Medical Park Gaziantep Hastanesi Çocuk Psikiyatrisi Uzm. Dr. Zafer Güleş, Teknolojinin gelişmesiyle beraber günlük yaşantımızda televizyon, telefon, tablet, bilgisayar gibi teknolojik aletler de önemli yer tutmaya başladığını belirterek, te
Medical Park Gaziantep Hastanesi Çocuk Psikiyatrisi Uzm. Dr. Zafer Güleş, Teknolojinin gelişmesiyle beraber günlük yaşantımızda televizyon, telefon, tablet, bilgisayar gibi teknolojik aletler de önemli yer tutmaya başladığını belirterek, teknolojik bu gelişmelerin günlük yaşantımızı kolaylaştırmasının yanı sıra birçok sorunu da beraberinde getirdiğine dikkat çekti. Televizyon, telefon, tablet gibi sanal ortamlara çocukların kontrolsüz biçimde maruz kalması, onlarda dikkat sorunları ve öğrenme sorunlarına neden olduğu gibi ayrıca beyin gelişimi, sosyal gelişim ve dil gelişimini sekteye uğratabildiğinin altını çizdi:
Çocuk Psikiyatrisi Uzm. Dr. Güleş, ‘’Ebeveynlerinin teknolojik aletleri çok sık kullandığını gören çocuklar bu aletlere merak duymakta ve bu aletlerle erken dönemde tanışmaktadırlar. Özellikle 0-3 yaş dönemi beyin gelişiminin çok yoğun olduğu kritik bir dönemdir, bu dönemde çocuklar dış dünyayı gözlem yaparak, taklit ederek ve dokunarak öğrenirler. Televizyon, telefon, tablet gibi sanal ortamlara bu dönemde kontrolsüz biçimde maruz kalmak çocuklarda dikkat sorunları ve öğrenme sorunları ortaya çıkartabilmekte ayrıca beyin gelişimini, sosyal gelişimi ve dil gelişimini sekteye uğratabilmektedir.
Ekran başında uzun süre bulunmanın fiziksel olarak daha az hareket etme, obezite, görme sorunları, saldırgan davranışlar, uyku sorunları gibi sorunlara da neden olduğu bilinmektedir. Özellikle uykudan önceki son 1 saat ekran ışığına maruz kalmak uykuya dalmayı güçleştirir, geç ve kalitesiz uykuya sebep olur bu da büyüme hormonu salınımını bozarak çocukların fiziksel olarak da büyüme ve gelişimini sekteye uğratır. Ayrıca çeşitli çalışmalarda şiddet içerikli video oyunlarının çocuklarda saldırgan davranışları arttırdığı gösterilmiştir. Belki de en önemlisi erken yaşta yoğun ekran maruziyetinin otizmle ilişkili olduğu da artık bilinmektedir. Dolayısıyla çocuklarda ekran süresinin kısaltılmasının veya ekran maruziyetinin tamamen kesilmesinin, çocuğun dikkat becerilerini, sosyal gelişimini ve dil gelişimini arttırdığı, davranış sorunlarını ise azalttığı gösterilmiştir. Amerikan Pediatri Akademisi 2 yaşın altında ekran kullanımı önermemektedir. 2-5 yaş arası çocuklar için ise ebeveyn eşliğinde günde en fazla bir saatlik ekran süresi önermektedir.’’ diye konuştu.
Uzm. Dr. Zafer Güleş, Teknolojinin bu kadar geliştiği ve hayatımızın vazgeçilmez parçası haline geldiği günümüzde ekranları çocukların bulunduğu ortamdan tamamen çıkarmanın gerçekçi bir yaklaşım olmadığını vurgulayarak, televizyon, tablet, telefon gibi araçların zararlı etkilerinin önlenmesi ve azaltılmasında ebeveynlere önemli görevler düştüğünü kaydetti:
‘’Ebeveynler öncelikle çocuğun ekranla tanışması için aceleci davranmamalı, mümkünse çocuklar 2 yaşına kadar TV, telefon, tablet gibi aletlerden uzak tutulmalıdırlar. Ekranla tanıştıktan sonra ise mutlaka kullanımı sınırlandırılmalı ve takip edilmelidir, çocuğun hangi oyunları oynadığı, hangi videoları izlediği, ekran başında neler yaptığı ciddi olarak denetlenmeli, çocuk ekran başında iken ona eşlik edilmeli, çocuğun odasında televizyon bulundurulmamalı, eğitici içerikler kullanılması açısından teşvik edilmelidir. Ayrıca ebeveynler olarak kendi ekran kullanımımızı gözden geçirmeli, hem ekran kullanım süresi hem de içerik olarak çocuklarımıza örnek olmalıyız, çocukların ekran bağımlılığı probleminin bir sebebinin de anne-babaların ekran bağımlılığı problemi olduğunu unutmamalıyız, çocuklar her konuda olduğu gibi bu konuda da ebeveynlerini örnek almaktadırlar. Bunun yanısıra çocuklarla evde beraber oyunlar oynayarak, etkinlikler yaparak çocuğun hem eğlenip hem de kaliteli zaman geçirmesini hem de ekrandan uzak kalmasını sağlayabiliriz. Ayrıca çocukların yaşıtlarıyla geçirilen zamanının arttırılması da sosyal gelişimi ve dil gelişimi açısından yararlı olup çocukların ekrandan uzaklaşmasını sağlayabilmektedir. Özellikle ilk üç yıl çocukların beyin gelişimlerinin dokunarak, konuşarak, gülerek, hikaye anlatarak, kitap okuyarak, oyun oynayarak çok daha yoğun bir şekilde gelişim gösterdiğini ve bu dönemdeki yaşantıların çocuğun bütün hayatını etkileyebileceğini unutmayarak bu hassas dönemde çocuklarımızı ekran başına oturtmadan, onları sanal ve tehlikeli bir dünyanın kucağına atmadan gerçek hayatı beraberce yaşayabilmek, ebeveynler olarak belki de çocuklarımıza karşı en büyük sorumluluklarımızdan birisidir. Çocuklarımızın gerçek hayatı ancak gerçek deneyimlerle öğrenebileceğini unutmamalıyız.’’ İfadelerine yer verdi.