Hastaneler Güvenli ve güvende olmalı

Hastaneler Güvenli ve güvende olmalı

Antalya’da gerçekleşen 13. OHSAD Kongresinde Anadolu Sağlık İşletmeleri Derneği Başkanı Dr. Yusuf Ziya Yıldırım ' Hastaneler afet sırasında çok önemli rol oynarken bu aşamada güvenli hastane kavramının da irdelenmesi gerekir "

 

Antalya’da gerçekleşen 13. OHSAD Kongresinde Anadolu Sağlık İşletmeleri Derneği Başkanı Dr. Yusuf Ziya Yıldırım sunumunu gerçekleştirdi. Afetler konusunda hastaneler bağlamında pek çok çalışma gerçekleştirdiklerini söyleyen Dr. Yıldırım, “Bölgesel bazda 6 Şubat sonrasında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle 11 il OHAL kapsamına alındı. Bu felaketin tekrarının olmamasını diliyoruz ancak afet de kaçınılmaz bir gerçek. Buna yönelik olarak da tedbirlerin alınması gerekiyor. Bu felaketlerde dikkat edilmesi gereken hususlarla ilgili güvenli hastane kavramı önem taşıyor. Hastaneler afet sırasında çok önemli rol oynarken bu aşamada güvenli hastane kavramının da irdelenmesi gerekir. Bölgedeki özel hastaneler özellikle depremin ardından altyapı sorunları, malzeme sorunları, fonksiyonel sorunlar, insan kaynaklarında sorunlar, yiyecek, içecek, kanalizasyon sorunları gibi birçok konuda üst üstte eklenen sorunlar yaşadı” dedi. Sağlık Bakanlığı ve diğer Bakanlıklar ile SGK’dan deprem bölgesinde bulunan özel hastanelerde uygulanması konusunda bazı kolaylıklar için talepte bulunduklarını söyleyen Dr. Yıldırım, bu taleplerden birinin en azından SUT değerlerinin bölge hastaneleri için yükseltilmesi olduğunun altını çizdi.

 

 

13. OHSAD Kurultayı 2. gün Oturumları

Derneğimiz tarafından bu yıl 13’üncüsü düzenlenen ‘OHSAD Kurultayı-Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları’ 2. gününe, Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Dr. Murat Yazıcı ve OHSAD Genel Sekreteri Dr. Uğur Baran’ın moderatörlüğünde gerçekleşen “Sağlık Sektörünün Genel,Bölgesel Gündem ve Önerileri” başlıklı oturumu açmasıyla başladı.

TÜRKİYE GENELİNDE 564 FİZİK TEDAVİ MERKEZİ:
İlk olarak kürsüye,Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Ayakta Teşhis ve Tedavi Daire Başkanlığı’ndan Doç. Dr. Ensar Durmuş çıktı. Doç. Durmuş, konuşmasında, sağlık hizmetlerinin geneline ilişkin rakamsal bilgiler paylaştı. İstanbul, Konya ve Antep’in sağlık kabinlerinin varlığı ve sayısı konusunda ilk 3 il olduğunu belirten Doç.Durmuş, “143 adet mevcut evde bakım hizmeti birimimiz, 17 ilimizde konaklamalı fizik tedavi merkezimiz, Türkiye genelinde 564 fizik tedavi merkezimiz bulunuyor” dedi.

Doç. Durmuş, saç ekim birimleri hakkında yönetmeliğe ilişkin de bilgiler vererek, bu yönetmelikte saç ekim merkezlerinde çalışan sağlık mensubunun ve yapılacak uygulamanın tanımlandığı bilgilerini aktardı.

 

“İDARİ YAPTIRIM DEĞERLENDİRME KOMİSYONU KURULACAK”:
Doç. Durmuş’un ardından kürsüye, SGHM Denetim ve Değerlendirme Dairesi Başkanı Gültekin Bayraktar geldi. Bayraktar, sağlık tesislerinin denetimlerine ilişkin adli ve idari yaptırımların detaylı olarak tanımlandığını belirterek, bu yaptırımların faaliyet durdurmadan ruhsat iptaline ve para cezalarına kadar çeşitlilik gösterdiğini söyledi. Faaliyet durdurma yaptırımının uygulanmasına ilişkin bilgiler paylaşan Bayraktar, illerde sağlık tesislerinin denetimlerinde yetkililerin görev tanımlarına ilişkin bilgi sundu. Bakanlık bünyesinde “İdari Yaptırım Değerlendirme Komisyonu” kurulacağını da belirten Bayraktar, “Bu komisyon il denetim ve değerlendirme komisyonunca alınan kararların uygulanması ya da uygulanmaması yönünde kararlar alacak” dedi.
Özel hastanelerde en çok ihlal tespit edilen hususlara ilişkin bilgiler paylaşan Bayraktar, izinsiz tadilatlar konusunda aykırılık sayısının 520 olarak tespit edildiğini, ilave ücret alınmaması kuralına karşı ise 153 aykırılık tespit edildiğini belirtti.

 

ÖZEL HASTANELERE KESİLEN CEZALARDAN VAZGEÇİLMELİ:
Bayraktar’ın ardından OHSAD Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Feza Şen, konuşmasını gerçekleştirdi. OHSAD’ın Sağlık’tan talep ettiği sorunların rakamsal verilerini paylaşarak bu taleplerden 2’sinin çözüldüğünü, bu sebeple Sağlık Bakanlığı yetkililerine teşekkür ettiklerini söyledi. Dr. Şen, özel hastanelerde hekim kadrosu açılması gerektiğini belirten Şen, verilen cezaların özel hastaneleri yorduğunu, mükerrer ceza uygulamasından vazgeçilmesi gerektiğini belirtti. Mükerrer cezalardan iade edilen paralar olduğunu ama bu işlemlerin temelsiz kalmış hukuki işlemlerle sonuçlandığını belirtti.

 

ÜLKEMİZİN YÜZÜNÜ KIZARTAN TANITIMLAR İSTEMİYORUZ: SGHM Genel Müdür Yardımcısı Dr. Murat Yazıcı ise, sağlık alanındaki reklam yasağına ilişkin merak edilenlere yanıt verdi. Dr. Yazıcı, “İşini çok iyi bir şekilde, kalitesi çok yüksek şekilde yapan sağlık kuruluşları olduğu gibi kaliteden uzak şekilde yapan bazı yapılar da var. Bazı görüntü ve reklam adı altında yapılan paylaşımların uluslararası çapta, aleyhte kullanılması bizi çok üzüyor. Bu alanda denetleme ve düzenleme ihtiyacı olduğundan dolayı bunu yapıyoruz ama işini düzgün yapanların rahatsızlıklarını da çok iyi anlıyoruz. Ama ülkemizi kötü gösterenlere de izin veremeyiz.” dedi.

 

Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Özel Hastaneler Dairesi Başkanı Ecz. Ahmet Aydınlı‘nın da yer aldığı oturum, salondan gelen soru cevaplarla sona erdi.

 

Kahve molasının ardından BULUT Klinik Medikal Direktörü Dr. Necip Yariz “Uzaktan Sağlık Uygulamaları ve Geleceği” hakkında bir sunum gerçekleştirdi. Dr. Yariz, Bulut Klinik’in özel hastanelere web sitesi kurduğunu, bu sayede özel hastanelerin kendi doktorlarını listeleyebildiklerini, doktorların canlı takvimlerini verebildiklerini söyledi. Bu sayede özel hastanelerin yüzde 70’ine hizmet verebileceklerini söyleyen Dr. Yariz, uzaktan sağlık konusunda Türkiye ve dünyadan veri ve bilgiler paylaştı.

 

Dr. Yariz, Türkiye’nin uzaktan sağlıkta hızlı yol alabilme kapasitesine sahip olduğunu söyleyerek, Türkiye’nin bu anlamda önünün çok açık olduğunu kaydetti. Türkiye’nin uzaktan sağlık konusunda çok ciddi sıçrama yapabileceğini ve dünya ülkelerine örnek olabilecek kapasiteye sahip olduğunu da belirten Dr. Yariz, hergün hastaların hayatlarını kolaylaştırabilecek son teknoloji tıbbi cihazların üretildiğini vurguladı. Bulut Klinik’in bu ürünlerle uzaktan sağlık uygulaması entegrasyonu sayesinde başarılı çalışmalara imza attıklarını söyleyen Dr. Yariz, yaptıkları son entegrasyonla holter cihazı takılan hastaların verilerini doktorların direkt hasta dosyalarından görebildiklerini belirtti.

 

Kongre’nin 5. oturumu ise “Deprem ve Doğal Afetlerin Özel Sağlık Kuruluşlarına Etkileri” başlığıyla gerçekleşti. Oturumun moderatörlüğünü Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur yaptı. Oturum kapsamında ilk sunumu yapan, Hatay Özel Sağlık Kuruluşları Derneği Başkanı Fazıl Altınay, deprem bölgesinde özel hastanelerin son durumlarını görselleriyle paylaştı.

 

Hatay’da 5 özel hastanenin yıkıldığını ve 5 doktora hala ulaşılamadığını açıklayan Fazıl Altınay, bazı hastanelerin de depremde hizmet veremez hale geldiğini belirtti. Tıp merkezlerinin de faaliyet dışı kaldığını belirten Altınay, hastanelerin yıkılmasının yanı sıra niteliksel ve niceliksel de yıkımlar yaşandığını, bazı birimlerin hizmet veremez hale geldiğini ve kapanmak zorunda kaldığını söyledi.

