Ayaklarınız sizi sağlığa götürür

Ayaklarınız sizi sağlığa götürür

Çok eski çağlardan günümüze kadar gelen ve bir tedavi yöntemi olan refleksoloji, nedir, nelere iyi gelir, tarihçesi , otizmle ilişkisi… Bunun için Klinik refleksolog Hüseyin ATAR bizleri bu konuda bilgiendirecek.

Esma KALKAN: Çok eski çağlardan  günümüze kadar gelen ve  bir tedavi yöntemi olan refleksoloji,nedir, nelere iyi gelir, tarihçesi ,otizmle ilişkisi… Bunun için Klinik refleksolog Hüseyin  ATAR bizleri bu konuda bilgiendirecek.

 

Esma KALKAN: MERHABALAR HÜSEYİN BEY

Hüseyin ATAR: Merhabalar

 

 

Esma KALKAN: REFLEKSOLOJİ NEDİR?

Hüseyin ATAR: Refleksoloji masajının temeli, ayakların vücudun aynası olduğu öğretisine dayanır. Ayaklar insan vücudunu temsil eder ve her nokta vücutta bir bölgeye karşılık gelir. Bu bölgelerin masaj yoluyla uyarılması ile vücudun buna gereken tepkiyi verdiği inancı ile temellenir. Belirli noktalara kişinin verdiği tepki ile bu temsil edilen bölgedeki problem saptanmaya çalışılır ve gerekli manipülasyonlarla bu bölgedeki sorun giderilmeye çalışılır.

Bu nedenle refleksoloji bir tür "DENGE" masajıdır ve kişinin kendisini fiziksel, duygusal ve ruhsal bakımdan iyi hissetmesini sağlar, kişiye doğal dengesini kazandırır.

 

Esma KALKAN:   TARİHÇESİNDEN BAHSEDER MİSİNİZ?

Hüseyin ATAR: Antik çağda eski Yunan döneminde de refleksolojiye çok benzeyen terapiler yapılıyordu. Refleksoloji insanlığın ortak mirası olarak günümüzde en etkili destek tedavi olmuştur.

 

Yaklaşık on iki bin yıllık bir geçmişi olan refleksolojinin ilk uygulama yeri geleneksel tıbbın doğuş ve uygulama yeri olan eski Çin ve Mısır’ dır.

 

Tarihte İnka ve Çin medeniyeti migren, bel – boyun fıtığı, troid ve mide rahatsızlıkları olmak üzere bütün nörolojik hastalıklarda bu yöntemi uygulamışlardır. Bunun yanısıra refleksoloji terapisinin bireyi günlük stres ve anksiyateden uzaklaştırıp rahatlattığı bilinmektedir.

 

Bir de refleksolojinin eski insanların maymun türlerinin davranışlanı gözlemlemeleri ve bundan esinlenerek refleksolojiyi geliştirdiklerini söylememiz gerekiyor zira maymun türlerinin bazılarının hem kendi hemde diğer maymunların el ve ayak tabanlarını ovuşturup kaşıdıkları bilinen bir gerçekliktir…bugün bile bu görüntüleri bazı belgesellerde görebilirsiniz.

 

Bildiğimiz bugünkü refleks bölgeleri terapisi ile eski doğu basınç noktası masajı arasındaki ilişkisi hala bilinmemektedir. Ancak bu iki bilim dalı arasında bir ilişki varmış gibi görünmektedir. bizler şahsen böyle bir şeyin söz konusu olduğu hissini taşıyoruz. Birçok kutsal kitapta ve anlatıda , ayaklarla ilgili gelenekler hakkında bazı pasajlar bulunmaktadır. Hatta kültürümüzde yaşayan ayak sağlığıyla ilgili atasözleri ve deyişler örnek gösterilebilir… Bu atasözleri ve deyimler tarihi bir talimatname olabilir mi? Birde dokunma yada ayaklara dokunma deyince isa mesihi hatırımıza getirmeliyiz zira o yüce yaratıcının kendisine verdiği şifacı sıfatını mesh ederek yani vücudun belli noktalarını özellikle ayak tabanlarını mesh ederek insanlara şifa dağıttığını hatırlatmak istiyoruz.tabi burada isa mesihin bize anlatmak istediği birşeylerin olduğunu anlatmak istiyoruz.yoksa isa peygamberin refleksoloji yaptığını söylemiyoruz.ama İslam peygamberi Hz. Muhammed’ in gece uzun süre namaza durduğu için şişen ayaklarını hanımı Ayşe validemize ovdurduğunu siyer kitaplarında görebiliriz. Günümüz refleksolojini araştırmak istiyorsak, bu tesadüfi benzerlikleri göz ardı edemeyiz. Ancak bir kez daha söylüyoruz: Bizler bir tıp tarihçisi değiliz . Bu yüzden, bu gibi bilgilerin değerlendirilmesini ilgili uzmanlara bırakıyoruz. Ancak refleksolojinin yakın tarihi bir başka hikayedir.

