Havaların ısınması, tatil dönemi, kış boyunca evlerde sıkılmış olmak, okulların tatil olması derken bayram Koronayı iyice unutturdu. Zaten unutmak istiyorduk. “Bize bir şey olmaz” modundayız hep. Sosyal medya maskesiz dip dibe fotoğraflarla dolu. (Bilinçaltı özendirme, tehlike geçti algısı var)
Fakat rakamlar böyle söylemiyor. Bitmediyse artış var. Üstelik bir de 2. dalga beklentisi. Biz, birinci dalga ile dalga geçerken, 2 dalga nasıl gelsin? Daha 1. dalgayı bitiremedik.
1.Dalga Sahilde
Sahiller tıkış tıkış, mesafe hak getire, sokaklar, toplu taşımada kurala uymamalar devam. Çünkü sıcak havada maske takmak çok sıkıntılı. Sıcak havada maske takmaktansa, bilinçaltı o an covite yakalanmayı yeğliyor. (Eninde sonunda herkes yakalanacak söylemi burada etkili)
Bu arada sorumsuzluk (Vatandaş) sahilde keyif yaparken, sorumluluk (sağlık çalışanı) hastanede özel kovit kıyafetiyle hasta tedavi ediyor.
Karamanın Koyunu
Yaşı genç olanlar sıkıntılı bir süreçten sonra iyileşebileceğini düşünüyor. (Zaman içinde vücuttaki kalıcı hayati hasarlar konusuna daha gelemedik henüz. Bu konu pek konuşulmuyor.)
Sıcak havada maske takmaktan hoşlanmıyorsan mecbur kalmadıkça dışarı çıkmayacaksın. Keyfe keder gezmeleri yapmayacaksın. Hadi gittin maskesiz fotoğraflarını sosyal medyada yayınlayıp kötü örnek olmayacaksın.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca açık hava konusunda uyarı yaptı. Kim dinliyor?
Sorun şurada; herkes durumu görüyor, izliyor ama üstüne alınmıyor. Neden?
Demek ki beynimiz hala durumu kabul edemedi. Çevrede de tedbirli davranan olmuyorsa kimse maske, mesafe ve temizliğe uyum sağlamıyor.
Ne zaman kabul edeceğiz durumu? Virüs kapan birinin halini gördüğümüzde, vücuttaki kalıcı hasarları anladığımızda, ya da kişi kendi yakalandığında. O zaman kafamıza ”dank” edecek.
Mesajlar Sıradanlaştı
Bir de, covit mesajları mevcuttan farklı verildiğinde. Toplumda herkesin algılaması, kabullenmesi, uyum süresi aynı değil. Hala maske kullanımına direnen, uygun takmayanlar, maske kullanımının önemini anlamayanlar var.
Nasıl anlatacağız? Zor değil. Yöntem değiştirmek gerek. Hala Israrlıyım. Bu konu iletişim alanına da giriyor. Ama sakalımız ve unvanımız yok. Sahada, sokakta olmak, insanları gözlemlemek gerek. İzole yaşayarak çözüm bulunamaz.
Covitin Şakası Yok
Biz covit ile dalga geçerken, o bizimle dalga geçmiyor. Alışkanlıklarımızı ve yaşam şeklimizi hızlıca değiştirmememiz gerekiyor. Ne yaşamımız eskisi gibi olacak, ne duygularımız ne de çalışma şeklimiz, alışkanlıklarımız.
Alışkanlıklarımızı ne kadar çabuk değiştirirsek kendimiz ve toplum için o kadar faydalı. Bu illet azalmadıktan sonra ne işlerin, ne zamanların ne de yapılanların kıymeti yok. Ekonominin rahatlaması için kurallara uymak zorundayız.
Bir covitli kişi bir mahalleyi, bir bölgeyi, yüzlerce kişiyi etkiliyor. Şöyle düşünün; sizin kurallara uymamamınız sebebiyle yüzlerce kişinin hayatının aksaması hoşunuza gider mi? Bu durumdan memnun olur musunuz? Memnun olmanız için akli melekelerinizin tam olmaması gerek. Toplum içinde sorumluluk sahibi insan, bir diğerini düşünür.
Zaten sorunlardan biri de bireyin toplum içinde sorumluluğunu, bireysel davranışının önemini fark etmemesi. Biraz hainlik ve kötü niyet de mi var yoksa? Yok yok daha o duruma gelmedik değil mi?
“Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz” durumu devam ediyor. Maske -mesafe –temizlik, bireysel ve toplumsal ayakta ve hayatta kalmamızın altın kuralı.
Sözün özü; Toplum içinde yaşıyorsan, toplumsal kurallara uymak zorundasın. Dikkatsiz ve sorumsuzsan yeni tedbirlere hazır ol. (www.ozgurkocaeli.com.tr)