 

Hastane hizmetlerinde Hatay’da hala çok ciddi sıkıntılar yaşandığını, hastaların çevre illere sevk edilmek zorunda kaldığını söyleyen Altınay, “Hekim olup da artık Hatay’da çalışmak isteyen doktor yok. Bazen bazı branşlarda hekim bulabiliyoruz ama kadro sıkıntısı yüzünden o doktorları istihdam edemiyoruz” dedi. Enerji maliyetlerinde de destek alamadıklarını söyleyen Altınay, “Depremde ortalık, her şey her yerde. Yani çalışılabilecek gibi bir durum bil yok. Yenidoğan yoğun bakımda tedaviyi güç bela sürdürüyoruz. Depremden hemen sonrasından bahsediyorum. Kullandığımız ilaçların kupürleri yok diye SGK paramızı kesti. Bu ne anlaşılır, ne de vicdani…Çok ciddi finansal sorunlar yaşıyoruz” dedi.

Altınay’ın ardından Anadolu Sağlık İşletmeleri Derneği Başkanı Dr. Yusuf Ziya Yıldırım sunumunu gerçekleştirdi. Afetler konusunda hastaneler bağlamında pek çok çalışma gerçekleştirdiklerini söyleyen Dr. Yıldırım, “Bölgesel bazda 6 Şubat sonrasında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle 11 il OHAL kapsamına alındı. Bu felaketin tekrarının olmamasını diliyoruz ancak afet de kaçınılmaz bir gerçek. Buna yönelik olarak da tedbirlerin alınması gerekiyor. Bu felaketlerde dikkat edilmesi gereken hususlarla ilgili güvenli hastane kavramı önem taşıyor. Hastaneler afet sırasında çok önemli rol oynarken bu aşamada güvenli hastane kavramının da irdelenmesi gerekir. Bölgedeki özel hastaneler özellikle depremin ardından altyapı sorunları, malzeme sorunları, fonksiyonel sorunlar, insan kaynaklarında sorunlar, yiyecek, içecek, kanalizasyon sorunları gibi birçok konuda üst üstte eklenen sorunlar yaşadı” dedi. Sağlık Bakanlığı ve diğer Bakanlıklar ile SGK’dan deprem bölgesinde bulunan özel hastanelerde uygulanması konusunda bazı kolaylıklar için talepte bulunduklarını söyleyen Dr. Yıldırım, bu taleplerden birinin en azından SUT değerlerinin bölge hastaneleri için yükseltilmesi olduğunun altını çizdi.

 

Dr. Yıldırım’ın ardından OHSAD Deprem Komitesi Başkanı Kemal Kaplan kürsüye gelerek, hastanelerin depreme dayanıklılığı ve deprem sonrası hizmetleri konusunda OHSAD’ın yürüttüğü çalışmaları aktardı. Hastanelerin depremden sonra tıbbi hizmetler konusunda varlığını sürdürmesi, halka hizmet edebilmesinin tıbbi hizmetlerin devamlılığına, bunun da tıbbi kadrolara bağlı olduğunu söyleyen Kaplan, OHSAD olarak deprem özelinde bir kitapçık hazırladıklarını, bu kitapçıkta hasta kayıtlarının deprem günlerinde nasıl tutulabileceğinden, tıp adamlarının nerede nasıl görev yapabileceklerine kadar kural ve hizmetlerin belirlendiğini söyledi.

Özel hastanelerin sunduğu imkanların, hastane personeli için deprem dönemlerinde aktif olmayacağı düşünülerek, personelin manuel olarak bu hizmetleri nasıl sürdürecekleri konusunda eğitim almalarına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Kaplan, hastane personeli açısından ilk 3 gün deprem dönemlerinde ekibi ayakta tutmanın çok önemli olduğunu da söyleyen Kaplan, bunun çok pratik yollarını düşünmek ve gıda stokları yapmak gerektiğini de kaydetti.

 

Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Özel Hastaneler Dairesi Başkanı Ecz. Ahmet Aydınlı oturumun son konuşmacısı olarak sunumunu gerçekleştirdi. Özel Sağlık Kuruluşlarında afetlere hazırlık konusunda değerlendirmede bulunan Aydınlı, personel eğitiminin afet dönemleri için özel önem taşıdığını söyledi. Acil tıbbi sağlık hizmeti sunmak adına, planlamanın öneminden bahseden Aydınlı, deprem sırasında araç ve ekipmanların hazır tutulmasının, personelin afetlere hazır olmasının ve kesintisiz sağlık hizmeti sunmanın kendilerinin en önemli işlevlerinden biri olduğunu kaydetti. Simülasyonlarla hastanelerin depreme hazırlanmasının önemine de vurguda bulunan Aydınlı, mobil tanı merkezlerinin kurulmasının, afet eğitimlerinin de zorunlu eğitim kapsamına alınmasının gündemlerinde olduğunu söyledi.

SAĞLIKTA 40. YIL: MEDİTEL HEALTHCARE 
Beşinci oturumun ardından Meditel Healthcare Grup Yönetim Kurulu Üyesi PHDC. Can Çelik sponsor sunumunu gerçekleştirdi. Meditel Healthcare’in sağlıkta 40. yılını kutladığını belirterek, şirket kuruluşunda yer alan mühendislere ilişkin bilgiler verdi. 40 yıl içinde Meditel Healthcare olarak neler yaptıkları ve sağlık sektöründe ne tür yeniliklere imza attıklarını anlatan Çelik, çok amaçlı görüntüleme cihazlarından, dijital röntgen cihazlarına karşı ürünlerine ilişkin bilgilendirmede bulundu. Birçok üniversite hastanesinde ve şehir hastanelerinde de Shimadzu cihazlarının yer aldığını da belirten Çelik, bazı hastanelerde üst düzey tedaviler sunan cihazların kurulumuna başlandığını söyledi.

“SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN 100. YILINDA SAĞLIK BAKANLARI”:
Meditel sunumunun ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Özsarı kürsüye çıktı. “Sağlık Bakanlığı’nın 100. Yılında Sağlık Bakanları” konulu bir konuşma gerçekleştirdi. 25 yıllık dönemler halinde Sağlık Bakanları konusunda bilgi veren Prof. Özsarı, Cumhuriyet’in ilk bakanlarının TBMM’de seçilerek Bakan olduklarını söyledi. Bakanların ortalama görev süreleri hakkında da bilgilendirmede bulunan Prof. Özsarı, ortalama Bakanlık süresinin 2 yıl olduğunu, en uzun Bakanlık yapan isimlerin Refik Saydam ve Recep Akdağ olduğunu kaydetti. 66 hükümette 52 Sağlık Bakanının görev yaptığını da söyleyen Özsarı, Bakanların 9’unun hayatta olduğunu kaydetti.

 

“SAĞLIĞIN DİJİTALLEŞMESİNDE TEKNOLOJİK GELİŞMELER” KONUŞULDU:
Prof. Özsarı’nın sunumunun ardından OHSAD Yönetim Kurulu Danışmanı Hüseyin Çelik‘in moderatörlüğünde “Sağlığın Dijitalleşmesinde Teknolojik Gelişmeler” oturumu gerçekleşti. İlk sunumu Liv Hastaneleri Grup Koordinatörü Meri İSTİROTİ yaptı. İstiroti, Sağlıkta Dijitalizasyonu Başarmış hastane örneklerinden bahsederek, hastanelerin dijitalizasyonun geleceğinden nasıl faydalanacağı konusunda bilgiler sundu. Tedaviyi hızlandıran faktörleri sıralayan İstiroti, yapay zeka tabanlı görüntüleme teknolojilerinin pek çok açıdan sağlıkta hizmeti daha da etkin sunmaya yardımcı olduğunu kaydetti.

E-Sağlığın hastalara neler sağladığı konusunda da bilgilendirmede bulunan İstiroti, özellikle hastalar için ilaç kullanımı konusunda uyarı sisteminin bazı aplikasyonlarla geliştiğini ve bunun çok önemli olduğunu kaydetti.

 

İstiroti’nin ardından ABBOTT Dijital Sağlık Çözümleri Direktörü Emre TAVŞANCIL sunumunu gerçekleştirdi. Sağlık sektörü paydaşlarının dijital sağlığa önem vermesinin ve ortak paydada buluşmanın önemini vurgulayan Tavşancıl, bilgi teknolojilerindeki ilerlemenin dijital dönüşümü hızlandırdığını kaydetti. Finansman üzerindeki baskıların detaylarına ilişkin bilgiler sunan Tavşancıl, sağlık profesyonellerinin tekrarlayan, bürokratik işlemlerde harcamak zorunda kaldıklarını belirtti.