 

Modern refleksolojinin tarihini araştırmak isteyen herkesin, Dr. William H. Fitzgerald ile başlaması gerektiğini düşünüyoruz. Zira doğuda geleneksel olarak hep varlığını sürdüren bu bilim batıya yada modern tıbbın merkezine bu doktor vasıtasıyla taşındı. Dr. Fitzgerald 1917 yılında “Bölge Therapy, or Relieving Pain At Home” isimli çok ilginç bir kitap yayınlamıştır. Bu kitapta, değişik aletlerle birlikte ağrıları elleri ve parmakları ile azalttığı hakkındaki başarılarından bahsetmektedir.

 

 

Esma KALKAN: HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

Hüseyin ATAR:  Panik atak,Depresyon,Kas hastalıkları,Motor-Mental Reterdasyon,Astım,

                             Parkinson,Otizm,Serbral palsi, Konusma bozuklukları,Hidrosefali vs.

 

Esma KALKAN: REFLEKSOLOJİNİN FAYDALARI NELERDİR?

Hüseyin ATAR:  Refleksolojinin yarar sağladığı alanlar;

 

* Derin bir rahatlık hissi uyandırır

* Gerilim ve stresi azaltır

* Bedenin kendi kendini iyileştirmesini teşvik eder

* Kan dolaşımını düzenler

* Kan basıncını düzenler

* İnanılmaz bir keyif yaratır.

* Daha çok güven hissi verir. Uykuyu derinleştirir ve uykusuzluğu azaltır

* Kan sistemini rahatlatarak ağrı ve acıları azaltır

* Eklem hareketliliğini artırır

* Detoks etkisi yapar vücudu katkı maddelerinden ve toksinlerden arındırır

* Hormonları dengeler, menopoz ve adet öncesi gerginlik (PMT) gibi düzensizlikler de yardımcı olur

* Cilt tipini ve cilt tonunu iyileştirir. Hazımsızlık, kabızlık, ishal ve diğer sindirim düzensizliklerini hafifletir

* Solunumu yavaşlatır ve derinleştirir

* Balgam çıkarmayı kuvvetlendirir

* Mesane intihabı gibi idrar yolu problemlerinin iyileşmesine yardımcı olur

* Hastalıkların oluşumunu önceden engeller

* Zihinsel fonksiyonları harekete geçirir ve konsantrasyona yardımcı olur

* Hastalığın nedenini araştırıp bulur. Duygusal dengesizlikleri düzenler

* Vücudun herhangi bir bölümündeki aşırı çalışmayı hafifletir ya da az çalışan kısımları harekete geçirir

* Zatürreye yakalanan küçük çocuklara ilaç tedavisiyle birlikte refleksoloji uygulandığında sadece

* ilaç tedavisi görenlerden çok daha hızlı iyileştikleri görülmüştür.

* Kolite yakalanmış çocuklara refleksoloji uygulandığında 50 oranında ağlama süresinde azalma ve çok daha hızlı iyileşme görülmüştür.

* 50 çocuğa uygulanan bir klinik çalışmada refleksolojinin idrar tutamama sorununu çok büyük ölçüde çözdüğü saptanmıştır.

* Yüksek doz kemoterapi gören akut lösemi hastası çocuklara uygulanan el masajının bulantı, kusma, endişe durumunda ortaya çıkan hızlı nabız ve yüksek kan basıncı problemlerini gidermede etkili olduğu görülmüştür.

* Beyin felci olan çocuklarda, refleksoloji uygulananlarda uygulanmayanlara kıyasla önemli ölçüde iyileşmeler görülmüştür.

* Ayak refleksoloji uygulanan zihinsel özürlü çocukların boyunda, kilosunda, sağlık durumunda, sosyal ve zihinsel gelişiminde refleksoloji uygulanmayanlara göre ciddi ilerlemeler görülmüştür.

