Neredeyse bir yıldır Dünyayı etkisi altına alan ve tüm ülkeleri ekonomik, sosyal ve psikolojik olarak olumsuz etkileyen Covid-19 pandemisinde bu güne dek tarihte eşi benzeri olmayan bir hızda geliştirilen aşılar elimizdeki tek umut gibi görünüyor.
İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Yönetim Kurulu yaptığı yazılı açıklamada, “Birçok firmanın aşı konusunda hızla onay almaya başladığı bu süreçte, Ülkemiz açısından elimizdeki neredeyse tek ve en büyük olasılık olarak Çin menşeili Sinovac firmasının inaktif virüs aşısı olduğunu da Bakanlığın açıklamaları ile öğrendik. Aşıların 3 milyonluk ilk parti dozunun ülkemize geldiği ve Halk Sağlığı Laboratuvarlarında yapılan rutin incelemenin başladığını da yine Bakanlık açıklamaları ve haber kaynakları aracılığı ile öğrenmiş durumdayız. Sağlık Bakanı Sn. Fahrettin Koca’nın çeşitli zamanlarda yaptığı açıklamalardan aşının tüm sağlık çalışanlarından başlamak üzere öncelikle 65 yaş üstüne yapılacağı 28 günlük iki doz olarak uygulanmaya karar verildiği, vatandaşların MHRS sisteminden randevu alarak aşılarını yaptırabilecekleri anlaşılmaktadır.” denildi.
VATANDAŞ ÖNCELİKLE ASM’LERİ TERCİH EDECEKTİR
Sağlık Bakanlığınca karşılanacak olan, aile sağlığı merkezleri, kamu ve üniversite hastaneleri ile özel hastanelerde oluşturulacak Covid-19 aşı uygulama birimlerince yapılacağı da Bakanlık açıklamalarında yer aldığı belirtilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Aşı uygulama merkezi seçiminin tercihe bırakılması halinde, vatandaşlarımızın, genel sağlık hizmet alım alışkanlıkları ve pandemi sürecinin etkisi dikkate alınırsa dikkate alınırsa, aşılamanın büyük bir bölümünün aile hekimliklerinde yapılacağını tahmin etmek çok da zor değildir. Ülkemizde yaklaşık rakamlarla her ne kadar 27 bin aile hekimliği birimi olsa da bunların yaklaşık 25 bininde aile hekimi, yine yaklaşık 21 bininde de aile sağlığı çalışanı istihdamı vardır. Yani elimizdeki açılmış görünen aile hekimliklerinin 2 bininde hekim, hekimi olan birimlerin üç bininde de aşılama hizmetlerinin olmazsa olmazlarından olan bir hemşire, ebe ya da ATT çalışmamaktadır. Yine nüfus dağılımına baktığımızda Anadolu’da bir birime 3260, İstanbul’da ise 3600 kişinin kayıtlı olduğu bilinmektedir. Toplamda 7000 civarında aile sağlığı merkezinin bir kısmında tek birim çalışırken bir kısmında 15’den fazla birim bulunmaktadır. Yine bu birimlerde 1000’den az kayıtlı nüfus olabildiği gibi 4000 kişiden fazla kayıtlı nüfusu olan birimler de vardır. Bina yapıları arasında da oldukça büyük farklar olup, zemin katta bir dükkan, bir apartman dairesi, müstakil bir prefabrike yapı ya da standartlara uygun yapılmış binası olan aile sağlığı merkezlerinde hizmet verilmektedir. Aile sağlığı merkezlerinde tüm birinci basamak sağlık hizmetleri yanında kurumlarda mevzuata uygun ya da uygun olmadığı halde talep edilen sağlık raporlarından, küçük müdahalelere, laboratuvar hizmetlerinden bebek çocuk erişkin izlem ve aşılarına kadar çok çeşitli hizmetler verilmektedir. Bakanlığın genel yaklaşımı nedeniyle de aile hekimlerimizin çok az bir bölümünün randevulu çalıştığı bilinmektedir. Tüm bu verilerin ve daha fazlasının en güncel haliyle Sağlık Bakanlığı’nın elinde vardır. Ne var ki bu verilere rağmen 3 kişilik ekiplerin kurulacağı, günlük 1,5 milyon doza aşı yapabilecek kapasitemizin bulunduğu ve çok güçlü bir birinci basamağımızın olduğu fikriyle bu argümanın desteklendiğine dair açıklamaları görünce ve bu planlama konusunda birinci basamakta herhangi bir hazırlık ve bilgilendirme yapılmadığını görünce, endişeli olduğumuzu da belirtmek istiyoruz.”
AŞILAMANIN SAĞLIKLI YÜRÜTÜLMESİ İÇİN SORUYORUZ;
“Aşıların lojistiği nasıl yapılacak?, Aşılar hangi dolaplarda bekletilecek?, ASM’lerde yapılması gereken rutin aşılama devam edecek mi?, ASM’lerde verilen diğer hizmetler devam edecek mi?, Oluşturulacak ekipler ASM’ler için mi yoksa diğer aşı uygulanacak kurumlar için mi?, ASM’lerde eksik Aile Sağlığı Çalışanları tamamlanacak mı?, Aşıların korunması hem soğuk zincir hem de maddi hasar ve hırsızlık açısından kimin sorumluluğunda olacak?, Bir birimde günde kaç aşı yapılması planlanıyor?, Aşı randevusu nasıl verilecek-nasıl alınacak?, Aşılama için ayrı bir zaman ayrılacak mı?, Aşı sonrası aşı olan kişilerin takip süresi nasıl olacak, nerede bekletilecek?, Yeni ve 3. faz çalışması tamamlanmamış bir aşıda olası yan etkiler ve komplikasyonların sorumluluğu açısından uygulayıcının eli rahatlatılacak mı?, Aydınlatma ve onam konusunda yasal bir kolaylaştırma yapılacak mı? gibi onlarca sorunun aşıları uygulaması planlanan biz birinci basamakta çalışan aile hekimleri tarafından bilinmediğini, bu konularda bilgilendirilmediğimizi ve hala hiçbir hazırlığın yapılmadığını göz önüne aldığımızda bir hafta içinde uygulamaya geçileceğine dahi inanmak zorlaşmaktadır.”
AİLE HEKİMLERİ SÜRECE DAHİL EDİLMELİDİR
İSTAHED açıklamasında ayrıca, “Elimizde mevcut olan Covid-19 aşısının uygulamasında en önemli ayak olarak görülen aile hekimlerinin planlama sürecine dahil edilmemesi önümüzde yeni bir kaosun olacağının da göstergesidir. Sağlık Bakanlığı’nı en azından bu sefer, böylesi önemli bir konuda, sıkışık bir takvime bağlı bir uygulamada uygulayıcılarla daha şeffaf bilgi paylaşmaya ve istişareye davet ediyoruz.” ifadeleri yer aldı.