 

YAPAY ZEKA FIRSATLAR KADAR TUZAKLARLA DA DOLU:
Tavşancıl’ın ardından Curea Bilgi Teknolojileri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hakkı Muammer KARAKAŞ söz aldı. Sunumunda, yapay zeka uygulamalarından bahseden Karakaş, teknoloji ve dijitalleşmenin herkesi bütün bunların birleşeceği süper bir cihaza götürdüğünü söyledi. Hekimlerin küresel veri hacmine ilişkin rakamsal veriler paylaşan Karakaş, yapay zekanın vaatlerinden de bahsederek, yapay zekanın çok daha doğru, daha hızlı ve daha ucuz olduğunu kaydetti. Karakaş, yapay zekanın sağlık alanında da bireysel düzeyde ve kuruluş düzeyinde operasyonel farkındalık için kullanılabileceğini ve yapay zekanın pek çok mesleği tarihe karıştıracağını vurgulayan Karakaş, sektörün 40 milyar dolar hacme ulaştığını kaydetti. Yapay zekanın tuzaklarına ise Google’a kadar pek çok dünya devinin düştüğünü söyleyen Karakaş, büyük parasal hacminin cezbedici tarafından dolayı pek çok firmanın yapay zeka uygulaması geliştirmek istediğini ancak tuzaklara karşı dikkatli olunması gerektiği vurgusunda bulundu.

 

Karakaş’ın ardından Swedish Care Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Cenk TEZCAN sunumunu gerçekleştirdi. Tezcan, sağlıkta dönüşümün anlamına ilşkin örnekler veren Tezcan hastaları hastaneye sevk etmenin değil, hastanelerden uzak tutmaya yönelik adımların gerçek bir dönüşüm anlamına geldiğini kaydetti. Hastalıkların gittikçe arttığını ama doktor sayısının her geçen yıl düştüğünü söyleyen Tezcan, türkiye’de hastaneye giden hasta sayısının 2022’de 675 milyon 652 bin 190 kez hastaneye gidildiğini, bunun bir hastanın bir yıl içinde 8 kez hastaneye gittiği anlamına geldiğini söyledi. Bunun sağlıksız bir toplum olduğumuz anlamına gelebileceğini söyleyen Tezcan, “Dijital sağlığa ihtiyacımız olduğu için bu konuda bu kadar konuşuyoruz ve konuşmaya devam edeceğiz” dedi.  İsveçte doktorları yüzde 40’ının dijital görüşme yaptığını söyleyen Tezcan, “Yeni düşünce kalıplarına yeni iiş modellerine yenilikçi çözümlere ihtiyacımız var.Trendler çok değişiyor. Son 5 senede artık insanlar artık yaşlanmamaya, daha güzel görünmeye önem veriyor. Yapay zeka sayesinde kan testi yapılıyor ve ne yemeniz gerektiğini size söylüyor. Koreli bir kadın tedavi için geldiğinde onun vücut yapısına uygun tedavi yöntemini yapay zeka bizlere söyleyebilecek. Değişim çok hızlı, değişimi önce anlamalı hatta yönlendirmenin yolunu bulmalıyız.Dernekler, kurumlar hepimiz bir araya gelip bu gelişimlere yetişmeliyiz, teknolojiyi kullanmayı öğrenmeliyiz” dedi.

Tezcan’ın ardından kürsüye çıkan Koç Healthcare Telesağlık Direktörü Doç. Dr. Baran Balcan, ise tele tıp tarihinin 3 aşamadan meydana geldiğini belirterek,  “Bunlar erken başlangıç, gelişme ve modern tele tıptır. Erken başlangıç döneminde cephede bulunan askerlere telefon ve telgrafla bağlanıp tedavi yapmaya çalışmışlardır. 1920 norveç balıkçılara uzaktan hastaneler tele sağlık hizmeti vermiştir. Covid19 pandemisiyle beraber telefon app’leriyle birlikte teletıp çokça kullanılmaya başlamıştır” dedi. Uzaktan sağlığın maliyetinin oldukça yüksek olduğunu, tele sağlığın laboratuvar aşamasını da halledebileceğini belirtti.

Balcan’ın ardından sunumunu gerçekleştiren Dijital Sağlık Derneği Genel Sekreteri Nadya GÜHER, TÜİK’in hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım oranı hakkında verileri paylaştı. Bireylerin yüzde 82,7’sinin 2022 yılının ilk 3 ayında interneti düzenli olarak kullandığını vev dijitalleşmenin pandemi ile arttığını söyleyen Güher, mobil sağlık uygulamaları hakkında da bilgiler sundu. Herkesin online olarak coğrafi sınır tanımadan hastane ve diğer sağlık hizmet sunucularına ulaşabildiğini ve Ağrı ile İstanbul arasındaki mesafenin online sağlık danışmanlığıyla kapandığını vurgulayan Güher, dijital sağlık alanındaki yatırımlara ilişkin detaylar paylaşarak, 2024’te sağlık alanında 600 milyar dolarlık yatırım yapılmasının beklendiğini kaydetti.

TEMATİK OTURUMLAR:

SİBER GÜVENLİK TÜM YÖNLERİYLE TARTIŞILDI:
Kongrenin 2. gününde, tematik oturumlar da devam etti. “Siber Güvenlik” oturumunda Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü Sistem Yönetimi ve Bilgi Güvenliği Dairesi Başkanı Fatih Uluçam, Bulut Klinik Kurucusu Ali Hulusi Ölmez ve Teknoloji Mimari Genel Müdürü Ahmet Asiltürk sunumlarını gerçekleştirdi.

SAĞLIK TURİZMİNDE DEVLET TEŞVİKLERİ TARTIŞILDI:
Kongrenin 2. gününde ikinci tematik oturum konusu ise Sağlık Turizminde Devlet Teşvikleri oldu. Hizmet İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Sağlık Hizmetleri Komitesi Başkanı Prof. Dr. Gazi Yiğitbaşı ve Ticaret Bakanlığı Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdür Yardımcısı Alperen Kaçar sunumlarını gerçekleştirdi ve katılımcıların teşviklerle ilgili sorularına yanıt verdiler.

HEKİM/HEKİM DIŞI İNSAN GÜCÜ:
Öğle yemeği arasının ardından tematik oturumlar devam etti. Özel Sektör Bakış Açısıyla Sağlık İnsan Gücü Eğitimi ve Hekim/Hekimdışı İnsan Gücü oturumunda Yükseköğretim Kurulu Eski Başkanı Prof. Dr. Sefa Kapıcıoğlu moderatörlüğü üstlendi. Medipol İnsan Kaynakları Direktörü ve OHSAD Enstitü İK Komitesi Başkanı Serkan Aydemir, MLP Care Hemşirelik Hizmetleri Direktörü ve OHSAD Hemşirelik Hizmetleri Komitesi Başkanı Nuray Çakmak, Güven Sağlık Grubu Hastanesi Hizmetleri Müdürü ve OHSAD Enstitü Hasta Hizmetleri Komitesi Başkanı Ayfer Tunçay ve OHSAD Mesul Müdürlük Komite Başkanı Dr. Feza Şen sunumlarını gerçekleştirerek, konu hakkında tartışma yürüttü.

 

KARBON AYAKİZİ TEMATİK OTURUMDA TARTIŞILDI:
13. OHSAD Kongresi’nin 2. gün son tematik oturumu ise karbon ayakizi konusunda oldu. Acıbadem Sağlık Grubu IT Direktörü Kemal Kaplan Moderatörlüğünde konuşmacılar, 3pmetrics Kurucu Ortağı ve Sürdürülebilirlik Yöneticisi Mert Güller ile AKBANK Sürdürülebilir Finansman Yönetici Yardımcısı Dilan Laçin, “Sürdürülebilirlik ve Karbon Ayak izi Nedir, Ugulamaları Nasıldır? Sağlık İhracatlarına ve Kredi Maliyetlerine Etkisi Nedir?” başlıklı oturumda sunumlarını gerçekleştirdi.

 

“ÖZEL SAĞLIK KURULUŞLARINDA DİJİTAL PAZARLAMA” EĞİTİMİ
Ana oturumlar ve tematik oturumlar farklı salonlarda gerçekleşirken, alanında uzman isimler de eğitimler sundu. Dr. Semra Baysan, Özel Sağlık Kuruluşlarında Dijital Pazarlama konusunda katılımcılara eğitim verdi.

RUHSATLANDIRMA VE DENETİM HİZMETLERİ EĞİTİMİ:
Öğleden sonraki oturumlarda eğitimler de sürdü. Sedat Şimşek, Dr. Nurten Gürdoğan, ve Ersin Özçelik, Özel Sağlık Kuruluşlarında Ruhsatlandırma ve Denetim Hizmetleri konusunda katılımcılara eğitim verdi.

 

RUHSATLANDIRMA VE DENETİM HİZMETLERİNDE SORULAR CEVAPLANDI:
Ruhsatlandırma ve Denetim Hizmetleri konusundaki eğitimden sonra uzman isimler katılımcıların sorularını yanıtladı. SHGM Özel hastaneler Dairesi Başkanı Ecz. Ahmet Aydınlı‘nın moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda SGHM Denetim ve Değerlendirme Dairesi’nden Resul Yıldız, SGHM Özel Hastaneler Dairesi’nden Nefise Azizoğlu,Arzu Yazıcı ile 

Gürkan Aksu, SGHM ATT Dairesi’nden Özge Kaplan ve SBSGM’den Gamze Sandıkçı merak edilenlere yanıt verdi.

