Son tıpta uzmanlık sınavında ilk 20'ye girenlerin 11 tanesi cildiye, 4 tanesi plastik cerahi, 2 tanesi radyoloji ve 1'er tane FTR, Radyasyon onkolojisi ve göz...
Dikkatinizi çekti mi hep hasta temasının ve nöbet sayısının az olduğu, hastayla ve hasta yakınıyla az sorun yaşayacağınız bölümler tercih edilmiş. Genç hekimler bu tercihlerinde haksız mı? Sonuna kadar haklılar. Çünkü işlerini yaparken dayak yemek, aşağılanmak, en kötüsü yaralanıp-öldürülmek istemiyorlar...
Eve morarmış gözüyle gidip küçük kızının baba-anne sana kim vurdu diye sorunca cevap verememekten korkuyorlar, kendilerine yediremeyip günlerce uykusuz kalmaktan korkuyorlar. Ülkenin en zeki, en çok okuyan kesiminin; genelde en az okuyan en az kafası çalışan bir kesim tarafından hırpalanması ne kadar acı değil mi? Düşünsenize ilkokulda tüm sınavlarda en önde, bilgi yarişması o temsil etsin bizi denilen, okuyup kafa patlatan bilgisinden faydalanılan O, ne idüğü belirsiz birisi tarafından öldüresiye dövülüyor...
En acısı da haber olduktan sonra altta yazılan yorumlar: haketmiştir, geçen bende az kalsın dövecektim, bunların burnu kaf dağında, zaten çok para alıyorlar, boşuna öldürülmüyorlar...
Sözün özü biz hekimler sizlerin kardeşi, emmi oğlu, dayı-hala kızı, eniştesi-gelini değil miyiz? Size bile bile niye kötülük yapalım, kötü davranalım? Biraz da kendinizi bizim yerimize koyun Allah aşkına...
7 aydır hepinizin adını duyunca ürperdiği hastalıkla, bire bir kim mücadele ediyor, ön safta savaşıyor? En arka sırada oturup, derslerde kaytaran, okumamış, kavga meraklısı zorro'lar mı???
