Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, yeni tip Koronavirüs’e (Kovid-19) karşı etkili tedavi yöntemleri arasında yer alan İmmün Plazma Tedavisi için Gaziantep Valisi Davut Gül ve Türk Kızılay Gaziantep Şube Başkanı Nihat Yıldırım’la hayata geçirilecek yeni bir kampanya hakkında bilgi verdi, kan bağışı çağrısında bulundu.
Dünyanın ana gündemini uzun bir süredir meşgul eden Koronavirüs’e karşı Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, salgına yönelik tercih edilir tedavi yöntemleri arasında yer alan İmmün Plazma Tedavisi için 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda Gaziantep Valisi Davut Gül ve Türk Kızılay Gaziantep Şube Başkanı Nihat Yıldırım’la Gazi şehirlilerden kan bağışı istedi. Başkan Şahin, Büyükşehir Belediyesi’nin desteği, Gaziantep Valiliği ile Kızılay iş birliğinde Gaziantep’te immün plazma bağış oranını artırmak amacıyla bir dizi çalışmanın yapılacağı bir kampanyanın hayata geçirileceğini duyurdu. Gaziantep İl Sağlık Müdürü Dr. Ümit Tiryaki, ise Çin’de başlayan salgının yaşadığı süreçler ve küresel bir krize dönüşmesindeki etmenlere vurgu yaparak tedavi yöntemleri arasında öne çıkan plazma bağışı hakkında katılımcıları bilgilendirdi.
BAĞIŞI YAPILAN BİR PLAZMA SAYESİNDE 2 HASTA HAYATA TUTUNACAK
Kampanya kapsamında son 3-4 aydır düzenli plazma bağışları alımında kullanılan Kızılay’a ait mevcut mobil kan alma aracında yapılacak ek düzenlemelerle plazma alım cihaz sayısı artırılacak. Mobil kan aracı iş yerinden ayrılamayan çalışanlardan iş yerlerinde toplu bağış alınabilmesi için büyük kolaylık sağlayacak. Kovid-19 tanısı konularak uygulanan tedavinin ardından sağlığına kavuşan hastaların plazma tedavisi ve bağışı konusunda hem kendi doktorları tarafından hem de Kızılay ekipleri tarafından bilgilendirilecek. İyileşen tüm bağışçıların verecekleri 1 plazma sayesinde 2 hasta yaşama tutunabilecek. Öte yandan kampanya çerçevesinde kurulması planlanan İmmün Plazma Bağış Merkezi çalışmaları da hızla devam ettirilirken merkezin hizmete alınmasıyla plazma bağışında bulunacak donörlerin plazma alım işlemlerinin daha sağlıklı yapılması için özel bir alan oluşturulmuş olacak.
ŞAHİN: PLAZMA BAĞIŞI İLE YOĞUN BAKIMDA HASTAMIZ KALMAYACAK
Konu hakkında açıklamada bulunan Başkan Fatma şahin, küresel bir sorunla karşı karşıya olduklarını belirterek, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde diğer ülkelerden pozitif ayrıştık. Onun güçlü liderliği, sağlık alt yapımız, sosyal güvenlik çatısı bizleri bu günlere kadar getirdi. Genel ile yerel arasındaki koordinasyon, merkezi yönetimin yayınladığı genelgelerin hızlı bir şekilde vücut bulması bizleri salgın sürecinde başarılı bir noktaya getirdi. Ama bugün başka bir şey söyleme zamanı. Hz. Mevlana’nın da dediği gibi, “Dün dünde kaldı.” Bizim medeniyetimiz yaşatan bir medeniyettir. Bugün salgından kurtulan ağabeylerimiz aramızdaysa plazma bağışları sayesindedir. Devlet ve Bilim Kurulu gereğini yapıyor. Ama şehir olarak bizim çok hızlı düşük risk gurubunda başladığımız süreci tamamlamamız lazım. Okullar açılmadan bu illetten kurtulmalıyız. 2 milyon bize emanet. Dolayısıyla bizim kan bekleyen herkese borcumuz var. İnsani olarak yapmamız gereken ne ise yapmalıyız. Bir kan bağışçısı kardeşiniz olarak 2 milyon insanımızı kan bağışına davet ediyorum. Bu kampanyayı çok önemli buluyoruz. 6 defa herkes kendi plazmasını verebiliyor. Herkes bu hassasiyeti gösterirse yoğun bakımda hastamız kalmayacak. Maske, mesafe ve temizlik kurallarına dikkat ettiğimiz zaman yeniden hasta olma ihtimalimiz ortadan kalkacak” diye konuştu.