PUSULA YAZILIM’DAN WORKSHOP:
Ana oturum, tematik oturum ve eğitimler sürerken Pusula Yazılım tarafından bir de workshop gerçekleştirildi. “Hasta Deneyiminde Dijital Dönüşüm Başarı Hikayeleri” başlığı altında, Kendine İyi Bak Chief Product Owner Merve Özkan, MedicalPoint Hastaneler Grubu’ndan Dijitalleşme ve Yazılım Grup Müdürü Mehmet Öğüt ve Emsey Hastanesi Teknoloji ve Teknik Servisler Direktörü Zühtü Hanedar sunumlarını gerçekleştirdi.

OHSAD BAŞKANI DR. REŞAT BAHAT:
“SUT ACİLEN GÜNCELLENMELİ. SGK BORÇLARINI ÖDEYECEK PARAMIZ YOK”

Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) tarafından bu yıl Antalya’da 13’üncüsü düzenlenen “OHSAD Kurultayı-Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları” başladı. Açılış konuşmasını yapan OHSAD Başkanı Reşat Bahat, Özel hastanelerin artan maliyetler, artan asgari ücret ve düşük SUT rakamlarıyla bu işi sürdürmekte zorlandıklarını belirterek, “SUT güncellemesi hemen yapılmazsa SGK borçlarını ödeyecek kadar bile paramız yok” dedi. Bahat şunları kaydetti:

SGK BORÇLARINI ÖDEYECEK PARAMIZ YOK
Sayın Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanımız Vedat beyi ziyaret ettiğimizde tüm sorunlarımızı söyledik. İnanılmaz etkilendi ve dinledikten sonra ‘Hiçbiri çözülemeyecek sorun değil, hepsini çözeriz’ dedi. Beni çok ümitlendirdi ama neden çözülmedi, sorunlar hemen çözülmüyor da ondan. Muhtemelen bir süreye de ihtiyaç var. Gerçekten biz artan maliyetlerle artan asgari ücretlerle bu işi yürütmekte zorlanıyoruz. Sayın Çalışma Bakanı’mıza SUT artışı için teşekkür ederiz. Hiç bekletmedi ayağının tozuyla geçirdi ama asgari ücret artışının hala altında. Bir SUT güncellemesi hemen yapılmazsa SGK borçlarını ödeyecek kadar bile paramız yok.

 

HER YAPTIĞIMIZ CEZALANDIRILIYOR
Sağlık turizmi yoğun hastanemize, inanın Türk hastalar hastaneye geldiğinde elimiz ayağımıza karışıyor. ‘Nasıl ceza yemeden tedavi ederiz’ diye çünkü her yaptığımız cezalandırılıyor.

KORONADA İHTİYAÇLARI OLDUĞUN GÖRDÜK
Bizim sağlık turizminden edeceğimiz karı SUT fiyatından düşmeniz mi gerekiyor! Ya da bir karar vermeli SGK, demeli ki; ‘ Biz sizin reçetenizi ödüyoruz, size ihtiyacımız yok’ Ama ihtiyacınız var. Korona da bize ihtiyacınız olduğunu gördük. 2008 den itibaren bir tek doktor kadrosu verilmiş her bir hastane başına. Bazıları almış asimetrik büyümüş, bazıları ayakta duramamış rekabette, güçlü olan hastaneyi almış. Şimdi Sağlık Bakanı ‘800 doktoru özel sektörden aldık’ diyor ve sevinerek anlatıyor.

 

KAPATARAK, CEZA KESEREK DENETLİYOR
Sağlık Bakanlığı bize cezalar vererek, kapatarak bizi denetliyor. Sağlık turizminde bize yatak ruhsatı vermezseniz, biz bu sağlık turizminde nasıl 20 milyar dolara ulaşacağız? Bize bunu vermediğinizde bir sürü işlem merdiven altında apartman dairelerinde yapıyor. Bizim istediğimiz kurallı bir sektör olmak…

 

SUT YARAYA MERHEM OLMUYOR:
Bahat’ın ardından kürsüye çıkan Özel Hastaneler Platformu Derneği Başkanı Dr. Mehmet Altuğ, konuşmasında; “Sektörün yaşadığı bazı sıkıntılar var. SUT’u konuşuyoruz. SUT çok arkadan geliyor yaraya da merhem olmuyor ama en azından on iki yıldır sut fiyatlarında güncellemelerin olması iyi gelişmeler diyerek iyi tarafından da görmeye çalışıyoruz.

ÖZEL HASTANELER DIŞLANIYOR:
Malesef son gelişmeler, denetim yönetmeliği ve 3-4 üyemizin hastanesinin kapatılması özel sağlık sektörünün dışlandığı, dışlanmaya çalışıldığı duygusuna da bizi sevk etmiyor değil. Bu yönetmelikleri eleştiriyoruz ve eleştirmeye de devam edeceğiz. Bizler bu sektörün hayrına çalışmaya uğraşan sektörün temsilcileriyiz. Başka örgütler ve yapılarla karıştırıldığımızı düşünüyorum. Biz bu ülkenin değerleriyiz. İdama mahkum olan bir suçluyu önce darağacına asıp kurşuna dizmezler ama biz her iki cezayı da özel sektör olarak alıyoruz şu an. Denetimler bire düştü diye sevdik ama sevinemeden bir denetim gitti bin denetim geldi.

HANGİ FIRSATLARI KAÇIRDIĞIMIZA KAFA YORMALIYIZ:
TOBB Türkiye Sağlık Hizmetleri Meclisi Başkanı Banu Küçükel ise konuşmasında, “Biz sağlık liderleri olarak zamanımızı günlük problemlerle harcarken, teknokratlarımız bürokratlarımız yönetmelikleri uygulamaya çalışırken hangi fırsatları kaçırdığımıza kafa yormalıyız. Çok paydaşlı bir ekosistem kurgulamalıyız. Bu ekosistem kişinin doğduğu andan itibaren sağlıklı kalmasını sağlayacak. Yaşlılıkta bakımları konusunda her şeyin yerli yerinde olduğu bir ekosistem….Elbette ki kamu maliyesini düşüneceğiz ama özel sektörün önünü açmasını rica ediyorum bürokrat ve teknokratlarımızdan. Özel sektör bu çeviklikle yarınları hazırlayacak bilgiye ve tecrübeye sahip ama günlük problemlerden arındırılmamız lazım. Artık bütünleşik sağlık master planı getirmekle yükümlüyüz hepimiz.

KADINLAR DAHA AKTİF YER ALMALI:
Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Dr. Sema Ramazanoğlu da sağlıkta karar alma süreçlerinde kadınların daha aktif yer alması gerektiğini söylerken, Sağlık Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci ise, OECD ülkeleri içinde bazı hastalıklarda Türkiye sıralamasına ilişkin bilgi verirken, ” OECD ülkekeleri içinde yüzde 29 obezite oranıyla 6. sıradayız. Dünyadaki ölümlerin yüzde 4’ü kronik hastalıklardan, son 10 yılda diyabete bağlı ölümlerin yüzde 70’ten fazla arttığını, bu tabloya baktığımızda hastayı güçlendirmemiz gerektiğini görüyoruz. Hala tüberküloz dünyadaki en önemli ölüm nedenlerinden biri. Önümüzdeki risklerin büyük oranda devam ettiğini, söylemek mümkün. Ne kadar iyi sağlık sistemininiz olursa olsun sağlığın sınırlarını kapatamazsınız. Son 20 yılda kat ettiği mesafe açısından bizim için fırsat olsa da 14 milyon insan sağlık turizmi için başka bir ülkeye gidiyor.” dedi.

Konuşmaların ardından OHSAD Başkanı Bahat, katılımcı ve konuklara Ege Orman Vakfı Ağaç Dikim Sertifikasını sundu.

Sertifikaların katılımcılara takdiminin ardından, kamu, özel sektör ve akademi temsilcileri ile gerçekleşen OHSAD Ortak Akıl Toplantısı bulguları sunumu gerçekleştirildi.

5 başlıkta yürütülen tartışmaların başlıkları şunlar oldu:

1. Kamu-Özel-Üniversite Ayrımı Olmaksızın Planlama, Ruhsatlandırma, Faaliyet ve Denetim Konularında Ortak Kullar Konulması ve Uygulanması
2. Sağlık Finansmanının Güçlendirilmesi ve Çeşitlendirilmesi
3. Sağlık Turizmi, Sağlıklı Yaşam, Termal ve Yaşlılık Turizminin Entegre Edilerek Dünya Pazarında Daha İddialı ve Özel Sektör Liderliğinde ve İşbirliği İçinde Politika ve Uygulamalar Yapılması
4. Aile Hekimliği, Hizmet Sunumu, Sağlıklı Yaşam Merkezleri, Koruyucu Sağlık Hizmetleri ve Kronik Hastalık Hizmetlerinde Özel Sektörün Rolü
5. Dijital Sağlık Hizmetlerinden Dünyada Oyun Kurucu ve Dünya Ölçeğinde Oyuncu Olmak İçin Geliştirilecek Politikalar

OHSAD Başkan Yardımcısı Dr. Ömer Güzel ve OHSAD Yönetim Kurulu Danışmanı Hüseyin Çelik‘in paylaştığı toplantı rapor sunumunun ardından “Ulusal ve Uluslararası Sağlık Hizmetleri Deneyim Paylaşımı” başlığında, Acıbadem Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, OHSAD Başkanı Bahat’ın sorularını yanıtladı. Yurtdışında hastane yatırımından, Türkiye içindeki sağlık sektörü yatırımlarına kadar önemli bilgiler paylaşan Aydınlar, yurtdışında yatırımın kolay olmadığını söyleyerek, “Ben de gideyim yapayım demek doğru değil. bunun bir takım altyapısı var. kurumsal olarak o altyapıya sahip olmanız o olgunluğa ulaşmanız lazım. yatırım yapacağınız ülkenin ödeme sistemine vakıf olmanız lazım. türkiyede nasıl olur gelecek? ben hayatım boyunca pembe gözlükle baktım hayata. elbette zorluklarımız var. İnanılmaz, saçma sapan para cezaları geliyor. Yoğun bakımdaki doktor yoğun bakıma bir hasta gelmiş ama almamış. Yönetimin bundan haberi yok. Olsa alınırdı. Bu ülke, bu hastaneler, bu insanlar bizim. Türkiye çok dinamik bir ülke ,büyük bir ülke. Zorlukların üstesinden gelmeye çalışacağız.

