Tarih: 17.03.2021 20:06

Avukat Ersin Arslan Toprağa verildi

Facebook Twitter Linked-in

İki fotoğraf arasındaki tek bağlantı 
Eğitimsizlik , Cehalet sonucu Toprağa verilen gencecik yürekler 
Nasıl bir acı olduğunu biliyorum 
Biri başarılı genç zeki bir Doktor Ersin Arslan , Diğeri ise çok sevilen Avukat Ersin Arslan . Bu topraklarda ikisini de öldüren şey Cehalettir 
Katilleri hapiste ekmek elden su aileden besleniyor 
Daha annelerinin göz yaşı kurumadan acılarını dindirmeden, yüreğinin ateşi soğumadan evlatlarının katilleriyle göz göze gelmek sanırım en büyük acıdır 
Her iki Ersin Arslan’a Allah’tan rahmet yakınlarına sevenlerine baş sağlığı,sabırlar diliyorum 
Biri düğün hazırlığı yapıyordu , diğeri yeni evliydi . Her ikisi de sadece görevlerini yaptıkları için görevleri başında öldürüldü 
Dilerim Anadolu , ağlayan analarla dolmaz, bu bereketli topraklarda eğitimli gençler yetişir 
Cehaletin biteceği günler diliyorum

 

*****

Olay, Gebze Sultan Orhan Mahallesi 1113. Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Ersin Arslan (26), icra kararını gerçekleştirmek için icra memurları ile birlikte Y.Y. isimli şahsın evine gitti.

Evine gelen Arslan ve memurlar ile tartışan Y.Y., silahına sarılarak Arslan’a ateş etti. Arslan yaralanarak yere düşerken, olayı görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. Olay yerine gelen polis ekiplerince saldırgan gözaltına alınırken, yaralı avukat Arslan ise ambulansla Gebze’de bulunan özel bir hastaneye kaldırıldı.

 

DÜĞÜN HAZIRLIĞI YAPIYORMUŞ

Hastanede tedavi altına alınan avukat Arslan, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Avukatın cenazesi, otopsi yapılmak üzere morga kaldırıldı. Genç avukatın, İstanbul'un Gaziosmanpaşa ilçesinde yaşadığı, nişanlı olduğu ve bu yaz haziran ayında düğün yapmayı düşündüğü öğrenildi. Avukatın yakınları ve meslektaşları acı haberi alınca hastaneye koştu.

 

“BİR AVUKAT ASLA BULUNDUĞU DOSYAYLA İRTİBATLANDIRILAMAZ”

Genç avukatın acılı ailesini hastanede yalnız bırakmayan ve acılarını paylaşan meslektaşlarından İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi Başkanı Avukat Abdullah Onur Eyüboğlu, şunları söyledi;

*Meslektaşımız bugün haciz mahallinde görevini ifa ederken uğradığı bir silahlı saldırı sonucu görevi başında şehit olmuştur. Bu verdiğimiz ilk şehit değildir. Eğer avukatı ve avukatlık mesleğini itibarsızlaştırma, avukatı sıradanlaştırma ve avukatı özellikle saldırı açısından kolay hedef haline getirme politikası devam ederse de korkarım ki son da olmayacaktır.

*Biz İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi ve tüm Türkiye baroları olarak bu işin takipçisi olacağız. Avukatlık mesleğinin aslında bir hak arama mesleği olduğunu, avukat olmazsa vatandaşın da hakkının olmayacağını bütün herkese kabul ettirmek zorundayız. Çünkü bugün saldırdığınız avukat, yarın başınıza bir şey geldiğinde hakkınızı aramak için başvuracağınız ilk ve son makam olacaktır. Yargılamanın hiçbir süresi bir avukat kadar tarafsız ve bağımsız olamaz.

*Eğer bir ülkede avukatlar kuvvetliyse o ülke vatandaşları haklarına kavuşabilirler. Avukatı sessiz bıraktığınız sürece sizin hakkını zayi olmaktadır. Vatandaşımızın bunun bilincinden olmasını istiyoruz. Bir avukat asla bulunduğu dosyayla irtibatlandırılamaz, savunduğu dosyayla, sanıkla veya alacağını tahsil etmeye çalıştığı alacaklıyla aynı şey değildir.

*O avukat sadece görevini yapmak için orada bulunuyordur. Borçlunun içinde bulunduğu durum, o anki pozisyon, bunların hiç biri görevini ifa etmekten başka hiçbir gayesi olmayan bir avukata saldırmaya, onun hayatına kast etmeye ve onu sevenlerinin elinden alma hakkını hiç kimseye vermez.

 

“BU İŞİN PEŞİNDEYİZ”

İstanbul Barosunun bütün avukatları olarak bu işin peşinde olacaklarını kaydeden Avukat Eyüpoğlu, şu ifadeleri kullandı;

*Biz İstanbul Barosu olarak saldırgan en ağır cezayı alana kadar bu işin arkasındayız, bu işin peşindeyiz ve bu işi kararlılıkla sonuna kadar götüreceğiz. Tartışmanın çıkıp çıkmadığı konusunda bir bilgim yok.

*Tartışma çıkmış da olabilir, çıkmamış da olabilir, bu hiç önemli değil. Hiçbir tartışma bir insanın hayatını elinden almayı gerektirecek kadar ağır olamaz. Netice itibariyle nasılsa borçlu, hayatını idare ettirebilmek için bir işe sahipse o an orada bulunan bir avukat da işini yapmaktaydı.

*Şimdi bütün insanlarda şöyle bir düşünce var; ‘Avukatta şöyle yapsaydı' diye. Kimse kusura bakmasın ama borçlu da borcunu ödeseydi. Bir avukatın hacze gitme olayı, en son baş vuracağı noktadır.

*O avukatı hacze gitme noktasına kadar borcunu ötelemen seni haklı konuma getirmez. Hepimizin başı sağ olsun. İstanbul Barosunun bütün avukatları bu işin peşindedir, takipçisidir. Saldırgan en ağır cezayı alana kadar bu işin peşindeyiz.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —