Dünya Sağlı Örgütü(DSÖ) Aralık 2019’da Çin’nin Wuhan şehrinde çıkan yeni koronavirüs hastalığını (Covid-19) 30 Ocak 2020’de “Uluslararası Halk Sağlığı Acil Durumu” ardından 11 Mart 2020 tarihinde pandemi ilan ettiğinden beri yaklaşık 4,5 ay geçti. Covid-19 pandemisi ile tüm dünyada olgu sayısı 16 milyonu aşmış durumdadır ve bu hastalıktan yaşamını yitiren kişi sayısı 656 bindir. Bu süre zarfında sağlık bakanlığı, üniversiteler, meslek odaları ve uzmanlık dernekleri çeşitli rehberler hazırlayarak sürece katkı sağlamışlardır. Türk Tabipler Birliği (TTB) bu dönemden günümüze sürecin aktif takipçisi olmuş ve raporlar ile durum analizlerini yapmıştır. Covid- 19 hastalığı hakkında şu ana kadar yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda bilgiler oluşmuş olup halen kanıtlanmış bir tedavisi bulunmamaktadır ve belirsiz bir süreç devam etmektedir. Ülkemiz de bu pandemi sürecinde mevcut sağlık sistemine ve yetişmiş insan gücüne göre salgınla mücadele etmiştir. Pandeminin ilk başlarında mevcut olan tedirginlik ve kargaşa hali sağlık bakanlığının oluşturmuş olduğu algoritmalar ve düzenlemeler ile standardize edilmiştir. Ancak süreç ilerledikçe şeffaf bilgi akışı sağlanamamış ve bilimsel bilgi ışığında çalışan bilim insanlarına toplumu bilgilendirdiği için Bursa’da Prof Dr. Kayhan Pala örneğinde gördüğümüz üzere soruşturma açılarak kaygılarımız arttırılmıştır.
11 Mayıs tarihinde AVM’lerin açılması ile normalleşme sürecine girilmiş ve ilimizde vaka sayıları da bu süreç ile birlikte artmaya başlamıştır. Vaka sayılarının artması ile birlikte Gaziantep- Kilis Tabip Odası mevcut durumun aciliyetini ve ilimize özel önlemler alınması gerektiğini her platformda dile getirerek kamu idaresini ve halkımızı uyarmıştır. Mevcut durumda ilimizde Covid- 19 hastalarını tanımlamak, izole etmek, test yapmak, temaslıları izlemek ve karantinaya almak mevcut sağlık sistemimizde tıkanma noktasına gelmiştir ve acil önlemlerin alınması gerekmektedir. Ancak Sağlık bakanlığı ve yerelde sağlık müdürlükleri epidemiyolojik verileri açıklamayarak salgın yönetimini bilinmez bir noktaya doğru götürmektedir.
Haziran ayı ile birlikte Sağlık Bakanlığı haftalık raporlarında Güneydoğu Anadolu bölgesinde vaka artışı görülmekle birlikte il ve ilçe bazında veriler yaş, cinsiyet, eşlik eden hastalıklara, risk gruplarına göre herhangi bir bilgi akışı ne yazık ki mevcut değildir. Bu açıklamalar yapılmadığı müddetçe pandemi ile ilgili kapsamlı bir değerlendirmenin yapılması ve etkin bir salgın yönetiminin sağlanması mümkün olamamaktadır. Kamu idarecilerinin ve yerel yetkililerin şeffaf bilgi paylaşımında bulunmaması, halkı salgın ile mücadele edenlere yönelik spekülasyonlara ve şiddete açık hale getirmektedir. Yanlış bilgilerin ve uygulamaların önüne geçebilmek için Gaziantep kamu idarecilerinin haftalık değerlendirme toplantılarını basına açık olarak yapmaları önemlidir.
Ülkemiz test sayısında çoğu OECD ülkesinin çok gerisinde olduğumuzu görüyoruz. OECD ülkelerinde bin kişi başına ortalama 23.7 test yapılırken ülkemizde bu oran 13.2’dir. İlimiz özelinde vaka artışına göre günlük test sayısı ne kadar, hedeflenen nüfusa göre kaçı yapılıyor ve bu yapılan testlerin kaçı yeni olgu bilmemekteyiz.
İlimizde vefat eden vatandaşlarımızın sayısını ve istatistiksel dağılımını bilmemekteyiz. Sahadan meslektaşlarımızın Covid-19 tanısı konulan hastaların defin raporlarının düzenlemelerinde sorunlar yaşandığını ve hekimlerin bağımsızlığına müdahaleler olduğunu üzülerek duymaktayız ve bu durum kaygı vericidir. Olguların ve ölümlerin dağılımına ilişkin herhangi bir veri paylaşımı olmadığı için ilimize özel herhangi bir risk grubu değerlendirilmesi yapılamamaktadır.