Öğleden sonraki oturumda ise Çapa Medikal Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya AVŞAR, OHSAD kongresinin düzenlemesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

“KENDİNE İYİ BAK”
Ardından “Hasta Deneyimini İyileştirmede Mobil Çözümlerin Etkisi; Memnuniyet, Operasyonel Verimlilik ve Tasarruf” konusunda konuşmasını yapmak üzere Kendine İyi Bak CEO’su Fatih Çiftçi kürsüye geldi. Çiftçi, OHSAD buluşmalarının kendileri için ayrı bir değeri olduğunu belirterek, sunumuna geçti.

HASTA DENEYİMİNİ İYİLEŞTİRMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ:
Hasta deneyimini iyileştirmek için çalıştıklarını söyleyen Çiftçi, “Dijital çözümlerimiz yetersiz. Hastanelerin sadece yüzde 10’u hastaya dijital hasta deneyimi yaşatıyor. Hasta sadakat oranlarımız düşük, yüzde 50-60 aralığında…Hastanın hastanesini değiştirme oranı yüzde 40 düzeyinde” dedi.

“Kendine İyi Bak”ın kurulum amacını ve sürecini de anlatan Çiftçi, “Uzaktan sağlık hizmeti sunan firmalardan biriyiz. Bu uygulama ile nasıl nöbetçi eczane imkanı sunuyorsa arama motorları, ‘Kendine İyi Bak’ hangi hastanede hangi branş doktorlarının nöbetçi olduğu bilgisini veriyor. Aynı zamanda nöbetçi doktor dijital uygulamamızda da yer alıyor” dedi.

 

SAĞLIK FİNANSMANI VE GERİ ÖDEME OTURUMU DÜZENLENDİ
Çiftçi’nin konuşmasının ardından, Prof. Dr. Sabahattin Aydın moderatörlüğünde Sağlık Finansmanı ve Geri Ödeme Sistemleri tartışıldı. İlk olarak kürsüye gelen İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Özsarı sunumunda, Kamusal finansman (Prim tabanlı), Özel finansman (Özel sağlık sigortacılığı) ve Karma Model hakkında detaylı bilgilendirmede bulundu. Sosyal Sağlık Sigortacılığı ve Vergi ile finansmanı sağlanan sistem arasındaki farkları da açıklayan Prof.Dr. Özsarı; Sosyal Sağlık Sigortacılığı’nın olmazsa olmazlarını da sıraladı.

 

GERİ ÖDEME SİSTEMİ DÜŞÜNÜLDÜ MÜ?
Prof. Dr. Özsarı’nın ardından Güven Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Banu Küçükel söz aldı. Sağlıkta kamu ve özel sağlık ayrımının doğru olmadığı vurgusunda bulunan Küçükel, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı Plan ve Programlar Genel Müdürü Osman Nuri ERDEM’e konuşmasının ardından sorularını yöneltti. Küçükel, “Evde bakım bedeli, dijital bakım bedeli, sağlık turizmi vs…Bütün bunları kalkınma planına yazarken; yeni jenerasyon işleri başlatmak için bir ödeme sistemi düşünüldü mü? Kamu sağlık harcamalarını düşük tutmak için en iyi yöntem toplumu sağlıklı tutmak” dedi.

SUT KONUSUNDA KISIR DÖNGÜ VAR:
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı Plan ve Programlar Genel Müdürü Osman Nuri Erdem, konuşmasında “Sağlık finansmanını 3 başlık altında incelersek sorunun temeline inebiliriz. Hizmet sunucu ve geri ödeyici rollerinin dengede olması gerekir. Özellikle SGK’nın denetleyici rolü çok kritik. Siz hangi sistemi seçerseniz seçin sistemin motive olmuş olması lazım. sistem tasarımında özellikle bunun dikkate alması gerekiyor. SUT fiyatlarında bir kısır döngü var. Düşük kalmış fiyatlar. Bu bize maliyet baskısı olarak geliyor. Bu aşamada SUT fiyatlarını artırmak konusunda isteksiz davranılıyor. Kısır döngü devam ediyor” dedi.

Küçükel’in sorularını yanıtlayan Erdem, “Geri ödeme modelimizi dönüştürmek istiyoruz, primle kapsanmayan bakım sigortası gibi başlıkları kapsam altına almak istiyoruz. Sağlığın hastalık öncesi korunacak bir durum olarak kabul edilmesi önemli. Mesela obezite ile mücadelede o riski baştan azaltıcı önlemlere özel bir vurgumuz var, kalkınma planımızda” dedi.

“Sağlık Finansmanı ve Geri Ödeme Sistemleri” oturumunun ardından Bizmed Web App’in kurucusu Deniz Yılmaz kürsüye gelerek “Faturalama Robotu” projesi hakkında detaylı sunum yaptı.

2025’TE TEST EDİLMEYE BAŞLANACAK:
Yılmaz; bütün kurumların en büyük sorununun kalifiye yönetici ya da personel olduğunu söyleyerek konuşmasına başlayarak, bunu çözmenin yolunun yüksek maliyetle transfer etme ya da personel yetiştirme olduğunu söyledi. Daha sonra “Faturalama Robotu” hakkında bilgilendirmede bulunan Yılmaz, kullanıcının en azından yeterli bilgiye sahip olmasa da kendi süreçlerini yönetmesini sağlayacağını belirtti. Projenin hastanelerin ihtiyaç duyduğu tüm süreçlerde etkili olacağını da söyleyen Yılmaz, 2025’te projenin hastanelerde test edilmeye başlanacağı söyledi.

 

6,5 MİLYON VATANDAŞ ÖZEL SAĞLIK SİGORTALI:
Yılmaz’ın ardından son olarak Türkiye Sigortalar Birliği Başkanı Uğur Gülen‘in moderatörlüğünde “Özel Sağlık Sigortaları ve Yeni Ödeme Modelleri” konusu tartışıldı. Gülen, sağlık sigortasının, hem hayat dışı hem de hayat emeklilik dalında faaliyet gösteren şirketlerin sigorta satabildikleri bir ürün olduğunu söyleyerek, özel sağlık sigortalarının tamamlayıcı ve özel sağlık sigortaları olarak ikiye ayrıldığını kaydetti. Gülen, “4 milyona yakın tamamlayıcı, 2,5 milyon özel sağlık sigortası olmak üzere 6, 5 milyon vatandaşa hizmet ediyor” diye konuştu.

 

“MALİYETLER 12 İLA 26 KAT ARASINDA ARTTI”:
Konuşmacılar arasında yer alan, OHSAD Yönetim Kurulu Üyesi, Acıbadem Sağlık Grubu Genel Müdürü Tahsin Güney, 1970’den itibaren artan sağlık harcamalarında maliyet kontrolü, verimlilik artışı amacı ile hem politik hem de bilimsel alanda sağlık sistemlerinin finansmanının üzerine eğilmeye başlandığını söyledi. Türkiye’de Genel Sağlık Sigortası Kapsamı hakkında bilgilendirmede bulunan Güney, 2007 ila 2023 arasında ayaktan tedavide SGK muayene ücreti, radyoloji ve laboratuvar tahlillerinin 3 kat arttığını, yatarak tedavide ameliyatlarda 3-6 kat artış, yoğun bakım hizmetlerinde 4 kat, yatak ücretlerinde 3 kat artış olduğunu söyledi. Maliyetlerin ise 13 ila 26 kat arasında arttığını kaydeden Güney, SUT fiyatlarındaki artışla arasındaki tezada dikkat çekti.

“TAMAMLAYICI SAĞLIK SİGORTASI DAHA ÇOK TERCİH EDİLİYOR”
Özel Hastaneler Platformu Derneği Başkanı Dr. Mehmet ALTUĞ ise, dernek olarak üzerinde çalıştıkları rapor üzerinden veri ve bilgileri paylaşarak, “Birincil olarak özel sağlık sigortası değil tamamlayıcı sağlık sigortasına daha çok tercih bulunuyor. Tamamlayıcı sağlık sigortası özel sağlık sigortasına göre daha düşük bedelle satılıyor. Tamamlayıcı sağlık sigortası sadece Türkiye’de değil pek çok ülkede kullanılıyor. İngiltere’de halihazırda yok ama gündemde. Almanya’da nüfusun yüzde 80’ı tamamlayıcı sağlık sigortası kapsamında, yüzde 20’si ikame edici sağlık sigortası kapsamında. Fransa’da tamamlayıcı sağlık sigortası var. Hollanda’da da 3 ayrı sigortalanma seçeneği halihazırda gündemde” dedi.