* Ayaklar 7200 sinir sonlanmasına sahiptir. Refleksoloji de kullanılan tekniklerle bu sinirler uyarılır ve buradan kalkan sinirsel iletiler açık nöral yollara gönderilir.

* Uyarılan sinir sisteminden çıkan tepkiler hayati organlar ve diğer vücut yapılarında hızlı tepkiler ortaya çıkarır.

* Otonom sinir sisteminin uyarılmasıyla endokrin/glandular sistem aktive olarak, bir çağlayan gibi hormonal tepkiler ortaya çıkar.

* Refleksoloji ile ortaya çıkarılan uyarılar; sempatik ve parasempatik sinir sistemi arasındaki uyumu sağlayarak otonom sinir sisteminin düzenli çalışmasına yardım eder.

* Refleksoloji de uygulanan bası ile oluşturulan sinyaller periferik sinir sistemine oradan da merkezi sinir sistemine iletilir ve daha sonra beynin çeşitli bölgelerinde işlenir.

* Bu yolları geçtikten sonra ilgili organa iletilir. Organda yapılmak istenilen etki ortaya çıkarılır.

* Enerji Eksiliği ve Bağışıklık Sistemi

* Refleksoloji ile kan dolaşımı hızlandırılarak vücutaki kan oksijen miktarı arttırılabilir.Bu hücre yenilemesini ve enerji artışını destekler.

* Refleksoloji ile Bağışıklık Sistemini Güçlendirme

* Refleksoloji ümmün sistemini aktive ederek daha zinde ve diri, hastalıklara dirençli bir sistemi oluşturur. Refleksoloji yapılan kişiler daha geç ve zor hastalanıp daha çabuk iyileşir.

* Kadın Sağlığı

* Sancılı adet gören kadınların 95’ inde ayak refleksolojisi etkili olmuştur.

* Adet öncesi semptomların (PMS) yaşayan kadınların 46’ sında refleksoloji etkili olmuştur.

* Menopozlu 42 kadına ayak refleksolojisi uygulanmış, bunlardan 17’ si (40,5) tam, 20’ si (47.6) önemli ölçüde iyileşmiş, 4’ ünde (9.5) etkili sonuçlar alınmıştır.

* Hastalardan yalnızca 1’ inden sonuç alınmamıştır.

* İyi Yaşlanma

* Ayak refleksolojisinin kanser, yaşlanma ve çeşitli hastalıklarda hücrenin yapısına zarar veren kimyasalların sayısını azaltarak yararlı antioksidanların ise sayısını artırarak iyileştirici rol oynadığı görülmüştür.

* Ayak refleksolojisi uygulanan bireylerde kandaki yüksek kolesterol ve yüksek monogliseridin düştüğü gözlenmiştir.

* Kabızlık sorunu çeken bireylerin refleksoloji uygulanması sonucunda bağırsaklarının normal çalıştığı saptanmıştır.

* Refleksoloji uygulanan kişilerde kan dolaşımının düzeldiği görülmüştür.

* Ayak refleksolojisi böbreklerdeki kan dolaşımını düzenleyerek daha sağlıklı çalışmalarını sağlar.

* Refleksoloji paspasında yürümek kan basıncını düşürür, ağrıları azaltır.

* Refleksoloji uygulanan boyun kasılması olan bireylerde çok yüksek oranda iyileşme görülmüştür.

* Ağrılı ve düzensiz sindirim sorunlarında ayak refleksolojisinin ilaçlardan daha etkili olduğu görülmüştür.

* Yorgunluk, uykusuzluk ve mide sorunları gibi rahatsızlıklar için kullanılan ilaçların yan etkilerinin giderilmesinde ayak refleksolojisi başarılı olmuştur. Ayak refleksolojisinin beyaz kan hücre sayısının eksikliğini (leukopenia) gidermede ilaçlardan daha etkin olduğu görülmüştür.

* Ağrıyı İyileştirme

 

 

ESMA KALKAN:  REFLEKSOLOJİNİN OTİZMLİ ÇOCUKLARDAKİ FAYDALARI NELERDİR?

HÜSEYİN ATAR: Rigid tepki ve agresifliğin azalması

Genel rahatlama ve dinginlik

Vücut fonksiyonlarında normalleşme

Vücut direncinin artması

İmmün sistemini geliştirir.