GÜL: İYİLEŞEN VATANDAŞLARIN KAN BAĞIŞI YAPMASI GEREKİYOR
Gaziantep Valisi Davut Gül ise herkesin başına gelebilecek bir hastalıktan bahsettiklerini ifade ederek, “İyileşenleri tekrardan hasta etme ihtimali olan bir salgınla karşı karşıyayız. Verilen her plazma bizim bağışıklığımızı daha da güçlendiriyor. Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle pandemi sürecinde 15 milyon maske dağıttık. Hiçbir şehirde olmayan 150 araç kapasiteli kiralama yapılarak evde sağlık hizmetine başlandı. Bunun yanı sıra hizmet sektöründe yer alan işletmelerin salgında nelere dikkat etmesi hususunda eğitimler yapıldı. Sertifikalar verildi. Şimdi de başka bir şey yapmamız lazım. Binlerce hastamız iyileşti. Ancak iyileşenlerin hasta vatandaşlarımızı salgından kurtarabilmesi için kan bağışı yapması gerekiyor. Bu bizim şehri, ülkeyi korumak anlamında insani bir görevimizdir” şeklinde konuştu.
PLAZMA TEDAVİSİ GÖRENLER, SÜRECİ ANLATTI
Koronavirüs tanısı konularak Kızılay’dan plazma tedavisi görüp eski sağlığına kavuşan 75 yaşındaki Reşat Soydemir, “bugün eğer hala hayattaysam bu almış olduğum plazma sayesindedir. Tedavi sürecimde uygulanan ilaç tedavilerinin yetersiz kalması sonucu 3 defa aldığım plazma tedavisi beni iyileştirdi. Hastalığın bir düğünde bulaştı. Benimle beraber birçok insana bulaştı. Çok ciddi beslenme zorlukları yaşadığım. Hastalığımın son zamanlarında mama ile beslendim” ifadelerini kullandı.
Hala hastanede olup plazma tedavisi gören Akif Kılıç’ın kız kardeşi Fazilet Kılıç, plazma tedavisinin önemine işaret ederek, “ağabeyim çok genç yaşta bütün tedbirleri almasına rağmen salgına yakalandı. 18 gündür hastanede yatıyor. Plazma tedavisi ise iç organların yaşamsal faaliyetlerini giderek kaybetmesi sonucu gerçekleşti. Birinci plazma ve ikinci plazma yeterli olmadı. 3’üncü plazmayı almak zorunda kaldı. Bu kapsamda bağış oranının da yüksek olması hastanın hayata tutunabilmesi için çok önemli” diye konuştu.
PLAZMA BAĞIŞI YAPAN YILMAZ: 10 GÜNDE BİR BAĞIŞ YAPACAĞIM
Plazma bağışında bulunan Şehitkamil AK Parti İlçe Başkanı Mehmet Yılmaz, hastalığı atlatan insanlardan birisi olduğunu anımsatarak, “Bunun zorluklarını, nasıl olduğunu çok iyi bilen birisiyim. Süreçte kendi derdinizi unutuyorsunuz. Kimlere zarar verdim diye düşünüyorsunuz. Sağlık çalışanlarımızın desteği ile bu hastalığı atlattım. Rabbim hastalığı yaşayan herkese acil şifalar versin. Plazma bağışı ile ilgili geçen hafta Kızılay’a gittik. Vücudumuzun antikor ürettiğini öğrendik. Bu nedenle 10 günde bir plazma bağışımı yapacağım” dedi.
Gaziantep İl Müftüsü Dr. Hüseyin Hazırlar da insanlık olarak kürsel bir salgınla karşı karşıya olduklarını dile getirerek, yardım anlayışının dini bir zorunluluk olduğunun unutulmaması gerektiğinin altını çizdi.