Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan ziyareti dönüşü, uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
PKK'nın siyasi uzantılarının, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yürüttüğü operasyonlarla ilgili olarak "Kimyasal silah kullanılıyor." diye bir kampanya başlattığı, Milli Savunma Bakanlığının da bu konuda bir açıklama yaptığının hatırlatılmasının üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu konuyla ilgili arkadaşlarıma da söyledim ve Hulusi Paşa ile de bunu tekrar tekrar konuştuk. Arkadaşlar hemen süratle davaları açtılar ve bunun peşini kesinlikle bırakmayacağız. Hem tazminat hem ağır ceza davaları açarak üzerine üzerine gideceğiz. Silahlı Kuvvetlerimizin bugüne kadar kimyasal silah kullanmak gibi bir taksiratı yoktur.
Attığı bütün adımları uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa bu çerçevede atmıştır ve bu çerçevede atmaya da devam edecektir. Bu, bunların namussuzluklarındandır, ahlaksızlıklarındandır. Bunlar ilk defa da bu iftiraları atıyor değiller. Bunlar densizdir, bunlar ahlaksızdır.
Ordumuza hep attıkları çamur budur. Çamur at, tutmazsa iz bırakır diye düşünüyorlar. Bu komünizmin, komünistlerin de en önemli şiarıdır. Bunlar da onların artıkları olduğu için bu tür iftiraları her zaman atacaklardır. Biz de hukuk içerisinde ne gerekiyorsa bunlara bunun hesabını orada soracağız."
Türk hekimleri ile hiçbir alakası olmayan TTB’nin Başkanı Şebnem Korur Fincancı yine zırvalamış.
Bağlantıları, hizmet ettiği yer ve neyin mücadelesini verdiğini Türk Ordusuna iftira atıp, terör ve teröristlerin yanında saf tutarak göstermiş.
Kamuoyu gündemine ülkeye ihanet girişimleri ile sıkça gelen bu zevat terörle kahramanca mücadele eden, bu uğurda binlerce şehit veren şanlı Türk Ordusu’na “Kimyasal Silah Kullanıyorlar” diyerek hainliğini çok üst bir noktaya taşımıştır.
Terör ve teröristlerle yakın ilişki içinde olduğunu da gayet rahatlıkla ifade eden Fincancı, isminde Türk adı geçen bir birliğin başında değil, Yüce Türk mahkemelerinin önünde bulunmalıdır.
Daha öncede vurguladığım gibi Tıbbiyelilerin kemiklerini sızlatan, 14 Mart ruhunu yok sayan bu anlayış Türk Doktorlarını temsil edemez.
Türk Tabipler Birliği’nin bu yapısı ülke için öncelikli bir sorun, bu yapıdan bir an önce kurtarılması ise milli bir meseledir.
Alıntı