Nörohormon salgılatıulmasına bağlı olarak algıda artış gözükür.

Genel sosyalleşme

Gözlerde parlaklık ve canlanma gözükür.

Komut alma oranında artış

Kelime hazinesinin artışı

Hiperaktivitenin azalması

Takıntıların azalması

Eşyalarıamacına uygun kullanma

Özbakım becerilerinde artış

Kolay öğrenme

İnce motor becerilerinde artış

 

 

ESMA KALKAN: REFLEKSOLOJİ OTİZM İLİŞKİSİNİ BİRAZ AÇABİLİRMİYİZ?

HÜSEYİN ATAR: Kisa bir süre önceye kadar bazi uzmanlar otizmin  tedavi edilemeyecegini israrla söyluyor ömür boyu sürecek bir durum oldugu içinde ailelere çocuklarini gerekli kurumlara yerlestirmeleri tavsiyelerinde bulunuyorlardi. Halen birçok uzmana göre otizim tedavi edilemez. Öyle birsey yoktur bir sefer otist demek ömür boyu otist demektir. Yeni yapılan araştırmanın aksine bu görüşlerin  kesinlik kazanmadığı ortaya çıkmıştır.

 

Autism Research Institute ( otizim arastirma institusu ) otizmin tedavi edilebilir oldugunu  ve çocouklarin iyilesebilecegini  savunarak bir çok çevrenin saplantili yaklasimlarina ragmen, Otizim Arastirma Institüsü doktorlari ve saglik uzmanlari çalismalariyla degisik yöntemler uygulanarak çocuklarin durumlarinda ciddi oranda iyilesmelerin oldugunu ve hatta düzenli bir tedaviyle otismin tamamen yenilebilecegini yapmis olduklari çalismalarla kanitladilar

 

HÜSEYİN ATAR: Otizim daha cok beyin ve bagirsak yollarina dokunan tibbi  bir durum oldugundan dolayi vucudu zararli maddelerden arindirma metodlari ve hücreleri yenilemeye yönelik çalışma olumlu gelismeler göstermektedir. Refleksoloji ile hiç te yabana atilmayacak oranda olumlu gelismeler görülmüştür.

 

Örnek verecek olursak Kanada’nin Quebec eyaletinde uygulanan bu yöntem  ABD deki gibi olumlu sonuçlar vermektedir. Dünyanın ve daha bir çok ülkelerde Her biri 20 dakika süren 10 seanslik küçük bir tedavide dahi anne ve babalar çocuklarinda olumlu gelismeler görmüslerdir. Tam tedavi uygulamalarinda azami oranda faydalanabilmek için bir çocugun ortalama 70 ila 250 seans arası tedavi gormesi gerekmektedir.

Otist çocuklarda ailelerin en çok şikayet ettikleri hiperaktiflik,  agrasiflik, mutsuzluk, kendine zarar verme gibi sıkıntıların kısa surede olumlu sonuç vermesi yüz güldürücüdür.

Refleksoloji seanslarında çoğu otizm vakaların ilac kullanmadan ayak altındaki ilgili sinir uçları dikkatla çalışma sonucunda olumlu sonuçlar alınmıştır. Tedavide hastanın ihtiyacına göre seratonin hormonu salgılatılır, konuşma merkezi düzenlenir, korpuz kollozumdaki bağ kuvvetlendirilir ve gaba düzenlenir.Tedavi türlerinin degisik olmasi ve uzmanlik gerektirmesi sebebyile her çocugun otistlik dereceside göz önünde tutularak uygulanmaktadir.  Refleksolojinin daha ileriki yıllarda bir çok hastalıkların tedavisinde olduğu gibi yaygınlık kazanacağı gerçeği ortaya çıkmıştır.

 

Otizmin çok geniş dağılım gösteren bir rahatsızlık olduğunu bilmemizin ötesinde otizmle ilgili ortaya atılan birçok teori ve bir dizi tedavi seçeneğinin yanında hala bilinmeyen yönü ağır basan gizemli bir hastalık gibi karşımızda durmaktadır. Ama temel olarak beyinde ;başta konuşma , iletişim kurma, beden dili kullanma , öngörüde bulunma kısaca frontal korteks ve hipotalamus bölgelerinin işlev kaybına yol açan nöro psikiyatrik bir sorun olduğunu biliyoruz.Ayrıca bu hastalığa yol açan etmenlerin evrensel yada kalıtsal bağlantılarıyla ilgili her geçen gün yeni araştırmalar yapılmakta ve yeni bulgulara ulaşılmaktadır.

