Delta varyantı hızla artıyorken birçok kısıtlamanın kaldırılması doğru değil!

Solunum Derneği TÜSAD, hasta sayısı Türkiye’de 26 ilde 224 kişiye ulaşan Delta varyantı konusunda önemli uyarılar yaptı. TÜSAD Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Onur Turan tarafından yapılan açıklamada, “Delta varyantı en güçlü ve e

DİĞER 1.07.2021 09:49:01 0
Delta varyantı hızla artıyorken birçok kısıtlamanın kaldırılması doğru değil!

Solunum Derneği TÜSAD, hasta sayısı Türkiye’de 26 ilde 224 kişiye ulaşan Delta varyantı konusunda önemli uyarılar yaptı. TÜSAD Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Onur Turan tarafından yapılan açıklamada, “Delta varyantı en güçlü ve en bulaştırıcı varyant. Maske, mesafe, hijyen kuralına uymaya devam edelim, çift doz aşımızı mutlaka olalım” denildi.

 

Ülkemizde normalleşme takviminde yeni adımlar atılırken dünya genelinde delta varyantı etkisini göstermeye devam ediyor. Daha bir hafta önce 16 ilde 134 vaka olarak açıklanan delta varyantlı hasta sayısı 26 ilde 224 kişiye yükselirken, Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), “normalleşme” amacıyla birçok kısıtlamanın kaldırılacak olmasının riski artıracağına dikkat çekti.

 

TÜSAD Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Onur Turan, 1 Temmuz’da kademeli normalleşme döneminin üçüncü etabına geçilmesi için alınan birçok kararı doğru bulmadıklarını belirtirken, “Özellikle kapalı ortamlarda kişi sayısının kısıtlanması gerektiğini, ayrıca turizm sezonu için kesin önlemler alınması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

 

COVID-19 pandemisinde yeni bir dalga olarak ortaya çıkan delta varyantını değerlendiren Doç. Dr. Onur Turan, delta varyantı ile ilgili merak, endişe ve soru işaretlerini şöyle yanıtladı: “İlk kez Ekim 2020'de Hindistan'da görülen Delta (B.1.617) varyantı, İngiltere’de görülen alfa, Güney Afrika’daki beta ve Brezilya’daki gama varyantlarından sonra dördüncü önemli varyant. Ancak yapı olarak daha farklı özelliklere sahip. Klasik COVID-19 hastalığının ana belirtileri olan yüksek ateş, öksürük ile tat ve/veya koku kaybından çok, mide ağrısı, ishal, baş ve boğaz ağrısı, burun akıntısı gibi farklı semptomlarla kendini gösterebilen bu varyant, özellikle gençlerde ağır bir soğuk algınlığı varlığı şeklinde algılanabiliyor.”

 

EN GÜÇLÜ VE EN BULAŞTIRICI VARYANT!

Delta varyantının şimdiye kadar bildirilen varyantların en güçlüsü, en hızlısı ve en bulaştırıcısı olduğunu vurgulayan Turan, bu varyanta karşı aşılamanın önemine dikkat çekti. Turan, şu bilgileri verdi: “Çift doz aşılama bu varyanta karşı yüksek koruyucu etkinlik sağlıyor. İki doz BioNtech aşısı uygulanan kişilerin bu varyanttan korunma oranı yüzde 88 olarak belirtilmişken, bu oran tek doz aşılılarda yüzde 33’lere kadar düşüyor. Yine çift doz BioNtech aşılı kişilerden enfekte olanların yüzde 96’sının hastalığı kolay bir şekilde atlattığı ve hastaneye yatış oranının düşük olduğu ifade ediliyor. Ülkemizde mevcut diğer aşılardan Sİnovac ve Sputnik V ile ilgili net bir bilgi şu an için yok. Aşısız kişiler için ise tablo daha farklı seyrediyor. Tablonun trajik seyrettiği Hindistan’da halkın yüzde 18’i COVID-19’a karşı aşılanmış olup, çift aşılama oranı ise sadece yüzde4 olarak görülmekte.  İngiltere’de delta varyantı tespit edilen vakaların yüzde 60’ı, bu virüs nedeniyle hastaneye yatanların üçte ikisinin aşısız olduğu belirtiliyor.

 

ÇÖZÜM: MASKE VE ÇİFT DOZ AŞI

Turan, Delta varyantı için alabileceğimiz önlemleri ise şöyle sıraladı:Delta varyantına karşı çift doz aşımızı ivedilikle olmalı ve maske-mesafe-hijyen üçlüsüne önem vermeye devam etmeli, ayrıca fiziki mesafeye dikkat ederek, kalabalık yerlerde maskemizi takarak, kapalı ortamlarda uzun süre bulunmayarak kendimizi ve yakınlarımızı korumaya devam etmeliyiz. 6-8 hafta arasında yapılması planlanan 2. doz aşılamanın dört hafta sonunda yapılacağı söyleniyor. Çift doz aşılamanın hızlıca sağlanmasının önemli olduğu bu süreçte olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyoruz.”

 

Basın bülteninin tamamını bu linkten okuyabilirsiniz:

 

https://www.solunum.org.tr/haber/1366/delta-varyanti-hizla-artiyorken-normallesmeye-dikkat.html

 

TÜSAD HAKKINDA

Göğüs hastalıkları alanında ülkemizin ilk bilimsel meslek kuruluşu olarak 22 Haziran 1970 yılında İstanbul’da kurulan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), halen Türkiye genelindeki 4.500’ün üzerindeki üyeleri ile “halkın akciğer sağlığını korumak” amacı doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. Toplumsal ve mesleki eğitimi, araştırmaları destekleyerek halk sağlığının korunmasına yönelik faaliyetler yürüten TÜSAD, “Tükenmeyen bir nefesle” sloganı ile 50 yıllık geçmişinde 42 ulusal kongre, sayısız bilimsel toplantı, sempozyum, iki dünya kongresi ile bilinçlendirme ve farkındalık projelerine imza attı.