Diş hekimliği eğitiminin başladığı tarih 22 Kasım 1908 olarak kabul edilmektedir. Okul ilk mezunlarını 1911 tarihinde vermiş ve 1933 de ise İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Diş Hekimliği Yüksek Okulu adını almıştır. 11 Temmuz 1964 ‘de ise benim de mezunu olduğum ve halen aynı fakültenin Oral İmplantoloji Anabilim Dalı’nda görev yaptığım, “İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi” ne dönüştürülmüştür.
Türkiye’de toplumun ağız ve diş sağlığı konusunda farkındalığının arttırılması, ülkemiz genelinde bireylerin diş hekimliği hizmetlerine ilişkin bilinçlendirmesi ve koruyucu/önleyici tedavi hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına dikkat çekmek amacıyla 22 Kasım’ı içerisine alan hafta “Diş Hekimliği Günü ve Haftası” olarak çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.
Diş Hekimliği mesleği günümüz modern uygulamalarına erişene kadar Mezopotamya, Mısır, Hitit, Çin , Hint, Grek ve Roma medeniyetleri gibi farklı coğrafyalarda ve farklı uygarlıklarda çeşitli gelişim süreçleri izlemiştir. Tıbbi düşünceler, hastalıklar ve tedavileri, insanlık tarihi kadar eskidir. Tarihçiler ,en eski diş uygulamalarının üç şekilde olduğunu tahmin etmektedir;
1- Parmakla ( ya da mekanik ) diş çekmek
2- Diş ağrılarını dindirmek için bazı bitkileri çiğnetmek/yutturmak
3- Çürük diş kovuklarını çeşitli maddelerle doldurmak
Hippocrates’in (M.Ö.460-377) yazılarında diş sürmeleri, hastalıkları ve tedavi metodları ile ilgili birçok bölüm mevcuttur. Ağrıyan dişler ve dişetlerinin tedavisinde koterizasyon uygulamış, diş çekiminde demirden yapılmış davyeler kullanmıştır. Sağlık uygulamalarında Hippocrates’in “Her şeyden önce hastaya zarar vermeyeceksin”, “Ağrıyı dindireceksin” sözleri her daim göz önüne alınmalıdır. Hatta MÖ 1760 Mezopotamya’sında ortaya çıkan Hammurabi Kanunları’nda denildiği gibi “Kişi, bir kişinin dişine zarar verirse, onun da dişi çekilir.” Bu bizde ‘’ dişe diş ‘’ olarak ifade bulmuştur.
Büyük bir alim, filozof ve hekim olan İbni Sina (980-1037) da dişleri temiz tutmanın önemini, diş ağrısının nedenlerini ve tedavilerini açıklamıştır.
Diş ağrısı için bazı ilaçlar ve otlar kullanmış, çene kırıklarının altın tellerle stabilize edilmesini önermiştir. Bir Hadis’te ise ‘’Bedene ızdırap çektirmenin günah olduğu‘’ buyrularak tedavi olmanın önemi vurgulanmıştır.
Eski bir eserde, İstanbul’da diş çeken bir berberin ilginç uygulamasından şöyle bahsedilir; “Hastanın önüne iri bir nalbant kıskacı atılır. Dişinin ,bu iri kıskaçla çekileceğini zanneden hastanın korku ve telaşı had safhaya ulaşır, yaratılan bu şaşkınlık anından istifade eden berber, kerpetenle mahirane bir hareketle dişi çeker.‘’
DİŞ HEKİMLİĞİNDE İLKLERE BİRKAÇ ÖRNEK
- Gizer’de ( M.Ö. 2500 ) bir mumyanın kalıntıları arasında altın telle birleştirilmiş sol alt birinci ve üçüncü azı dişi bulunduran bir parçanın, bilinen ilk diş protezi olduğu iddia edilmiştir.
- MÖ 2750 Mısır’da Apseli bir dişin delindiğindiği, ilk diş hekimliği ameliyatını tasvir eden ilk rapor bulunmuştur.
- İlk köprü protezinin ise Fenikeliler tarafından yapıldığı muhtemel kabul edilmektedir.
- Galien, diş sinirini (pulpa) ilk tanıyan kişidir.
- Tarihte gerçek ilk altın kuron 1598 yılında uygulanmıştır.
- Diş hekimliğine ait ilk kitap 1685 yılında İngiltere’de ‘’ Charles Allen ‘’ ismindeki cerrahındır.
- 1678-1761 tarihleri arasında Piere Fauchard modern diş hekimliğinin kurucusudur.
- 19.yüzyıl, diş hekimliği mesleğinde de uzmanlık alanları ortaya çıkmaya başlamıştır.
- İlk modern diş fırçası 1789 ‘da ‘’ William Addis ‘’ tarafından yapılmıştır.
- Türkiye’deki ilk Diş Hekimliği 1908 yılında Maarif Nazırı Emrullah Efendi döneminde, Tıp Fakültesi dekanı Cemil Topuzlu tarafından kurulmuş ve yürütülmesi ise Dr. Halit Şazi’ye bırakılmıştır.
- İlk kadın diş hekimlerimiz Ayşe Şadiye ve Hatice Azra Hanım 1926 yılında mezun olmuştur.
- Türk Diş Hekimleri 1953’den itibaren ‘’ Türk Tabipleri Birliği ‘’ çatısı altına alınmış. 1984 ‘de ‘’ Türk Diş Hekimleri Birliği ‘’ ve buna bağlı olarak çalışan ‘’ Diş Hekimleri Odaları kurulmuştur.
- Gaziantep Diş Hekimleri odası 3 Temmuz 1986 tarihinde kurulmuştur.