Meme küçültme operasyonları estetik kaygıların yanı sıra mevcut memenin ağırlığıyla ortaya çıkan omurga sorunları, omuz ve sırt ağrıları nedeniyle de gerçekleştirilebiliyor.
Cerrahi tedaviler içinde en yüz güldürücü ameliyatlardan biri olan meme küçültmede nihai hedefin cerrahi açıdan memenin hasta özelinde en uygun anatomiye kavuşturulması olduğunu vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Haluk Duman, “Fizyolojik gelişmenin yanı sıra gebelik ya da fazla kilo alımı gibi nedenlerle memede hacimsel olarak aşırı büyüme durumu pek çok kadın için önemli bir sorun. Aslında kadınlar için sadece estetik bir sorunmuş gibi düşünülse de memedeki hacimsel büyüklüğün yaptığı ağırlık hem ağrılara ve duruş sorunlarına hem de meme altında pişik ya da kaşıntı gibi şikayetlere neden olabiliyor” açıklamasında bulundu.
Estetik kaygılar, mevcut memenin ağırlığı nedeniyle ortaya çıkan omurga sorunları, omuz ve sırt ağrıları, meme altı deride enfeksiyonlar, pişik, selülit ve egzama gibi sorunlar nedeniyle meme küçültme ameliyatlarına ihtiyaç duyulabildiğini paylaşan Anadolu Sağlık Merkezi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Haluk Duman, “Ciddi bir kalp hastalığı ya da kronik akciğer sorunu olan hastalarda meme küçültmenin çok daha dikkatli yapılması, mümkünse ertelenmesi gerekiyor. 17'den itibaren 65 yaşa kadar sağlık durumu uygun olan her kadın meme küçültme ameliyatı olabiliyor” diye konuştu.
Meme küçültme kişinin kilosuna ve beden ölçülerine bağlı olarak yapılıyor
Cerrahi açıdan küçültme yapılırken meme bir bütün olarak ele alınıyor ve memenin boyutları hastanın kilosuna, beden ölçülerine ve göğüs çevresine göre hesaplanıyor diyen Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Haluk Duman, “Yapılan geometrik çizimler bir sonraki aşamada kesip çıkarılacak dokular için de yol gösterici oluyor. Son olarak kalan bölümler şekillendirilerek ideale yakın bir memeye ulaşılıyor” dedi.
Sağlık durumu uygun olan her kadın meme küçültme ameliyatı olabiliyor
Meme küçültme ameliyatı öncesinde kan sulandırıcı ilaçların doktorun belirteceği ilaçlarla değiştirilmesi, kanamayı artırıcı özellikleri nedeniyle yeşil çay gibi detoks çaylarının tüketilmemesi, kullanılan ağrı kesiciler varsa ameliyattan birkaç gün önce bırakılması ve aç karınla ameliyata gelinmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Haluk Duman “Geçmiş yıllarda yapılan ameliyatlarda, aşağıdaki dokuları yukarı çekmeye dayanan bir yöntem kullanılırken, günümüzde daha orta hatta yakın ‘flepler’ tercih edilerek memenin anatomisine en uygun form yakalanıyor” şeklinde konuştu.
Ameliyattan sonra 3 ay sırtüstü yatılmamalı
Ameliyat süresinin ortalama 3-5 saat, hastanede yatış süresinin ise sadece 1-2 gün olduğunu belirten Prof. Dr. Haluk Duman, “Ameliyat sonrasında üç ay boyunca sırtüstü yatılmaması gerekiyor. Özellikle ilk 15 gün tütün ürünleri kullanılmamalı, ağır kaldırmaktan kaçınılmalı. 15 günün ardından hafif yürüyüşler yapılabilir. İyileşme sürecinde hastalar olası ödem ve kanamaları azaltan sporcu sutyenleri kullanabilir” önerisinde bulundu.
Ameliyat izleri açık tenlilerde daha hızlı iyileşiyor
Ameliyat sonrasında meme başından aşağı doğru inen ve memenin altında “T” oluşturan bir iz kalsa da hastaların genellikle bunu bir sorun olarak görmediğini belirten Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Haluk Duman, “Açık tenlilerde daha hızlı iyileşen bu izleri oldukça hafifleten özel kremler ve bazı silikon tabakalar da mevcut” dedi.
Ameliyat emzirme bittikten en az 8 ay sonra yapılmalı
Süt bezlerinin fizyolojik olarak yağ dokularına homojen bir şekilde dağıldığı için küçültme ameliyatında bu bezlerin ayrıştırarak korumanın mümkün olmadığını söyleyen Prof. Dr. Haluk Duman, “Ameliyatın ardından memenin tüm hacminde bir azalma olduğu için süt miktarında da azalma olması normaldir. Bu nedenle meme küçültme ameliyatının emzirme bittikten en az 8 ay sonrası için planlanması daha sağlıklı” diye konuştu.
Anadolu Sağlık Merkezi Hakkında
Yaşam kalitesini artırmak için dünya standartlarında sağlık hizmeti sunmak hedefiyle kurulan Anadolu Sağlık Merkezi, modern tıbbın gereklerini yeni ve kapsamlı bir sağlık anlayışıyla hastalarına aktarıyor. Hizmet kalitesine önemli katkı sağlayan Johns Hopkins Medicine (JHM) ile devam eden iş birliği Anadolu Sağlık Merkezi'nin sağlığın merkezi olma vizyonunu da destekliyor. Kurulduğu günden buyana gerçekleştirdiği çalışmalarla ‘Sağlığın Merkezi’ konumuna ulaşan Anadolu Sağlık Merkezi; onkoloji, kalp damar sağlığı, kadın hastalıkları ve tüp bebek, nöroloji, cerrahi bilimler ve iç hastalıkları dahil olmak üzere tüm branşlarda sunduğu hizmetlerde hasta odaklı yaklaşımla hareket ediyor. Hizmetlerinde hasta hakları ve güvenliğini temel önceliği olarak belirleyen Anadolu Sağlık Merkezi, kaliteli sağlık hizmeti ile dünyanın farklı bölgelerinden gelen hastalara tedavi olanağı sunuyor.