Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Kanununda değişikli yapılmasına dair kanun teklifi ve gerekçesini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunan Yılmazkaya, hazırladığı kanun teklifinde şu ayrıntılara yer verdi;
Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgınında, en ön saflarda mücadele veren sağlık çalışanlarımıza millet olarak vefa borcumuzu olduğunu belirten CHP Gaziantep Milletvekili Opr. Dr. Bayram Yılmazkaya, koronavirüsle mücadele kapsamında hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının “şehit” haklarından yaralanabilmesi adına Türkiye Büyük Millet Meclisine Kanun Teklifi verdi.
Kahramanmaraş'ta ve Diyarbaır’da 2 doktorun daha koronavirüs'ten yaşamını yitirdiğini örnek gösteren Yılmazkaya, “Necip Fazıl Şehir Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Mustafa Özlü ile Diyarbakır'da Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Halil Yücel Kutun'u Covid-19 nedeniyle hayatlarını kaybetmesi hepimizi derinden üzmüştür. Değerli meslektaşlarıma Allahtan rahmet, alillerine, yakınlarına, mesai arkadaşlarına ve sağlık camiamıza başsağlığı diliyorum. Sağlık çalışanlarına vicdani borcumuz olduğu kesindir. Koronavirüs döneminde, maalesef enfekte olan sahada çalışan sağlık çalışanlarımızın sayısı 10 binin üzerinde. Kendi canlarını hiçe sayarak bizler için yaptıkları fedakarlıklar maddi olarak asla ödenemez” ifadesini kullandı.
Yılmazkaya, “Resmi verilere göre Türkiye'de 1 Ocak 2020 tarihi itibarıyla doktor sayısı 164.594, hemşire sayısı 198.465, toplam 1 milyon 61 bin 635 olan sağlıkçılarımızın koronavirüse karşı kendi canlarını hiçe sayarak bizler için yaptıkları fedakarlıklar maddi olarak asla ödenemez ama TBMM’ye düşen, sağlık çalışanlarının onurlu mücadelelerinin hak ettikleri değeri görmesi adına bu yasal düzenlemeyi bir an önce hayata geçirmek olmalıdır” ifadelerini kullandı.
Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Kanununda değişikli yapılmasına dair kanun teklifi ve gerekçesini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunan Yılmazkaya, hazırladığı kanun teklifinde şu ayrıntılara yer verdi;
“Dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de yaşanan pandemi sürecinde toplum sağlığı için savaş veren sağlık çalışanlarının hayatını ülkesi için ve milleti için riske attığı zorlu bir süreçten geçmekteyiz.
Koronavirüs stresi altında uzun çalışma süreleri ve ağır iş yükü altında işlerini yapmaya çalışan sağlık insanları, COVIT-19 salgının yaşandığı bu zorlu süreçte, büyük mücadeleler vermekte, vermeye devam etmektedir.
Pandemi ile canla başla mücadele eden sağlık çalışanları hayatlarını hiç sayarak yer, zaman, mekân kavramı gütmeden, hasta ve toplum sağlığı için özveriyle hizmet vermekte ve bu yapılan tüm fedakârlıklar ise halkımız tarafından taktirle karşılanmaktadır. Toplum sağlığı için hastanelerde fedakarca hizmet veren sağlık çalışanlarının kendi can güvenliklerini tehlikeye attığı kimse tarafından inkar edilemez.
Tüm insanlık, aylardır koronavirüs nedeniyle gece gündüz demeden hastalar için bu savaşta en ön saflarda mücadele veren sağlık çalışanlarına minnettarlığını göstermenin yollarını aramakta iken, ülkemizde uzun mesai ile yoğun çalışma saatlerinin yarattığı aşırı iş yüküne bağlı tükenmişlik yaşayan sağlıkçılarımızın maruz kaldığı sözlü ve fiziki şiddet olayları tüm toplumu derinden üzmektedir.
Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgınında, en ön saflarda mücadele veren sağlık çalışanlarımıza millet olarak vefa borcumuz olduğu, vicdani borcumuz olduğu kesindir. Sağlık kurumlarında yetersiz sayıda sağlıkçının istihdam edildiği ülkemizde, COVID-19 salgının olumsuz etkilerinin sağlıkçılar üzerinde daha fazla hissedildiği bulaş verileriyle de net bir şekilde görülmektedir.
Ölüm sebebi COVID-19 olan, hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının şehit sayılması ve şehitler için tanınan hakların yaşamını yitirmiş olan sağlık çalışanlarına ve ailesine tanınmasıyla ilgili kanunun bu Yüce Meclis tarafından çıkarılması bizler için bir onurdur.
COVID-19 yüzünden yaşamını yitiren sağlık çalışanlarının şehit sayılması ve kahraman şehitlerimize tanınan aynı hakların bu savaşta canlarını hiçe sayan sağlıkçılarımıza da tanınması, bu mücadelede vefat eden şehitler için yapılacak yasal bir düzenlemeyle mümkün.
Resmi verilere göre Türkiye'de 1 Ocak 2020 tarihi itibarıyla doktor sayısı 164.594, hemşire sayısı 198.465, toplam 1 milyon 61 bin 635 olan sağlıkçılarımızın koronavirüse karşı kendi canlarını hiçe sayarak bizler için yaptıkları fedakarlıklar maddi olarak asla ödenemez ama TBMM’ye düşen, sağlık çalışanlarının onurlu mücadelelerinin hak ettikleri değeri görmesi adına bu yasal düzenlemeyi bir an önce hayata geçirmek olmalıdır.”
NAKDİ TAZMİNAT VE AYLIK BAĞLANMASI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasına “işlemlerinde görevlendirilenlerin” ibaresinden sonra gelmek üzere “; kamu sağlığını tehdit eden ve pandemi olarak ilan edilen salgın hastalıklar ile mücadele etmek üzere görevlendirilen sağlık personeli ve yardımcı sağlık personelinin” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 2- 2330 Sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’un ikinci maddesinin birinci fıkrasında (h) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş ve diğer bentler buna göre teselsül ettirilmiştir.
“ı) kamu sağlığını tehdit eden pandemi ilan edilmiş salgın hastalık ile mücadele kapsamında 657 sayılı Kanuna göre sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfında görev yapan kamu görevlileri ile yetkililerce kendilerine bu amaca yönelik görev verilen sağlık sektöründe çalışan sivilleri”
MADDE 3- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.