 

AİLE HEKİMLİĞİ SİSTEMİ GELİŞTİRİLMELİ:
Türkiye Sigortalar Birliği Sağlık Komitesi Başkanı Bülent EREN de sunumunda, vatandaşın hangi branş doktoruna ne kadar sıklıkla gitmek zorunda olacağı ile ilgili kafa karışıklığı yaşadığını belirterek, bu konuda sadece vatandaşın değil sağlık sektörünün önde gelenlerinde de kafa karışıklığı yaşandığını vurguladı.

Eren, ayrıca “Hastaya verilen hizmetin kalitesi ile doğru orantılı faturalandırma yapılırsa, o kaynaklardan doğru kanala, doğru amaçla, doğru bedeller adilane olarak dağıtılır. Aksi takdirde bundan herkes zarar görür” dedi.

Kendisine yöneltilen soruları da yanıtlayan ve aile hekimliği sisteminin geliştirilmesi gerektiğini belirten Eren, “İkinci basamağın mümkün olduğunca daha etkili ve bedelini alabileceği hizmetler yapmasının doğru olacağını düşünüyorum” diye konuştu.

Eren’in sunumunun ardından OHSAD Kongresi ilk gün sunum ve oturumları tamamlandı.

 

TEMATİK OTURUM
Kurultayın ilk gününde “Kaplıca Kürü, Yaşlı Bakım, İşbirliği Olanakları ve Mevzuat Düzenlemeleri Yaşlı Bakım Turizmi” tematik oturum gerçekleştirildi. OHSAD Genel Sekreteri Dr. Uğur Baran’ın moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda Turizm Kaplıca ve Klinik Kür Merkezleri Derneği Başkanı Dr. Ilgaz Nacakoğlu, OHSAD Yönetim Kurulu Danışmanı Hüseyin Çelik, USHAŞ Akademi Proje Koordinatörü Dr. Ebru Aydın ve TOBB Türkiye Sağlık Turizmi Meclisi Yaşlı/Yatılı Bakım Komiyonu Başkanı Hüseyin Kahveci konuşmacı olarak yer aldı.

 

EĞİTİMLER
Kurultay kapsamında ilk gün Prof. Dr. Aysun Yılmazlar ın eğitmen olarak yer aldığı “Özel Sağlık Kurumlarında Yalın Hastane Uygulamaları ve Verimlilik” ile Uzm. Işıl Yerlikaya nın eğitmen olarak yer aldığı “Hasta / İnsan Odaklı Bakım Planetree Akreditasyonu” eğitimleri gerçekleştirildi.

ÜTS İLE TIBBİ CİHAZ TAKİBİ:
Topuzun ardından TİTCK Tıbbi Cihaz ve Koordinasyon Dairesi Başkanı Ömer Faruk Kuru, sunumunu gerçekleştirdi. Tıbbi cihaz üretiminde kayıt ve veri yönetimi konusunda bilgilendirmede bulunan Kuru, güvensiz tıbbi cihazların erken tespitinde ÜTS’nin etkinliği ve geri bildirim konusunda işlevselliğine ilişkin açıklamalarda bulundu. Tıbbi ürünlerin takibinin bu sistem üzerinden gerçekleştirilebildiğini söyleyen Kuru, ürünün güvenliği konusunda gerekli testlerin yapılabildiğini, gerekirse ürünün eksik ya da güvenli olup olmadığının laboratuvar ortamında test edilebildiğini kaydetti. ÜTS’de stok takibi konusunda da geri bildirimler üzerinden inceleme yapılabildiğini söyleyen Kuru, özellikle deprem döneminde ÜTS’nin Tekil Takip konusunda etkinliğini gördüklerini kaydetti.

 

ABD VE JAPONYA SAĞLIK ENDÜSTRİSİNDE ÖNCÜ, TÜRKİYE’NİN İSE POTANSİYELİ BÜYÜK:
Kuru’nun ardından ise MLP Care Sağlık Grubu Tedarik Zinciri Direktörü, Dr. Mustafa Işık sunumunu gerçekleştirmek üzere kürsüye geldi. Konuşmasına başlamadan önce tıbbi ürünlerin tarihçesine ilişkin video sunum gerçekleştiren Işık, tıbbi cihazların geçirdiği evrimin ardından bugün yapay zekadan bahsedildiğini, ‘Doktorların yerini yapay zekanın alacağı’ tartışmalarından gündeme geldiğini kaydetti. ChatGPT’ye “tıbbi cihaz sektörünün nereye gideceği” sorusunu yönelttiğini açıklayan Işık, yapay zeka programının tıbbi cihaz sektörünün geleceğine ilişkin verdiği esprili yanıtları paylaştı. Sağlık endüstrisinin büyük bir sektör olduğunu rakamsal verilerle paylaşarak açıklayan Işık, dünya pazarının ABD ve Japonya öncülüğünde devam ettiğini, yüzde birlik dilime sahip olmasına rağmen Türkiye’nin bu alanda ciddi potansiyele sahip olduğunu kaydetti.

ÖZEL HASTANELER ÖDÜLLENDİRİLSİN:
Işık’ın ardından Medipol Sağlık Grubu Satın Alma Müdürü Dr. İsmail Hızlı sunumunu gerçekleştirdi. Hızlı, tıbbi ürün satın alma ve tedarik zincirinde sürecin nasıl işlediği ve nasıl işlemesi gerektiğini örneklerle sıraladı. Tedarik fonksiyonunun evrimine ilişkin bilgiler veren Hızlı, yerli üretim yapan firmaların kamuya yüzde 15 daha yüksek fiyatla satış yapma imkanı olduğunu söyleyerek, buna ek olarak yerli malını kullanan hastanelere yönelik de ödüllendirme adımı atılabileceğini kaydetti. Hastanelerin satın alma ve tedarik zinciri fonksiyonunun çok hayati öneme sahip olduğunu vurgulayan Hızlı, satın alma departmanlarının şirketlerin stratejilerinin beynini oluşturduğunu düşündüğünü kaydederek, hastanelerde satın alma görevine getirilen kişilerin gerekirse sınava tabii tutulabileceği önerisinde bulundu.

SAĞLIK TURİZMİ TEŞVİKLERİ ARTIK LÜKS DEĞİL, ZORUNLULUK
Oturumun ardından  sponsor sunumlarına da kalındığı yerden devam edildi. The Prime Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Salih Kutluk söz aldı. Sağlık Turizmi teşviklerine ilişkin bilgilendirmede bulunan Kutluk, teşvik alımları konusunda The Orime Danışmanlık olarak uzun teşvik başvuru süreçlerini kadrolarıyla kolaylıkla halledebildiklerini söyledi. Şirket olarak bu hizmeti almak isteyen teşvik başvuru talebinde bulunanlara; eğitimden ihtiyaç duydukları diğer tüm başlıklara kadar kapsamlı hizmet sunduklarını söyleyen Kutluk, yaptıkları ve aldıkları toplam teşvik başvuru miktarlarına ilişkin verileri de paylaştı. Teşvik otomasyon sistemine ilişkin de bilgiler sunan Kutluk, tuttukları datanın teşvik başvuru sonuçlarına ne kadar sürede dönüş alınacağına ilişkin farklı raporlar sunduğunu ve bunu kendi sistemleriyle üretebildiklerini kaydetti. Kutluk, daha önce sağlık turizmi teşviklerinin bir lüks iken bugün bir zorunluluk haline geldiğini de söyledi.

 

SAĞLIK TURİZMİ VE YURTDIŞI YATIRIMLAR KONUŞULDU:
Sponsor sunumunun ardından, “Sağlık Turizmi ve Yurtdışı Yatırımlar” başlığıyla 9. oturuma geçildi. Moderatörlüğünü yürüttüğü oturumda ilk sözü alan Ticaret Bakanlığı Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdürü Tarık Sönmez, Bakanlık olarak hem genel hem de Turquality desteği verdiklerini, tanıtım desteği kapsamında 1 milyar TL’lik destek sağladıklarını söyledi. Sönmez, “2023’te hızlandık. Yeni destek unsurlarını da ihdas ettik” diye konuştu.

 

EN GÜÇLÜ YANIMIZ, HEKİMLERİMİZ:
Sönmez’in ardından Hizmet İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Gazi Yiğitbaşı sunumunu gerçekleştirdi. Sağlık turizmi pazarının her geçen gün değiştiğini ve geliştiğini söyleyerek, kademeli olarak başka modele geçilmesi gerektiğini belirten Yiğitbaşı, özellikle talep eden ülkelerle Türk sağlıkçılarının vereceği şekilde eğitim işbirliği yapılabileceğini kaydetti. Farklı modellerin sık sık önlerine geldiğini ve bu modellere ilişkin Türk sağlık sisteminin ciddi tecrübeye sahip olduğunu da söyleyen Yiğitbaşı, sağlık işletmeciliğinde de Türkiye’nin ciddi bir ilerleme kaydettiğini vurguladı. Türkiye’nin satış ve pazarlamadan sağlık hizmetlerine kadar dünyaya model olacak tecrübeyi kazandığını söyleyen Yiğitbaşı, “Bunlar bizim güçlü yanlarımız ama en güçlü yanımız ne diye sorarsanız, hekimlerimiz derim! Yurtdışında 10 yıllık tecrübeye sahip bir hekimin, bizim 1 yıllık tecrübeye sahip hekimlerimiz gibi ameliyat yapamadığını görüyoruz. Hekim kapasitemiz çok güçlü. Biz bu gücümüzü sağlık turizminde kullanabiliyoruz” dedi.

