BAĞIMLILIKLA İLGİLİ DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

Alkol ve madde bağımlılığı bireylerin yanında toplumu da oldukça olumsuz etkileyen, fiziksel ve ruhsal yönden insana zarar veren, bireyin işlevselliğini ileri derecede bozan ruhsal bozukluklardır.

SAĞLIK 24.10.2023 13:19:00 0
BAĞIMLILIKLA İLGİLİ DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

 

Gaziantep Özel Hatem Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Ünler, bağımlılık yapıcı maddeler ile ilgili doğru bilinen yanlış konular hakkında bilgiler verdi.

Alkol ve madde bağımlıları genellikle tedavi, rehabilitasyon ve ayık/temiz oldukları dönemde bazı yanlış inançlara sahiptir. Bunlar tekrar alkol veya madde kullanımına neden olabilmektedir. Bu noktada gördüğümüz en sık yanlışlar şunlardır:

Bazı maddeler daha az zararlıdır

Kullanılan maddeler arasında herhangi birinin daha az zarar verdiğini söylemek zordur. Çoğu kez hastalar birden fazla madde kullanmakta ya da zaman içinde hastaların kullandıkları maddeler değişmektedir. Bazı maddelerin akut zararlı etkileri çok bildirilmese de uzun dönemde önemli düzeyde etkileri olduğu bilinmektedir. Genellikle hastalar eroin ve türevleri gibi opiatları fiziksel bağımlılık ve şiddetli yoksunluk dönemleri nedeniyle en zararlı maddeler olarak konumlandırmakta, esrarı ise doğal yetişen bir bitki olduğunu söyleyerek masum görmektedir. Oysa yapılan epidemiyolojik araştırmalar kullanılan tüm maddeler içinde şizofreniyi tetikleme olasılığının en yüksek esrar kullanımıyla ilişkili olduğunu bildirmektedir. Pozitif pekiştirici etkileri nedeniyle tercih edilen amfetaminler ise çok yoğun şüphecilik, alınganlık, halüsinasyonlar yaşama gibi akut paranoya yaşantılarına ve uzun süreli kullanımda ciddi bellek bozukluklarına neden olabilmektedir. Dolayısıyla daha az zararlı bir madde yoktur, tüm maddeler zararlıdır.

Maddeyi birey istediği zaman bırakılabilir

Hastalar genellikle kararlı oldukları zaman madde kullanmayı bırakabileceklerini, her şeyin kendilerinde bittiğini ifade etmektedir. Maddeyi bırakmak için irade göstermek önemli olmakla birlikte yardım almadan maddeden uzak kalmak çok olası değildir. Üstelik tedavide hedeflenen bireyin uzun süreli olacak şekilde madde kullanımını bırakmasıdır. Madde bağımlılığı çok sık yeniden başlama dönemleri ile karakterizedir ve kişinin temiz kaldığı dönemler azaldıkça ciddi sorunlara neden olmaktadır. Maddeyi bırakırken hastanın yaşadığı yoksunluk, yeniden madde alma isteği ve diğer psikolojik sorunlar için tıbbi yardım alması mutlaktır, bu noktada bireyin sosyal destek mekanizmalarının da yardımı gereklidir. Dolayısıyla maddeyi bırakmak isteyen bireyler mutlaka sağlık kuruluşlarına başvurmalı ve kısa süreli bırakma dönemleri yerine uzun süreli, sürdürülebilir bir iyilik hali için uğraşmalıdır.

Maddeyi bırakmak için önce çevresel sorunları çözmek gerekir.

Kuşkusuz bireylerin madde kullanımını sürdürmelerinde iş, aile, finans vs. gibi alanlarda ortaya çıkan çevresel sorunlar önemlidir. Hastaların bir kısmı öncelikle bu sorunların çözümü için uğraşmakta ve bu sebeple maddeyi bırakmayı ertelemektedir. Ancak çevresel sorunların çözümü için oldukça fazla çaba ve zaman gereklidir. Hem bireyin hem de sağlık kuruluşlarının var olan kaynaklarının çevresel sorunların çözümüne etkisi her zaman yeterli olmamaktadır. Dolayısıyla kişinin çevresel sorunlarının farkında olması ve maddeyi bırakma sürecinde bu olası tetikleyicilerle nasıl başa çıkacağı konusunda stratejiler geliştirmesi önemlidir. Genellikle tedavi sürecinde hastalara başa çıkma ve çözüm yöntemleri konusunda bireysel ve grup düzeyinde gerekli eğitim verilir ve yeniden madde alma isteği olan dönemleri için acil durum eylem planı oluşturulur.