Sağlık çalışanları bu dönemde en yüksek risk grubu teşkil etmektedir. Gaziantep ilinde 550 yakın sağlık çalışanının enfekte olduğunu bilmekteyiz. Enfekte olan Sağlık çalışanlarının hekim, hemşire, yardımcı sağlık personeli vb istatistiksel ayrımı paylaşılmamaktadır. Artışın yüzdesi hakkında bilgi sahibi değiliz. Her gün daha fazla sağlık çalışanımızın enfekte olduğunu görmekteyiz. Bu sayı son dönemde hızla artmaktadır. İlimiz devlet hastanelerinden birinde yüze yakın sağlık çalışanımızın enfekte olduğu duyumları almaktayız. Bu şekilde devam ederse salgında mücadele edecek sağlık çalışanı kalmayacaktır. Daha önce de belirtiğimiz gibi bütün sağlık çalışanlarına test yapılması ve kamu özel ayrımı yapılmaksızın kişisel koruyucu ekipmanların sağlanması gerekmektedir.
Sağlık çalışanlarına süreçle ve değişen salgın algoritmaları ile ilgili bilgilendirmeler yapılmamış ve her bir çalışan kendi çabaları ile sürece dahil olmaya çalışmıştır. İlimize özel olarak küçük gruplar halinde video konferans yöntemi ile bilgilendirme yapmanın ve sahadan gelen sorulara cevap vermenin salgın yönetimindeki bilinmezlik perdesini kaldıracağından hiç şüphe yoktur. İlimizde vaka artışı yüksek seyrederken yoğun bir çalışma temposunda olan sağlık çalışanlarına yönelik psiko-sosyal destek çalışması yapılması gerekmektedir. Ayrıca normalleşme ile birlikte risk alarak çalışan sağlık çalışanlarının ek ödemelerinin büyük bir kesintiye uğrayacağı yetkililerce belirtilmektedir. Sağlık çalışanlarına ayrım yapılmaksızın bu mağduriyetlerinin giderilmesi gerekmektedir.
Gaziantep ilimizde Covid-19 hastaları için ayrılan hastane servisleri, yurtlar ve yoğun bakımları doluluk oranı aşmış ve yetersiz hale gelmiştir. Hekimler hastalarına yatacak yer bulamamaktadır, acil servislerimizde hastalar yatış için sıra beklemektedir. Covid-19 hastaları için ayrılan servis ve yoğun bakımların acil olarak artırılması ve halkın salgın döneminde ertelenmiş sağlık ihtiyaçları da düşünülerek ilimiz için sahra hastanesinin ikinci dalga ve influenza dönemi için gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Pandemide SGK’nın Covid-19 tanısı almış hastalara yapmış olduğu ödeme kesintisi toplum sağlığı açısından eşitsizliklere neden olmakta ve kamu hastanelerinde hasta yoğunluğunda 50 artış sağlayarak sistem işlemez bir noktaya gelmiştir.
Sanayi bölgesinde salgının ne boyutta olduğunun açıklanması ve işçilerin bu süre zarfında çalışma koşullarının pandemiye göre şekillenmesi ve çalışamadıkları durumlarda sosyal devlet anlayışı ile ekonomik olarak mağdur edilmemesi gerekmektedir.
Yaklaşan kurban bayramı ile mezarlıkların, cami ve kesim yerlerinin pandemiye göre düzenlenmesi, halkımızın mesafe/ dezenfektan ve maske kurallarına uyması ve bayram ziyaretlerini ertelemesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle bu noktada kamu idaresine büyük görevler düşmektedir. Pandemiye yönelik kuralları verirken bunun toplumun her kademesine yayması ve kabul edilmesini sağlamalıdır. Toplu buluşmalar artan vaka sayımızın daha da artmasına ve sağlık sistemimiz hızla çökmesine neden olacaktır. Basın açıklamasını hazırlarken Gaziantep valiliği, Büyükşehir, Şahinbey ve Şehitkamil belediyelerinin web sitelerine baktım. Hiçbir sitede bayram için pandemi düzenlemesi ne yazık ki mevcut değildi. Covid-19’a yönelik herhangi bilgilendirme linki dahi bulunmamaktadır.
Pandemi ile birlikte toplumun tüm katmanları etkilenmekle birlikte sosyal sınıflar arasındaki eşitsizlikler ön plana çıkmaktadır. Yoksullar, göçmenler ve sığınmacılar toplumun en kırılgan kesimini oluşturmaktadır. Ayrıca kırılgan nüfusun toplu olarak bulunduğu huzurevi, rehabilitasyon merkezleri ve bakım evleri yüksek riskli yerlerdir. İlimizde bu gruplar için nasıl bir çalışma yapılmaktadır?
Sözlerime son verirken; Pandemi yönetimi şeffaf olarak bilimsel veriler ışığında halkın ve sağlık çalışanlarının sağlığını koruyarak yürütülmelidir. Bilinmezlikler ve sırlar şeklinde yürütülen pandemi yönetimi ile salgını kontrol altına almamız mümkün değildir.
GAZİANTEP - KİLİS TABİP ODASI