Dentlife Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği hekimi Büşra Polat ile “Diş Hekimliğinde çocuk hastalar ve tedavileri” üzerine 2. söyleşimizi yaptık...
Dentlife Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği hekimi Büşra Polat ile “Diş Hekimliğinde çocuk hastalar ve tedavileri” üzerine 2. söyleşimizi yaptık;
-Çocuklarda diş hekimi korkusu neden olur , ailenin rolü nedir, nasıl bir yol izlenmelidir ?
Diş hekimi ve çocuk arasındaki iletişimin doğru kurulmasında en büyük görev ailelere düşüyor. Ailelerin bu konuda en sık yaptığı hata küçükken çocukları caydırıcı olarak “Seni doktora-dişçiye götürüp iğne yaptırırım.” gibi söylemlerde bulunmalarıdır. Bu yüzdendir ki çocuklar aslında diş hekiminin kendisinden değil, o koltuğa oturup canının acıyacağını düşünür. Hekim, çocukla doğru bir şekilde iletişim kurduktan sonra ona uygulayacağı tüm tedavilerin aşamalarını , kullanacağı tüm ekipman ve malzemeleri çocuğun anlayacağı dilde anlatıp işlemlere başlayınca çocuk ta daha uyumlu olacaktır. İkinci bir konu ise ailelerin tedavi süresince göstermesi gereken sabır ve destek. Her çocuk özel olduğu gibi, tedaviye vereceği tepki ve göstereceği uyum da farklıdır. Çocukların vereceği tüm aşırı tepkilere aile ve hekim gerekli sabrı gösterip , çocukta daha sonra geri dönüşümü mümkün olmayan travmalara yol açmamalıdır. Ebeveynler, sürecin hekim kontrolünde gelişmesine müsaade ederek çocuk ve hekim arasındaki güven bağının oluşmasına katkıda bulunmalıdırlar.
-Süt dişlerinde artan çürüklerin sebebi nedir ?
Özellikle bu dönemde pandeminin de etkisiyle çocukların beslenme alışkanlıklarının değişmesi, kontrolsüz abur-cubur tüketimi, yetersiz ağız hijyeni gibi birçok neden sayabiliriz. Süt dişleri yapılarından dolayı daimi dişlerden farklıdır ve çürümeye daha yatkındırlar. Sürekli olarak şekerli-asitli-karbonhidrat ağırlıklı beslenme ve bu besinlerin diş yüzeyine yapışarak uzun süre orada kalması çürüklere sebep olmaktadır. Bu aşamada en büyük sorumluluk ebeveynlere düşüyor. Çocukların ağız hijyeni konusunda yeterli motivasyonun sağlanması ve denetlenmesi veli kontrolü gerektiriyor.
-“Süt dişleri zaten dökülmüyor mu, tedavi edilmesi şart mı? Çekelim gitsin, zaten alttan yenisi gelecek..”
Ebeveynlerden sıklıkla duyduğumuz bu cümleler doğru olmayan düşüncelerin ürünüdür. Süt dişleri, düşme zamanına kadar ağızda belirli birçok fonksiyona sahiptirler. Beslenme, konuşma , estetik, koruma gibi temel ihtiyaçları karşılamakla birlikte alttan gelecek daimi dişe de öncülük etmektedir. Çocuklarda çürük varlığı ilk zamanlarda farkedilmeyerek ilerleyip devam eder ve ağrı olarak karşımıza çıkar. Bu aşamada çocuklar bu durumdan birkaç farklı konuda etkilenmektedirler. Çürüğün artmasıyla dişte madde kaybı da artacak, böylece çocuk yeterli ve etkin bir çiğneme yapamayacak ve beslenmesinde ciddi aksaklıklar yaşayacaktır. Aynı zamanda özellikle kız çocuklarında en sık karşılaştığımız durum ise: Çocuğun sosyal olarak etkilenmesi. Özellikle ön dişlerin estetik olarak kötü görünmesi, çocuklarda arkadaş ve sosyal ortamda çekingen , gülmeyi reddeden, mutsuz ve içine kapanık bireyler haline dönüşmesine ve ön dişlerinin eksikliğinden dolayı konuşma bozukluklarının ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bir diğer önemli sonucu da ; süt dişlerinde ilerleyen enfeksiyonun alttan gelen daimi dişe zarar vermesidir. Bu yüzden çürük deyip basit görülen tedavi , çocuklar için ekstra önem taşımaktadır.
