13 Mart 1992 Erzincan depreminden sonra 1993 yılın da Erzincan Devlet Hastanesine Hastane Müdürü olarak göreve başlamıştım. Erzincan Devlet Hastanesinin ana binası ağır hasar görmüş. Ben göreve başladığımda ağır hasar gören bina enkazı kaldırılmış, aynı bahçe içersinde ki eskiden kadın doğum-çocuk hastanesi olarak hizmet veren 75 yataklı binada hizmet veriliyordu.
1994 yılında yıkılan binanın yerine Dünya Bankası kredisi ile ve Dünya Bankasının kurallaları ile 200 yataklı devlet hastanesi binası yapılmaya başlandı. İnşaatı İhsan Doğramacı vakfına bağlı Tepe İnşaat üstlenmişti. İnşaatın kontrolü Vamed-Prokon konsorsiyomu yapıyordu. Vamed Avusturya, Prokon Türk firmasıydı. Vamed firmasının görevlisi de Mr. Sticher adında 50-55 yaşlarında bir Avusturyalı mühendisti.
İnşaat başlamadan önce Dünya Bankasının yetkilileri Erzincan’ın ihtiyaç duyduğu hastane hizmetleri hakkında bilgi edinmek için hastane yönetimi ile toplantılar yaptı. Ben bu esnada Mr. Sticher ile tanışmıştım. İnşaat başladıktan sonra fırsat buldukça ve onlar uygun oldukça inşaat sahasına gider inşaatı gözlemler, şantiye binasında Mr. Sticher’i ziyaret ederdim. İletişimimi de İngilizcesi çok iyi olan Tepe inşaatın görevlisi Mühendis Semih bey yapardı.
Semih bey inşaat başlamadan önce Mr. Sticher’in inşaatta kullanılacak çimentonun alınacağı devlete ait Erzurum Aşkale Çimento fabrikasının numunesini Ankara ya bir Üniversiteye tahlile gönderdiğini, tahlil sonucunda portland oranın düşük olması nedeniyle oradan çimento aldırmadığını söyledi. Aşkale Çimento fabrikası üretimini uygun hale getirdikten sonra oradan çimento alacağını belirtti.
Bir gün inşaat sahasına gittiğimde Mühendis Semih bey ile Mr. Sticher’ın inşaatta kullanılacak demir yığınlarının başında demir yığınlarına bakarak konuştuklarını gördüm. Demir yığınlarının bir müddet önce oraya geldiğini, bir müddettir orada beklediğini biliyordum. Semih bey bana dönerek Ali bey bu demirler paslı mı dedi. Ben de simsiyah deyince Mr. Sticher beni demirlerinin yakınına gel diye işaret etti. Eğilip bakınca demirler üzerinde küçük küçük pas lekelerini fark ettim. Mr. Sticher o demirleri inşaatta kullandırmadı, yeni demirler getirttirdi.
İnşaat başladıktan sonra derin temel çukuru açılmış, radya denilen temel için o derin çukura demirler döşenmişti. Bir gün yaz sıcağında Mr. Sticher’in o derin çukurda demirler üzerinde dolaştığını gördüm. Sonra Semih beye onun ne yaptığını sordum. Yarın temele beton atılacak, Mr. Sticher beton atılmadan önce demirleri, demir bağlantılarını kontrol ediyor dedi.
Mr. Sticher hastane binasının taşıyıcı ana perde beton kulesini eğri diye yıktırmıştı. Tepe İnşaat Müdürü Bülent bey maliyeti çok yüksek perde betonu kulesi yıkılmasın diye çok uğraştı ama Mr. Sticher yıktırdı. Mr. Sticher akşam yemeğinde Tepe inşaat yetkililerinin yanında bana şunu söylemişti, hiç unutmuyorum. Ali bey Erzincan da 8 şiddetinde deprem olma riski var. Biz 9 şiddetine dayanacak bina yapmak zorundayız. Ben 6 ay sonra gideceğim ama siz burada yaşayacaksınız. Ben sizi düşünüyorum, böyle davranmak zorundayım demişti.
Türkiye de olan depremlerde yıkılarak onbinlerce insanı öldüren binaları görünce ellerimi göğe kaldırıp “YARABBİ SANA İMAN ETMEYEN BU GAVURLARA VERDİĞİN İŞ AHLAKINI BİZE DE NASİP ET” diye dua ediyorum. Dilerim duam kabul olur.
Ali Yiğit
Sağlık Bakanlığı
Sağlık İdaresi 1981 mezunu