Düzeldikten bir süre sonra kişi alkolü eskisi gibi az miktarda alabilir.

Alkol bağımlılığı tedavisi alan bazı hastalar kendi zihinlerinde belirledikleri olası bir ayık kalma dönemi sonrasında kendilerinin de sosyal düzeyde alkol alabileceğini ifade etmektedir. Genellikle alkol bağımlılarında ilk dönemde yapılan arındırma tedavisi sonrası bir süre idame tedavisi verilmekte, sonrasında ise çoğu kez psikoterapi ve destek gruplarıyla devam edilmesi tercih edilmektedir. Bağımlılık yaklaşımlarında psikoterapi ve destek grupları da çok önemlidir ve bu aşamaya geçilmesi tedavinin sonlandırıldığını göstermez. Alkol bağımlılığında uzun yıllar boyunca psikoterapi alınması veya destek gruplarına katılmak gerekli olabilmektedir. Diğer taraftan alkol bağımlılarının az miktarda alkol kullanma planı çoğunlukla gerçekçi değildir. Bu hastaların hızlı bir şekilde eskiden aldıkları düzeyde hatta daha fazla miktarda alkol almaya başladıkları görülmektedir. Dolayısıyla alkol bağımlılığı olan hastaların yeniden alkol kullanmayı denememesi ve baştan bunu kabul etmesi gereklidir.

Arada sırada madde alan kişiler bağımlı değildir.

Bazı hastalar daha az sıklıkta madde kullandıklarını, bazen uzun aralar verdiklerini ifade ederek bağımlı olmadıkları görüşündedir. Genellikle bu şekilde madde kullanan bireylerin gelecekte daha sık ve yoğun madde kullandıkları, kullandıkları madde tipini değiştirdikleri görülmektedir. Dolayısıyla arada sırada kullanımın zararlı olmadığı görüşü doğru değildir. Birey sadece bağımlılık sürecinin ön aşamasındadır. Üstelik madde kullanımının tetiklediği psikolojik sorunlar çoğunlukla yoğun kullanımla ilişkilendirilse de bazen az miktarda kullanan hastalarda da psikolojik belirtiler görülebilmektedir.

Madde bağımlılığında verilen ilaçlar da bağımlılık yapmaktadır.

Bugün için alkol ve opiat bağımlılığı tedavilerinde kullanılan ilaçlar dışında diğer bağımlılık tipleri için özgül bir tedavi bulunmamaktadır. Alkol ve opiat bağımlılığının arındırma döneminde özellikli bazı ilaçlar uzman hekim kontrolünde belirli bir süre için kullandırılır. Uzun dönemde genellikle hastaların tedavisinde bağımlılık potansiyeli olmayan ilaç tedavileri tercih edilmektedir. Kuşkusuz madde bağımlılığı da bazı fiziksel hastalıklar gibi kronik bir süreçtir ve kronik bir tedavisi olabilmektedir. Kronik bir tedavi alıyor olmak bağımlı olmak anlamına gelmez; verilen tedavilerle birey tekrar madde kullanmamakta, aile ilişkilerinde bozulma görülmemekte, işine devam edebilmektedir. Dolayısıyla var olan tedavilerin bağımlılık riski olduğunu söyleyerek tedavi olmamak akılcı bir yaklaşım değildir.

Bir madde ancak başka bir maddeye geçilerek bırakılabilir.

Bazı hastalar bir maddenin ancak daha farklı bir maddeye geçilerek bırakılacağını ifade etmektedir. Günümüzde bağımlılık yapıcı özelliği olan tüm maddeler beyinde aynı bölgelerde etkili olmakta, dolayısıyla kullanılan maddelerin değiştirilmesinin herhangi bir farkı olmamaktadır. Çoğu kez hastalar tarafından daha hafif bulunarak farklı maddelerden esrar ve alkol gibi maddelere geçiş yapılmaktadır, bu süreç sağlıklı değildir. Çünkü hastalar belirli bir süre sonra tekrar eski kullandıkları maddeleri almaya başlamaktadır. Önemli olan bağımlı davranışın düzeltilmesidir, dolayısıyla madde bağımlılığı ancak tedavi ve yardım alarak iyileştirilebilir.