TÜRKİYE SAĞLIK TURİZMİNDE İLK 10’DA:
Prof. Yiğitbaşı’nın ardından Memorial Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Genç sunumunu gerçekleştirdi. Cumhuriyetin 100. yılını kutlayarak söze başlayan Genç, sağlık turizmini tetikleyen faktörlere ilişkin bilgilendirmede bulundu. Bunlar arasında, değişen fiyatlar, seyahat kolaylığı ve artan sigorta maliyetleri olduğunu söyleyen Genç, İngiltere’de tedavi bekleyen kişi sayısının pandemiden önce 3,5 milyon iken şimdi 8 Milyon İngiliz’in çeşitli hastalıklar sebebiyle tedavi olmak için sıra beklediğini söyledi. İngiltere gibi farklı ülkelerde karşılanmayan bu gibi sebepler yüzünden hastaların başka ülkelere giderek tedavi olma yolunu seçmek zorunda kaldığını belirten Genç, hastaların önce hasteyi değil ülkeyi, onun ardından hangi hastaneye gideceğini seçtiğini söyledi. Genç, burada kalitenin belirleyici olduğunu da kaydeden Genç, hastaların tedavi ile tatili birleştirdiğini de söyleyerek, “İnsanlar kendilerini kaliteli sistemlere teslim ediyor. Şu an 50 milyar dolarlık dünya pazarı var sağlık turizminde. Bu rakamın 2031’de 180 milyar dolara çıkacağı tahmin ediliyor. Türkiye ise ilk 6 ile 10 arasında” dedi.

 

SAĞLIK TURİZMİ BİR DEVLET POLİTİKASI:
Genç’in ardından USHAŞ Genel Müdürü Murat Mercan sunumunu gerçekleştirdi. USHAŞ’ın bir kamu şirketi olduğu vurgusuyla söze başlayan ve sağlık turizmi konusunda yetkilendirilen tek kamu şirketi olduğunu söyleyen Mercan, USHAŞ’ın sektörün büyümesi konusunda yetkilendirilen tek kamu kurumu olduğunun altını çizdi. Belirlenen hedefler doğrultusunda görevlerini gece gündüz yapmaya çalıştıklarını söyleyen Mercan, sorumluluklarının ciddiyeti içinde hareket ettiklerini, çalışmalarını da diğer kamu kurumlarıyla bir istişare içinde yürüttüklerini kaydetti. Mercan, sağlık turizminin bir devlet politikası olduğunu daha önce de söylediklerini, bunun en önemli göstergesinden birinin de USHAŞ’ın kurulması olduğunu kaydederek, temel prensiplerinin ortak akıl olduğunu 2022’deki OHSAD toplantısında da dile getirdiğini vurguladı. Mercan’ın sunumunun ardından sabah oturumları tamamlandı.

 

“BÜTÇEYİ DİKKATLİ KULLANMAK ZORUNDAYIZ”
Öğle yemeği molasının ardından sunumlara devam edildi. GSS Genel Müdürü Doç. Dr. Eren Usul, “Sağlık Finansmanı ve Geri Ödeme Sistemleri” konusunda bir sunumda bulundu. Usul, Genel Sağlık Sigortası’nın işleme biçimine ilişkin bilgileri aktarırken, SGK ve Sağlık Hizmet sunucuları arasındaki protokollerle satın almanın gerçekleştiğini söyledi. GSS’nin kişiye yönelik koruyucu tanı ve tedavileri, ilaçları, refakatçi giderleri ile yurtdışı sağlık giderlerinin finansmanını sağladığını söyleyen Usul, sözleşme ve protokollerle hizmet alımı yaptıklarını kaydetti.

Toplamdaki tüm sağlık harcamalarının 79’unun kamu sağlık hizmeti olarak oluştuğunu da sözlerine ekleyen Usul, kamu sağlık harcamalarının tedavi içindeki payının 187.17 Milyar TL, 2022’deki ilaç harcamalarının 91 Milyar TL’ye ulaştığını söyledi. Sağlık harcama miktarının giderek arttığını söyleyen Usul, finansman kararı vermek ve ellerindeki bütçeyi uygun kullanmak zorunda olduklarını belirterek, “Nüfusumuz giderek artıyor ve yaşlanıyor. Ciddi bir kronik hastalık yükümüz var. SGK kayıtlarına göre her yıl 1 milyon kişi diyabet tanısı alıyor. Sağlığa başvuru ve talepler artıyor. Yenilikçi tedavilerin de sistem içinde yer alması için karar vermeniz gerekiyor. İşte bu kaynağın bu kadar kriter gündemdeyken, nereye harcanacağınıza iyi karar vermemiz gerekiyor. Neyi ne şekilde finanse edeceğim, kısıtlama getirecek miyim bunların artık daha efektif konuşulması gerekiyor” dedi.

 

10. OTURUMDA “DEĞER BAZLI ÖDEME” TARTIŞILDI:
Usul’un sunumlarının ardından oturumlara kaldığı yerden devam edildi. Onuncu oturumda “Değer Bazlı Ödeme” başlığıyla, Değer Temelli Sağlık Hizmeti Derneği Başkanı Prof. Dr. Haluk Özsarı moderatörlüğünde, konuklar sunumlarını gerçekleştirdi.

GSS Genel Müdürü Usul, oturumun ana başlığını oluşturan “Değer Temelli Ödeme” konusunda da değerlendirmede bulunarak, etkin bir ödeme modeli oluşturulmasının kaçınılmaz olduğunu, hem ilaç hem de tıbbı konularda bu örnekler uygulandığını söyledi. Türkiye’nin sosyal gerçeklerini de dikkate almak gerektiğini söyleyen Usul, “Hem tanı hem de ilaç için bu sisteme yavaş yavaş geçilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.

TEDAVİ HARCAMALARI ARTTI:
Usul’un ardından, kürsüye Acıbadem Üniversitesi SBF Sağlık Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Çelik çıktı. Dünya örnekleri ve Türkiye için getirilebilecek çözüm önerileri konusunda bilgilendirmede bulunan Prof. Dr. Çelik, sağlık sistemi üçgeninin “Hasta, Sunucu ve Ödeyici”den oluştuğunu söyledi. Türkiye’de hastaların tedavi için yaptıkları harcamanın arttığını, TÜİK verileriyle paylaşan Prof. Dr. Çelik, ABD’de ve İngiltere’de sağlık harcamalarının değer bazlı ödeme perspektiflerine ilişkin bilgiler sundu.

 

TESTLERİN SİSTEME GİRMESİ, KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ TEDAVİNİN ÖNÜNÜ AÇAR
Usul’un ardından Araştırmacı Tıp Teknolojileri Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Elif Özman Pusat sunumunu gerçekleştirdi. Pusat, tıbbi cihazların satın alınma tercihlerinde devrede olan faktörleri sıralayarak, yenilikçi ürünlerin daha çok geri ödeme kapsamına girdiğinde ve kamu hastanelerince tercih edildiğini söyledi. Bu sebeple, bu yenilikçi ürünlerin geri ödeme kapsamına girmesinin çok önemli olduğunun ama bu konuda da bazen sıkıntılar yaşandığının altını çizen Pusat, OECD verileriyle sağlık harcamalarının yüzde 10 ile yüzde 30’unun yanlış tanı ve tedavi için harcandığını hatırlattı. Pusat, “Tanı ve tedavide testlerin doğru teşhisin yapılabilmesi için ne kadar önemli olduğunu örneklerle de görüyoruz. Testlerin sisteme girmesinin kişiselleştirilmiş tedavinin önünü açılabileceği kanaatindeyiz” dedi.

EN KAPSAYICI GSS TÜRKİYE’DE:
Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği Genel Sekreteri Dr. Ümit Dereli ise sunumuna, ilaç harcamalarının son 5 yılına ilişkin veriler paylaşarak başladı. TÜİK verilerine göre, Türkiye nüfusunun giderek yaşlandığını, 65 yaş üstü nüfusun giderek arttığını söyleyen Dr. Dereli, geleceğe ilişkin sağlık politikalarını planlarken, bu noktanın özellikle üzerinde durulması gerektiğini vurguladı. Dereli, “Biz giderek yaşlanıyoruz, çok zenginleşemeden yaşlanıyoruz. Bundan sonra ekonomik büyümeyi hangi nüfus nasıl yapacak düşünülmesi gerekiyor. Ayrıca bu nüfus sağlıklı yaşlanmıyor, çok sağlıksız yaşlanıyor. Diğer yandan Türkiye nüfusunun yaşam süresi, diğer ülkelere paralel şekilde artıyor. Sonuçta sağlık talebi devam edecek nüfusun, sağlık talebi devam edeceği yılları da artıyor.  Türkiye dünyanın en kapsayıcı GSS uygulamalarından biri. BM ülkeleri içinde Türkiye gibi kapsayıcı GSS’ye sahip 40 ülke var ama bu ülkeler içinde en kapsayıcısı, Türkiye” dedi.

