Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Ayşegül Ateş Tarla, vatandaş olsun olmasın herkesin aşı hakkına sahip olması gerektiğini söyledi. Geçici korumadaki Suriyelilerin aşı programına dahil edildiğini söyleyen Dr. Tarla, sağlık sisteminde olduğu gibi aşı konusunda da en dezavantajlı grubun mülteciler olduğunu kaydetti.
ÇOK DİLLİ BİR SAĞLIK SİSTEMİ OLUŞTURULMALI
Sağlık hizmetleri kovid sürecinde aksayabiliyor diyen şunları söylüyor: “Özellikle kovid dışı hastalıklar bu süreçte aksadı. Bu noktada sağlık hizmetleri aksayınca bu durumda en dezavantajlı grup mülteciler. Mülteciler de en zarar gören kısmı oluşturuyor. Sağlık hizmetlerine ulaşmada çok zorlanabiliyorlar. Devlet hastanelerinden faydalanan mülteciler kovid nedeniyle devlet hastanelerdeki kovid dışı hasta bakımı azaltılınca zor durumda kaldılar. Dil problemi de önemli bir problem. Hastanelerde tercümanlar var ama yeterli düzeyde değil. Aile Sağlığı Merkezlerinde zaten tercüman hizmeti verilmediği için ciddi bir sorun yaşanıyor.”
AŞI HERKESE ÜCRETSİZ VE EŞİT BİR ŞEKİLDE SUNULMALI
Dr. Tarla, “Aşı herkesin hakkı. Sağlık, vatandaş olsun olmasın herkesin ücretsiz ve eşit bir şekilde bir ulaşması gereken bir hak. Aşı da bunlardan biri. Ancak aşının yaygınlaştırılması için çok ayaklı bir yöntem izlenmesi gerekiyor. Türkiye vatandaşları için de aynı durum geçerli. Eğer şehrin dinamik yapısı, etnik yapısı kullanılan dillere bakınca Türkçe, Arapça, İngilizce ise aşı hakkında çok dilli bilgilendirme yapmak lazım. Göçmen sağlığı merkezlerinde aşılama yapılmıyor. Burada da aşı yapılması gerekiyor. Şehrimizde yaşayan herkes vatandaş olsun olmasın aşı olmalı. Bu şehirde yaşayan herkes bu şehrin hemşerisidir. Bu şehirde bu hizmetlerden yararlanma hakkına sahiptir. Ben aşılanıyorsam komşumun aşılanma hakkını savunmam gerekiyor. Herkes hiç kimseyi arkasında bırakmadan aşılanma hakkını savunmalı.”
BİLGİYE ULAŞMADA MÜLTECİLERİN CİDDİ BİR SORUNU VAR
Dr. Tarla, “Burada en temel sorun dil. Çok dilli yöntemler uygulanmalı. Danışma hatlarının çok dilli olması sağlanmalı. Randevu sisteminin çok dilli olması sağlanmalı. Türkçe dışında birçok dil eklenebilir. Randevu alımları bu şekilde kolaylaştırıla bilinir. Bilgiye ulaşmada mültecilerin ciddi bir sorunu var. Bilgiye ulaşamamada en büyük problem tabi ki dil. Ve bu dili çok dilli hale getirirsek sağlık sistemimiz daha işler hale gelebilir.” (Haber: Cihat Öztürk/reformhaber)
Türkiye, büyük bir tehlikeye doğru yol alıyor
Türkiye, Suriyeliler’den sonra Afgan uyruklu mültecilerin akınına uğramaya başladı. Afganistan’da Taliban’ın güçlenmesi sonrasında on binlerce Afganlı tırlarla İran üzerinden Türkiye’ye geçiyor. Bu durumda tepki gösteren Sivil Toplum Kuruluşları ile siyasi partiler, hem Gaziantep’i hem de Türkiye’yi büyük bir tehlikenin beklediğinin altını çizdi.
Türkiye’nin ve Gaziantep’in yeni bir göç dalgasını kaldıracak gücünün olmadığını kaydeden İYİ Parti Gaziantep İl Başkanı Av. Oğuz Hocaoğlu, Afganlılar’ın ülkeye sokulmasına karşı olduklarını belirtti.
Kış geldiğinde, hırsızlık, gasp uyuşturucu ticareti yapacaklar
Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Ayşegül Ateş Tarla, “Afgan göçü var, ama devlet bu konuda çok bilgi vermiyor. Afganlılar’ın özellikle İstanbul’da çok zorlu koşullarda ve kayıt dışı çalıştıklarını biliyoruz” şeklinde konuştu. Hocaoğlu ise, “Gelenlerin işi yok, parası yok. Kış geldiğinde, hırsızlık, gasp, uyuşturucu ticareti yapacaklardır. Kentimizde de uyuşturucu, hırsızlık, gasp, soygun artacak, demografik yapıyı bile değiştirecekler. Akşam parklarda oturamıyoruz. Bunun başka bir açıklaması yok” ifadelerini kullandı.
Aralarında kadın ve çocuk yok
Hocaoğlu, “Gelenlerin arasında kadın ve çocuk yok, tümü 20-30’lu yaşlarında gençlerden oluşuyor. Bunların vasıfları nedir, kayıt altına alındılar mı? Nereye gidiyorlar? Burada mı kalacaklar, bunlar işçi mi asker mi, savaşçı mı, eğitimli mi, herhangi bir meslekleri var mı? gibi soruların cevap bulması gerekiyor” dedi.
Sığınma bir haktır
Başkan Tarla, “Afganistan’da bir iç savaş var ve artarak ediyor. Güvensiz alan mevcut. İnsanlar bu alandan çıkıp başka bir ülkeye sığınma talep edebilirler. Sığınma bir haktır. Savaş olmasa bile başka bir ülkeye sığınma talebinde bulunabilirler. Bu bazen çok büyük göçlere neden olabiliyor” değerlendirmesini yaptı.
Devlet bu konudaki politikalarını eleştirebiliriz
Tarla, “Suriyeliler geçici koruma statüsü altında bulunuyorlar. Mülteci konusunda ayrımcılık, ötekileştirme ya da ırkçı söylemler kullanmak çok tehlikeli. Çünkü bu ciddi bir linç kültürünü getirebiliyor ve insanları çok mağdur edebiliyor. Devlet bu konudaki politikalarını eleştirebiliriz, ama bunu insanlar ve mülteciler üzerinden yaptığımız zaman ciddi sorunlar yaşarız” uyarısında bulundu.
Büyük göç geldiğinde sağlık sistemine ciddi bir yük olabiliyor
Sağlığın herkesin hakkı olduğunu aktaran Tarla, “Büyük göç geldiğinde sağlık sistemine ciddi bir yük olabiliyor, devletin sistemini ona göre kurması gerekiyor. Tüm dünyada da böyle olması lazım. Yani mülteciler geldi sağlık sistemimizi bozacaklar gibi bir algı yanlış bir algıdır, bunu kabul edemeyiz” değerlendirmesinde bulundu. (Özer Karınca/gaziantepsabah)