Dairenin kararına göre, bir kadın doğum ve çocuk hastalıkları hastanesinde görev yapan doktor, hamile bir hastasına acil müdahale etmesi konusunda telefon gelmesi üzerine eşinin aracını alarak yola çıktı.
Yolda hız sınırını aştığı gerekçesiyle trafik ekiplerince durdurulan, durumu anlatması üzerine gitmesine izin verilen doktora, araç plakası üzerinden Karayolları Trafik Kanunu’nun 51/2-b maddesi gereğince 598 lira idari para cezası uygulandı.
Bunun üzerine doktor, uygulanan idari para cezasının iptali için sulh ceza hakimliğine itirazda bulundu ancak itirazı reddedildi.
Ret kararının ardından Adalet Bakanlığı, il sağlık müdürlüğünün tutanağı kapsamında cezanın kesildiği tarihte nöbetçi olduğu anlaşılan doktorun sulh ceza hakimliğine yaptığı itirazın reddedilmesi kararına ilişkin kanun yararına bozma isteminde bulundu.
Dosyayı görüşen Yargıtay 7. Ceza Dairesi, oy birliğiyle sulh ceza hakimliğinin ret kararının bozulmasına ve uygulanan idari para cezasının kaldırılmasına karar verdi.
Dairenin kararında, “Kabahatlinin başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309’uncu maddesi uyarınca anılan kararın bozulmasına karar verilmiştir.” denildi.