 

YÖNETİCİLER DİYALOG KURMALI:
Kongrenin son oturumu OHSAD Başkanı Dr. Reşat Bahat Moderatörlüğünde gerçekleşti. “Geleceğin Sağlık Yöneticileri” başlığıyla düzenlenen oturumda, ilk sunumu İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu yaptı. Memişoğlu, tarşh sahnesinde yer alan dünya liderleri üzerinden geleceğin sağlık yöneticilerinin nasıl olması gerektiği konusunda değerlendirmelerde bulunan Memişoğlu, makam masalarının iletişimin önünü kesen bir numaralı faktör olduğunu söyledi. Kendi İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü sürecinde de makam masasını ihtiyaç duymadığını söyledi. Memişoğlu, yöneticilerin yapmak zorunda olduğu şeyin diyalog kurmak olduğunu söyledi.

Memişoğlu’nun ardından Liv Hastaneleri Grup Koordinatörü Meri İstiroti sunumunu yapmak üzere kürsüye geldi. İstiroti, bugünkü yöneticilerin özelliklerini ve olması gerekenleri sıraladı. Sürekli öğrenen, araştıran, tıbbi dönüşümlere ayak uyduran ve ekip yönetebilenlerin de, sağlık yöneticileri için aranan özelliklerden olduğunu söyleyen İstiroti, “10 yıl sonra sağlık yöneticilerinin nereye evrileceği” konusunda detaylı bilgiler paylaştı.

İstiroti’nin ardından Demiroğlu Bilim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Birkan Tapan sunumunu gerçekleştirdi. Sağlık yöneticiliğinde çok geniş bir çalışma alanı olduğunu ve alanın güçlü kurumsallaşmış STK’ları bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Tapan, alanın akademik veriler ve bilgiler bakımından da güçlü noktada olduğunu kaydetti. Karizmatik liderlerin Türk toplumunda sevildiğini, dolayısıyla sağlık yönetiliğinde karizmatik bir kimliğin ve deneyimin öne geçireceğini söyleyen Prof. Dr. Tapan, araştıran ve sorgulayan yöneticilere ihtiyaç olduğunu vurguladı. Sağlık politikalarının da farklı faktörlerin etkisiyle gelecekte değişeceğini söyleyen Prof. Dr. Tapan, geleceğin sağlık yöneticilerinin de, değişimlere ayak uyduran, çalışanlara önderlik eden, ilişki kurma ve sürdürmede de etkili kişiler olması gerektiği vurgusunda bulundu.

Prof. Dr. Tapan’ın ardından Volitan Global CEO’su Ufuk Eren kürsüye geldi. Sunumunda yapay zekanın dünyaya etkileri ve gelecekte yapay zekanın varacağı evrenin insanlığın gidişatını nasıl değiştireceğini örnekleriyle anlattı. Yapay zekanın dünya liderlerinin toplantı gündemlerini değiştirecek kadar dünyanın kaderinde etkili olacağı açıklamasında bulunan Eren, yapay zekanın sağlık sektörünü de derinden etkileyeceğini kaydetti.

Eren’in ardından Kalite Yönetim Sistemleri Danışmanı Dr. Derya Demir Şahin sunumunu gerçekleştirdi. Sağlık yöneticilerinin hangi deneyimleri edinmesi, hangi eğitimleri alması ve nereye yönelmesi gerektiği konusunda sunumunu detaylandıran Şahin, “Sağlık yöneticisi kimdir? Bu konuyla ilgili ortak bir fikrimiz, değer yargımız var mı acaba? Sağlık yönetimi mezunlarına sağlık yöneticisi diyoruz ama bu fikirde hemfikir miyiz?” diye sordu. Sorularının gerekçesini detaylandıran Şahin, “Ülkemizde sağlık yöneticisi yetiştiren okulların sağlık idaresine ilişkin eğitim programlarını görüyoruz. Peki sahada gördüğümüz, gerçekleşen durum o eğitimlerin amacını karşılıyor mu ya da yeterli mi?” sorularını yöneltti. Ön lisans, yüksek lisans gibi eğitimlerle sağlık yönetimi eğitimi verildiğini söyleyen Şahin, sağlık yönetim birimlerinin farklı fakültelere bağlandığını, neden bir standardizasyon sağlanmadığını merak ettiklerini vurgulayarak, bunun her üniversitenin farklı metodoloji ile mi eğitim verdiği sorusunu akıllara getirdiğini kaydetti.

OHSAD Kongresi’nin son oturumunda son sunumu İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Yönetimi Bölümü Araştırma Görevlisi Gözde Tetik gerçekleştirdi. Sağlık yönetimleri bölümlerinde programların standartlaştırılması, akredite edilmesi ve staj konusunda belli standartlara erişmeye çalıştıklarını söyleyen Tetik, “Türkiye’de sağlık yönetiminin 60 yıllık geçmişi var. Teknolojik gelişmeler çok hızlı. 5-10 yıl içinde değişim olmasından bahsediyoruz ama hala şöyle bir problemimiz var. 80 tane lisans bölümümüz var. 2 açıköğretim programımız var. Öğrenci mezun ediyoruz ama hastaneler dışında eczanelerde, kamu kurumlarında çalışma imkanı yok mu?” dedi.  Sağlık yönetimi mezunlarının hangi pozisyonlarda çalışabildikleri konusunda bilgilendirmede bulunan Tetik, hangi pozisyona hangi kriterlerle yükselebileceği sorusununu kendilerinin de sorduğunu, poziyon değişikliği olmadığı durumlarda sağlık yöneticilerinin iş memnuniyetlerinin düşebildiği ve sektör ya da kurum değiştirebildiklerini kaydetti.

Tetik’in sunumunun ardından soru-cevap bölümüne geçildi. Oturum Moderatörü ve OHSAD Başkanı Reşat Bahat, kapanış konuşmasında, katılımcılara, sponsorlara ve kurultayın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek kongre finalini verdi.

 

TEMATİK OTURUMLAR:

MALPRAKTİS UYGULAMALARI TARTIŞILDI:
Kongrenin 3. gününde tematik oturumlar da devam etti. OHSAD Yönetim Kurulu Danışmanı Av. Adem Keskin ve OHSAD Yönetim Kurulu Üyesi Av. İlkşan Urlu Moderatörlüğünde, Yargıtay 12. Ceza Dairesi Başkanı Ahmet Er, Av. Ümit Erdem ve SHGM Mevzuat İşleri Dairesi Başkanı Şeyhmus Ertekin, Malpraktis Uygulamaları konusunda sunumlarını gerçekleştirdi.

SGK-MEDULA UYGULAMALARI,E-NABIZ,TELETIP
Bir diğer tematik oturumsa, SGK-Medula Uygulamaları, E-Nabız ve Teletıp başlığıyla gerçekleşti. OHSAD Yönetim Kurulu Üyesi Serdal Serin Moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda, SBSGM Veri Yönetimi Daire Başkanı Dr. Özgür Sezer, SHGM SUT Dairesi’nden Ersin Karabulut, SBSGM Veri Yönetimi E-Nabız Kıdemli Test Uzmanı Nezih Çetinkaya, SGK Hizmet Sunumu Genel Müdürlüğü Medula Hastane Koordinatörü Miyase Gülay ve SGK Hizmet Sunumu Genel Müdürlüğü Medula Eczane Yazılımcısı Tuncay Turan sunumlarını gerçekleştirdi.

GSS MEVZUAT VE UYGULAMALARI TARTIŞILDI:
Kongrenin son gününde gerçekleşen tematik oturumlardan bir diğeri ise, “GSS Mevzuat ve Uygulamaları” başlığında gerçekleşti. İstişare toplantısı niteliği taşıyan oturumda, GSS Genel Müdürü Doç. Dr. Eren USUL, GSS Genel Müdür Yardımcısı Dr. Kerim ABATAY, Sözleşme ve Uygulama Daire Başkanı Doç. Dr. Lütfiye Yasemin GÖNDER, Rehberlik, ARGE Daire Başkanı Dr. Ahmet Bülent DÖKER ve Genel Müdür Danışmanı Av. Cem Gürkaynak sunumlarını gerçekleştirdi.

 

EĞİTİMLER KONGRENİN SON GÜNÜNDE DE DEVAM ETTİ:
Ana oturumlar ve tematik oturumlar sürerken kongrenin son gününde eğitimlere de devam edildi. Dr. Feza Şen ile Av. Canberk Şen katılımcılara Özel Sağlık Kuruluşlarında Mesul Müdürlük Yönetimi konusunda eğitim verirken, son eğitim programında ise; Av. Ferhat Doğrusöz, Özel Sağlık Kuruluşlarında Kişisel Verilerin Korunması ve Verbis Uygulamaları konusunda katılımcılara eğitim verdi.



Anahtar Kelimeler: Hastaneler Güvenli güvende olmalı