- Peki süt dişlerinin erken kaybında ne olur ?
Süt dişleri ve daimi dişler arasında belirli bir düzen ve döngü vardır. Erken kaybedilen süt dişlerinde , alttan gelecek olan daimi diş normal zamanından geç gelecek , buna bağlı olarak ağızda bulunan süt dişleri öne ve arkaya gelerek daimi dişin yerini kapatacak ve gelecek olan daimi diş sürmek için yeterli yer bulamadığı için ya gömülü kalacak ya da dişlerde çapraşıklıklar meydana gelecektir. Bu yüzden erken kaybedilen süt dişlerinde , sürekli dişin yerini korumak amacıyla “yer tutucu” denilen apareyler yapılmalıdır. Yapılmadığı takdirde ağızda oluşacak çapraşıklıklardan dolayı çocukta ilerleyen dönemde ortodontik tedavi( diş teli tedavisi) ihtiyacı doğacaktır.
-Çocuklar ne sıklıkla diş hekimi kontrolüne getirilmelidir?
Ağzında birden fazla çürüğü ve dolgulu dişi bulunan ve yeterli ağız hijyeni olmayan yüksek risk gurubu dediğimiz hastalar üç ayda bir , orta veya düşük risk gurubunda olan çocuklar ise altı ayda bir rutin olarak diş hekimi kontrolüne getirilmelidir.
-Çocuklarda diş fırçalamaya ne zaman başlanmalı , ne tür fırça ve macun kullanılmalıdır?
Aslında ağız hijyeni bakımı çocuklarda ilk süt dişinin çıktığı 6. aydan itibaren başlar. Ebeveynler , bebeklerini her beslemeden sonra ağızlarını ve dişlerini gazlı bir bez veya temiz bir tülbent yardımıyla temizlemelidir. Arka gurup azı dişlerinin de çıkmasıyla beraber fırça kullanımına ebeveyn kontrolünde başlanmalıdır. Kullanılacak fırça seçimi ise ; yumuşak sertlikte, düz ve küçük başlıklı , tek tip kılları olan, çocuğun rahatça kontrol edebileceği büyüklükte olmalıdır. Çocuklarda üç yaşa kadar diş macunu kullanımı önerilmiyor. Üç yaştan sonra ise içeriğinde az miktarda flor bulunduran diş macunları , yine ebeveyn kontrolünde kullanılmalıdır. Çocuklarda el becerileri gelişinceye kadar anne ve babayla birlikte doğru fırçalama tekniğiyle fırçalama yapılmalıdır. Sabah kahvaltıdan sonra ve akşam uyumadan önce günde en az iki defa mutlaka fırçalama alışkanlığı kazandırılmalıdır.
-“Çocuklarda dlor uygulaması yaptırmak zararlı mıdır? Okullarda uygulanan flor uygulamalarına izin vermeli miyiz?”
Velilerden en sık aldığımız sorulardan biri de flor uygulamasının zararlı olup olmadığı konusudur. Hekim tarafından uygulanan flor, söylentilerin aksine çocuklarda diş çürüklerini azaltmak için uygulanan önemli bir yöntemdir. Flor, dişin mine tabakasına girerek dişi çürük oluşumuna karşı etkili bir şekilde korumaktadır. Ayrıca varolan çürüğün de gerilemesinde yardımcıdır. Hekim kontrolünde 6 ayda bir düzenli olarak uygulandığında diş çürüklerinin önemli oranda azaldığı ve başlangıç çürüklerinin de tedavi olarak durduğu görülmüştür.
