veya sosyal medya gibi platformlarda ruh sağlığı hakkında doğru bilgi paylaşmanın bu önyargıları kıracağına ve bu çekimserliği azaltacağına inanıyorum.
Toplumda en sık rastlanılan ruh sağlığı problemi nedir?
Toplumda en sık rastlanılan ruh sağlığı problemi depresyon ve anksiyete bozukluklarıdır. Depresyon; sürekli bir üzüntü, ilgi kaybı, enerjisizlik, odaklanma güçlüğü ve bazen de fiziksel rahatsızlık belirtileri ile kendini gösterir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, dünya genelinde yüz milyonlarca insan depresyon yaşıyor. Depresyonun yanı sıra, anksiyete bozuklukları da oldukça yaygındır. Anksiyete, yoğun kaygı ve endişe durumlarıyla karakterizedir ve kişinin günlük işlevlerini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), bipolar bozukluk, ve madde kullanımı bozuklukları gibi ruh sağlığı sorunları da toplumda sıkça görülmektedir.
Psikiyatrinin geldiği yerden memnun musunuz?
Genel olarak psikiyatrinin geldiği yer oldukça memnuniyet verici. Son yıllarda nörobilimdeki gelişmeler, genetik araştırmalar ve çevresel faktörlerin ruh sağlığı üzerindeki etkilerini anlamamız sayesinde psikiyatrik hastalıkları daha iyi tanıyabiliyor ve kişiye özel tedavi seçenekleri sunabiliyoruz. Özellikle, depresyon, anksiyete bozuklukları, bipolar bozukluk gibi yaygın rahatsızlıklar için daha etkili ilaçlar ve terapi yaklaşımları geliştirilmiş durumda.
Ancak, psikiyatride hâlâ çözüme kavuşmayı bekleyen pek çok alan da var. Özellikle tedaviye dirençli şizofreni gibi kronik hastalıklarda daha etkili tedavi seçeneklerine ihtiyaç duyuluyor. Aynı zamanda, ruh sağlığı hizmetlerine erişim konusunda hâlâ ciddi eşitsizlikler var ve bazı toplumlarda ruh sağlığı konusunda devam eden önyargılar, insanların yardım almasını zorlaştırabiliyor.
Özetle, psikiyatride büyük ilerlemeler kaydedilmiş olsa da daha kat edilmesi gereken bir yol var.
İnsanların ruh sağlığını daha sağlam tutabilmek amaçlı yapabilecekleri şeyler var mıdır? Ya da yapılması gerekenler nelerdir?
İnsanların ruh sağlığını sağlam tutabilmeleri için günlük hayatlarına dahil edebilecekleri birçok faydalı alışkanlık ve yaklaşım var. Ruh sağlığını korumak için yapılması gereken bazı temel şeyler şöyle açıklayabilirim;
Unutamadığınız bir anınız, ilginç vakalarınız oldu mu?
Bir psikiyatrist olarak unutamadığım anılarım ve ilginç vakalarım oldu; bazıları duygusal, bazıları düşündürücü, bazıları merak uyandırıcıydı. Meslek hayatımda karşılaştığım her vaka aslında beni hem mesleki hem de kişisel anlamda geliştirdi. Her bir vaka her insanın yaşamındaki mücadelelerin ne kadar değerli ve özel olduğunu gösteriyor. Bu vakalar, mesleğimin en değerli anıları arasında yer alıyor.
İleriye yönelik projeleriniz nelerdir?
Öncelikle ruh sağlığını koruma ve dayanıklılığı artırma üzerine yoğunlaşan projeler geliştirmek istiyorum. Son yıllarda teknolojik gelişmelerin ilerlemesiyle yapay zekâ ve psikiyatri alanında çalışmalar yapmak istiyorum. Tedaviye dirençli vakalar veya yeni gelişen ruh sağlığı sorunları üzerine klinik araştırmalar yapmak ve bilimsel çalışmalara katkıda bulunmak da projelerim arasında.
Röportaj/Fotoğraf: Elif Emiroğlu Sönmez