Tarih: 13.08.2025 15:41

ENFLASYON FARKI ZAM DEĞİLDİR!

Facebook Twitter Linked-in

 

Memur ve emeklilerinin maaş artışlarının belirlendiği ve her iki yılda bir ağustos ayı içerisinde yapılan toplu sözleşmelerin bu yıl 8.si yapılmaktadır.
Mevcut hükümet ve yetkili sendikalar arasında yapılan toplu sözleşmelerin 8.sinin ilk toplantısı 28 Temmuz tarihinde yapılmış ve 16 gün geride kalmıştır.
Toplu Sözleşme görüşmeleri her ne kadar mevcut hükümet ve siyasetin kontrolündeki sarı sendikalar arasında oynanan bir tiyatrodan ibaret olsa da, memur ve emeklilerimizin kimseye muhtaç olmadan geçinebilmeleri için hayati öneme sahiptir.
Dolayısıyla, yetkili sendikalar başta olmak üzere toplu sözleşme toplantılarına katılan yani masada bulunan sendikaların ve tüm sendikaların gündem oluşturması, kırmızıçizgilerini ilan etmeleri ve memurların, emeklilerin ve tüm kamuoyunun desteğini de almak için çabalamaları şarttır.
Ancak; 7 dönemdir yapılan toplu sözleşmelerde, sözde alınan zamların enflasyonun altında kalması enflasyon oranında verilen zamların içinde kalarak hiç bir manasının olmaması, toplu sözleşmelerden beklentiyi de ortadan kaldırmıştır.
Toplu sözleşmeler bilmem, görmem, duymam diyerek üç maymunu oynayanlarla, ekmek yiyorsa karnı toktur diyenler arasında geçmektedir.
Her toplu sözleşme döneminin başında sert çıkışlarla talepte bulunanların, sözleşme sonunda geldikleri nokta, 0.5 puanlık artışlara imza atmalarıyla sonuçlanmaktadır.
14 yıldan bu yana yapılan toplu sözleşmelerde, verilen enflasyon farkı zam değildir.
Enflasyon artı yüzde 3-5 zam istiyoruz bile diyemeyenler halen tiyatro oynamaya devam etmektedirler.
Reel verilerden uzak, hesaplayanların bile inanmadığı, TÜİK'in enflasyon oranlarıyla memurlar son 15 yılda yaklaşık %50 fakirleşmişlerdir. Yani memurun alım gücü yaklaşık %50 düşmüştür.
Dolayısıyla, bu güne dek yapılmış olan toplu sözleşmelerden, toplu sözleşme masalarından bir cacık olmamıştır.
Soruyoruz!..
Öngörülen enflasyona göre zam pazarlığı yapmak nedir?
Ülkemizde bu güne dek, hangi ekonomik veriler tutmuştur ki, 2026 yılında öngörülen %12, 2027 yılında öngörülen %8'lik enflasyon oranları tutsun?
2026 yılı için %10+6, 2027 yılı için %4+4 zam teklif etmek memura hakarettir.
Teklif edilen zamlarda zaten enflasyonun altında kalacağı için hiçbir mantığı da, manası da yoktur.
Emekliler ise yaklaşık 15 bin TL'lik maaşlarıyla perişan durumdadırlar.
Pek çok emekli aldığı emekli maaşıyla kirasını bile ödeyememektedir.
Toplu sözleşmelere taleplerini klasör klasör götürenler, toplu sözleşme sonunda, ne ek zam, ne refah payı, ne bayram ikramiyesi, ne de defaten söz verilen 3600 ek gösterge problemi gibi, hiçbir talebi gerçekleştirmeden ve arkalarına bile bakmadan masadan kalkmaktadırlar.
Peki neden her dönem böyle olmaktadır?
Eğer bir sendikanın varlık sebebi bir siyasi partiyse, o siyasi parti de iktidardaysa, siz hak arayamazsınız. Alanlara inemezsiniz. Sesinizi yükseltemezsiniz.
Biz şunu istedik, bunu dile getirdik, onu yazdık, bunu çizdik demek, sendikacılık değildir.
Sendikacılık otelcilik değildir. Sendikacılık kreşçilik değildir. Sendikacılık taksicilik hiç değildir.
Sendikacılık, hak aramaktır. Alanlarda olmaktır. Eylem yapmaktır.
Sendikacılık, rüzgârın yönüne göre yelken açmak değil, doğru bildiğin yöne yelken açmaktır.
Sendikacılık istemek, dile getirmek değil, söke söke almaktır.
Masada olan yetkili sendikalara soruyoruz? Aradan geçen 15 güne rağmen bu ölüm sessizliğiniz niyedir?
Bi yerlerden talimat mı aldınız? Tehdit mi edildiniz? Yoksa diplomalarınız mı sahte?  
İçinde bulunduğumuz süreçte, 19 Ağustosta, ya uzlaşma sağlanacak, ya da uzlaşmazlık zaptı imzalanacaktır.
Yani, kalan süre 5 gündür. Yetkili sendikalardan ses var mı yok, eylem var mı yok. Gündem oluşturma diye bir gayret, çaba var mı? O da yok.
Maalesef yetkili sendikalar, yaklaşık 3,5 milyon memur 2,5 milyon memur emeklisi ve aileleri ile birlikte yaklaşık 25 milyon kişinin temsilini ve sorumluluğunu taşıyamamaktadırlar.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —