Gaziantep Özel MMT Amerikan Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Seda Ünsal, mRNA teknolojisinin yeni bir yöntem olmadığını, 1990’lı yıllardan bu yana üzerinde çalışıldığını kaydederek, vatandaşları aşı olmaya çağırdı.
Türkiye’de, korona virüse karşı aşılama seferberliği başlatılırken, aşı karşıtları tarafından sosyal medya üzerinden ‘aşının etkileri’ adı altında birçok yanlış bilgi paylaşıldığını belirten Dahiliye Uzmanı Dr. Seda Ünsal, aşı olup olmama konusunda kararsız kalan vatandaşlara ‘aşınızı olun’ çağrısı yaptı.
Gaziantep Özel MMT Amerikan Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Seda Ünsal, mRNA teknolojisinin yeni bir yöntem olmadığını, 1990’lı yıllardan bu yana üzerinde çalışıldığını kaydetti. Kanser tedavisinde kullanılmak için üzerinde çalışılan bir teknolojinin korona virüs aşısı için denendiğini ve başarılı olduğunu belirten Dr. Ünsal, “mRNA aşılarının çok acele bir şekilde üretildiği şekilde bir algı var sosyal medyada, bu kesinlikle doğru bir bilgi değildir. mRNA teknolojisi 1990’lı yıllarda kanser tedavisinde kullanılmak üzere çalışılmaya başlanmış bir teknoloji. 2008 yılından itibaren de insan deneyleri yapılmaya başlanmış, yani yeni geliştirilmiş bir teknoloji değil. Covid-19’un oluşturduğu acele bir tedaviye ve ilaca ulaşma çabası, yoğun bir uğraş sonucunda hızlandırılmış ancak olmayan bir teknoloji ortaya çıkartılmış değildir. mRNA teknolojisi uzun zamandır üzerinde çalışılan bir teknolojidir. mRNA teknolojisi kanser tedavisinde kullanılmak üzere henüz daha çalışmalara ihtiyacı vardır, ancak Covid-19 için denenmiş ve başarılı olmuştur” dedi.
“Nano çip, manyetik alan ve mıknatıs bilimsel olmayan söylemler”
Sosyal medyada çok fazla bilimsel olmayan ve gereksiz bilgiler olduğunun altını çizen Dr. Ünsal, “Türkiye’de bizim kullanmakta olduğumuz 3 çeşit aşı var. Birisi Çin’den temin ettiğimiz inaktif aşı yöntemiyle üretilmiş olan aşı, ikincisi mRNA teknolojisiyle üretilen Biontech aşısı ve üçüncüsü de viral vektörel aşı yönetimiyle üretilen ve yeni kullanmaya başlayacağımız Sputnik v dediğimiz aşı. mRNA teknolojisiyle üretilen aşı hakkında özelikle sosyal medyada çok fazla bilimsel olmayan şeyler konuşuluyor, nano çip yerleştirilmesi, manyetik alan oluşturulması gibi mıknatısla etkileşime geçecek ve benzeri gibi çok fazla gereksiz ve bilimsel olmayan söylemler var. Bunun yanlış olduğunu, aşının teknik yapısına, teknolojik geliştirilme basamaklarına baktığımız zaman anlıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Aşı, virüsü taklit edip bağışıklık sistemini harekete geçiriyor”
Uygulanan aşının virüsü taklit ederek bağışıklık sistemini harekete geçirdiğini belirten Dr. Ünsal, “Aşının içinde virüse ait mRNA dediğimiz genetik bir materyal var. Belli aşamalardan geçerek oluşturulan aşıyı insan vücuduna enjekte ediyoruz. Virüsün dış yüzeyindeki hastalık yapıcı proteinler insan vücudunda üretiliyor, sanki gerçek virüsü taklit edercesine bizim bağışıklık sistemimizi uyarıyor ve biz daha sonra gerçek virüsle karşılaştığımız zaman aşı sayesinde bağışıklık sistemimiz daha önce tanıyor olduğu için hemen aktif hale gelip virüsü etkisiz hale getiriyor” şeklinde konuştu.
“Canlı virüs enjekte ediliyormuş gibi lanse ediliyor”
Aşılar hakkında çok fazla kirli bilginin dolaştığını kaydeden Dr. Ünsal, bunların gerçeği yansıtmadığını belirtti. Uzman Dr. Seda Ünsal, “Öyle bir yanlış bilgi yayılımı oldu, Sinovac aşısı inaktif aşıdır zararsızdır, Biontech aşısı canlı aşıdır diye bir yanlış bilgi yayıldı. Bioantech aşısı canlı virüs aşısı değildir, aşının içinde virüse ait etkisizleştirilmiş herhangi bir zararı olmayan genetik materyal parçası vardır. Bu sosyal medya da, bize canlı virüs veriliyormuş gibi lanse edildi ve aşı karşıtları tarafından provoke edilerek çok hızlı yayılmasına sebep olundu” diye konuştu.