-Peki çocuklarda diş çürüğünü önlemek için başka uygulamalarımız yok mu ?
Fissür örtücüler, çürük gelişmeden çürüğe karşı dişi koruma altına almayı hedefleyen önleyici bir tedavi şekildir. Yapılan araştırmalar çürüklerin 90 oranında büyük azı dişlerin çiğneyici yüzeyinde geliştiğini göstermektedir. Ağızda ilk süren daimi diş olan 1. büyük azı
dişi hem o dönemde çocuklar el becerisini henüz tam kazanamadığından doğru fırçalanamıyor, hem de aile tarafından yaşın da küçük olmasından dolayı (6 yaş) süt dişi sanılarak önemsenmediği için ilk ve en çok çürüyen diş olarak karşımıza çıkıyor. Fissür örtücülerle dişlerin girinti çıkıntıları doldurularak buralarda gıda birikmesini ve buna bağlı çürük gelişmesi büyük oranda önlenebilmektedir.
-“Çocuğumun dişlerinde siyah lekeler var. Dişleri ilk çıktığında da vardı. Fırçalıyor ama renklenmeler geçmiyor. Bunlar neden olur?”
Süt dişlerindeki siyah lekeler bebeklik ve çocukluk döneminde uzun süre ilaç kullanımına bağlı ( Demir içeren şuruplar veya tetrasiklin içerikli antibiyotikler gibi ) olabileceği gibi başlangıç çürüğü de olabilir. Bu ayrımın hekim tarafından değerlendirilmesi gerekir ve ona göre bir tedavi planı çıkarılır.
-Çocuklarda travma sonrası diş kırığı , diş düşmesi, diş soketinde yaralanma ve kan gelmesi, dişin içeriye veya geriye doğru hareketi vs. gibi acil durumlarda ne yapmamız gerekir?
Ebeveynlerin o anki panik ve heyecanıyla en çok yanlışa yöneldiği konu aslında bu. Travma sonrası dişlerde ve yumuşak dokuda bir takım zararlar meydana gelebilir. Örneğin diş kırılması durumunda kırılan parça bulunduysa hekim tarafından uygun koşullarda yeniden yapıştırılabilir. Diş köküyle birlikte tamamen soketten çıktıysa derhal süt, tükürük veya serum içine koyularak acilen hekime başvurulmalıdır. Dişin kuru ortamda kalması veya peçete içinde saklanıp gelmesi dişin canlılığının devamı için risktir. Hekime başvurma süresi için max. 1 saat dişin canlılığı ve uygulanacak tedavinin seçimi için çok kritiktir.
-Çocuklarda tedavi amaçlı genel anestezi veya sedasyon ne zaman tercih edilmelidir?
Diş tedavisi sırasında ciddi davranış bozuklukları sergileyen , anlaşılması mümkün olmayan , hiçbir şekilde iletişim kurulamayan, tedavi sırasında kendisine ve hekime zarar verme riski olan , mental olarak zayıf olan çocuklarda uygulanabilir. Ama aileler için en son tercih edilmesi gereken tedavi yöntemi olmalıdır. Ancak tedavi öncesi mutlaka tüm tahliller istenmeli ve genel anestezi uzmanının onayıyla ve onun gözetimi altında , ameliyathane koşullarında yapılmalıdır.
Biz de Dentlife ailesi olarak bu süreçte çocuk hastalarımıza gerekli sabrı ve özeni göstererek motivasyonlarını küçük ödüllerle artırarak çocuk tedavi protokollerini başarıyla sürdürmekteyiz.
-Dt. Büşra POLAT
1996 yılında 4 kardeşin 2.si olarak Gaziantep’te doğdum. İlkokul ve ortaokulumu 100. Yıl İlköğretim okulunda başarıyla tamamlayıp lise öğrenimimi Yasemin Erman Balsu Anadolu lisesinde bitirdim. Lisans eğitimimi Gaziantep Üniversitesi Diş Hekimliği fakültesinde aldım.