Özel bir rehabilitasyon merkezinde çalışan S.U., geçen yıl temmuz ayında merkezin sahibi M.E'yi arayarak hasta olduğunu, işe gelemeyeceğini söyledi. Ardından'da E.’ye 4 gün iş göremezlik raporu gönderdi. M.E. de, raporun 4 gün olması, hastane veya eve ziyarete gelme teklifini S.U.'nun kabul etmemesinden şüphelenip, konuyu araştırmaya başladı.
E., çalışanı S.U.’nun raporun düzenlendiği Çumra Devlet Hastanesi’ne hiç gitmediğini, o tarihte de Mersin’de plajda çekilmiş fotoğraflarını sosyal medyada paylaştığını belirledi.
Bunun üzerine önce Çumra Kaymakamlığı’na sonra da Çumra Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Kaymakamlık ve savcılık soruşturmaya izin vermedi. E., daha sonra Konya Bölge İdare Mahkemesi’ne itirazda bulundu. İtirazın kabul olması üzerine de Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. S.U.'nun işine de son verildi.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı, olayla ilgili başlattığı soruşturma kapsamında hemşire E.T., doktor Ö.TÇ. ile S.U.’nun ifadelerine başvurdu.
Fizyoterapist S.U., ifadesinde, “Olay günü yoğun ishal ve kusma şikayetim vardı. Koronavirüs olabileceğimden şüphelenerek durumu iş yeri sahibime ilettim. İş yerime de gidemeyeceğimden dolayı arkadaşım hemşire E.’yı aradım. O, bana hastaneye gelmemi söyledi. Ben de onun da koronavirüs olabileceğini hastaneye gelmeyeceğimi, 3-4 günlük rapor almam gerektiğini söyledim. O da doktorla görüşeceğini, yine de koronavirüs testi yaptırmamı söyledi. 1 saat sonra E., benim adıma düzenlenen raporun fotoğrafını bana gönderdi.
Bu süre içinde de iyileştiğim için test yaptırmadım. Herhangi bir sağlık kuruluşuna da gitmedim. Raporun bitiminde de iş yerime gittim ve 4 gün daha çalıştım. Maaşımı alamayınca ihtar çektim. Sonra iş yeri sahibimin savcılığa başvurduğunu öğrendim. Bu yaptığım eylemin suç olduğunu bilmiyordum.” dedi.
Doktor Ö.T.Ç. İfadesinde, “Olay günü Çumra Devlet Hastanesi’nde nöbetim vardı. S. U.’yu tanımıyorum. Olay günü ve sonrasında da görmedim. Böyle bir hastayı asla muayene etmedim ve rapor düzenlemedim. Durumu da hastaneden öğrendim. Hemşire E.’nin eşi ile S.U.’nun arkadaşlıkları olması nedeniyle raporu kendisi düzenleyerek S.U.’ya gönderdiğini bana söyledi” dedi.
Hemşire E.T., ise, “Görevli olduğum gün eşimin arkadaşı S.U., beni arayarak 4 günlük raporun lazım olduğunu söyledi. Ben de doktor Ö.T.Ç. ile görüşüp olur vermesiyle S.U.’nun girişini yapıp 4 günlük rapor hazırladım. Doktor Ö.TÇ.’nin bilgisi dahilinde de kaşesini kullandım. Fotoğrafını da S.U.’ya gönderdim. Raporu kaşeledikten sonra da doktora bilgi vermedim. Çünkü verilen rapor, doktorun cep telefonuna mesaj olarak gidiyordu” diye ifade verdi.
Soruşturma kapsamında hastanedeki görüntü ve sesli güvenlik kamera kayıtları incelendi.
Görüntülerde hemşire E.T.’nin bir arkadaşına raporun lazım olduğunu söylediği, doktor Ö.T.Ç.’nin ise “Veririm olur” dediği tespit edildi.
Görüntüler aracılığıyla S.U.’nun o gün hastanede olmadığı saptandı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'ndan alınan raporda da S.U.'nun olay günü E.T.'yi 3 kez telefonla aradığı ve baz istasyonu sinyallerine göre de Mersin'de olduğu belirlendi.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma sonucunda 16 Şubat 2023 tarihinde hazırladığı iddianameyi Ağır Ceza Mahkemesi'ne sundu.
Hazırlanan iddianamede fizyoterapist S.U.’nun hastaneye gitmeden burada çalışan tanıdığı vasıtasıyla sağlık raporu aldığı, olay günü Mersin’de olduğu baz kayıtlarıyla tespit edildiği, şüphelinin de hastaneye gitmeden rapor aldığını kabul ettiğini, raporu iş yerine verdiğini, rapor gereği SGK tarafından 369,51 TL iş göremezlik ücreti ödendiğinin tespit edildiğine yer verildi.
İddianamede, S.U.'nun iş göremezlik raporu karşılığı SGK'dan altığı ücret nedeniyle kamu kurumunu zarara uğrattığı için 'dolandırıcılık' ve alınan rapor nedeniyle de 'kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliğine iştirak' suçlarını işlediği için 15 yıla kadar hapis, doktor Ö.T. Ç. ve hemşire E. T’nin de 'görevi kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik' suçlarından 11’er yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmaları talep edildi.
Konya 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi de iddianameyi kabul etti. 3 kişi, 5 Eylül 2023'te yargılanmaya başlayacak.
Personeli ve 2 sağlık çalışanının usulsüzlüğünü ortaya çıkarttığını belirten Mehmet Evrim, şunları söyledi:
“Personelim beni aradı ‘Çumra Devlet Hastanesi’ndeyim serum yapıyorlar.’ dedi. Ben de 'Hemen geliyorum' dedim. ‘Gelmene gerek yok burada bakılıyor’ dedi. 'Ziyaret edeyim seni' dedim. Hastaneden sonra evine geçeceğini söyledi. 'Tamam evine gelirim' dedim. 1 saat sonra beni arayıp hala hastanede olduğunu söyledi. Birkaç saat sonra arayıp 'Ben 4 gün rapor aldım' dedi. Durumdan şüphelendim. Kamera kayıtlarına bakıldığında hastanın oraya hiç gelmediği belirlendi. Sosyal medya hesaplarında da rapor aldığı gün plajda pozları vardı. Biz de bunu ispat ettik ve şikayetçi olduk. Önce Çumra Kaymakamlığı’ndan soruşturmaya izin verilmedi. İlçe savcılığı da izin vermeyince Konya Bölge İdare Mahkemesi’ne başvurduk. İtirazlarımız kabul oldu ve dava açıldı. Ben hepsinden şikayetçi oldum. Hiç kimse böyle şeyler yapmasın. Herkes görevini yapsın.”
(DHA)