 

Bu araştırmaların beklide en kuvvetli olan hipotezi kimyasal değerleri itibariyle problemleri tetikleyen çocuk aşılar  ve genetik  zinciri  bozulmuş gıda maddeleridir. O halde aşılarla ilgili politikaların değiştirilmesi ve organik gıda tüketmek zorunludur.

 

Bunun ötesinde toksin atımının vücut tarafından sağlanabilmesi için lenf sistemimizin düzenli çalışması için de dolaşım sistemimizin kesintiye uğramaması gerekir. Refleksoloji doğal yollarla yani ayak tabanındaki lenfatik sinir uçlarını uyarmak da vücuttaki zehirli atıkların atılmasını kolaylaştırmıştır. Dolaşım sistemini düzenleyen refleksoloji tedavisi kandaki değerleri düzenlemeyi sağlar. Refleksoloji tedavisi ile başta frontal korteks ve hipotalamus olmak üzere beyindeki otizmin etkileri temel bölgeleri ve bu bölgelerdeki nöronları uyarmak ve bunlar arasındaki aksonları geliştirmek sinaptik bağları uzatmak mümkün; bir ağacı sulamak gibi her bir nöronun bir fide gibi düşündüğümüzde bu nöronları refleksoloji ile ayaktaki uzantılarından uyarmak bir fide sulayıp büyütme eylemine benzetilebilir.

 

Ayaklarımızla beynimizin ne alakası var demeyin, zira ayaklar beynimize her an binlerce ileti göndermekte ve beynimiz bunu algıya dönüştürmektedir, bunu ellerimiz için de söyleyebiliriz. Bir an için âmâ olduğumuzu düşünün, körlerin özel kabartma sistemli alfabesini hayal edin ve yazıyı gözünüzle değil parmaklarınızla okuduğunuzu düşünün, farkındaysanız özellikle baş parmak ve parmak uçları bu kabartmalara dokunarak beyine iletmekte, beyin de bunları algıya dönüştürmektedir.

 

Yine aynı şekilde gözümüz görmese de ayaklarımızla duyduğumuz nesnelerin özelliklerini beynimiz algılamaktadır. Yumuşaklığı, sertliği, ıslak yada kuruyu nesnenin ismini şekillerini ayağımızın aracılığıyla beynimiz algılamaktadır. O halde ayaklarla beyin arasında da sinir ağları aracılığıyla bilgi alış verişi sağlanmaktadır.

 

Refleksoloji ile otizmin en dinamik bölgelerine ileti göndermek ve buradaki işlevselliği arttırmak mümkün mesela uygun bölge ve uygun ayaktan yapılan refleksoloji terapisi kan şekeri oranını değiştirebilir bu şekilde konsantrasyonda ciddi artışlar olur.

 

Kandaki düzenlenmenin enzimlerle de ilgisi olduğundan vücudun ihtiyacı olan maddeleri üretmede daha maksimum çalışabileceğini varsayabiliriz.

Bize gelen otistik çalışmalardaki dikkat artışını aslında refleksolojiyle düzeltilen kan değerlerine bağlayabiliriz. Yine refleksolojiyle birlikte çocuklarının çoğunun gözünde canlılık, parlaklık gözlenmektedir. Kanaatimizce bu beyindeki ileti zincirinin kurulması ve nöronların kendi arasındaki bağın kuvvetlenmesine işaret etmektedir.

 

Avrupa da yaygın olan bebek refleksolojisi  psikoakademi  çalışmalarına ilham vermiş  bundan hareketle bebeklerde kullanılan frontal korteks geliştirme teknikleri otistik çocuklardada algılamayı açtığı  geliştirdiği sosyalleşmeye pozitif yön verdiği görülmüştür.aynı zamanda konuşma becerilerindede artış sözkonusu olmuştur.

 

Yine bazı otistik hastalarımızda refleksoloji ilginç sosyalleşmeler ortaya çıkarmıştır…Mesele deniz isminde dokuz yaşında bir otistik hastamız üçüncü seanstan sonra kendi kendine giyinmeye başlamış okuduğu okulun kantinine gidip hoşuna giden şeylerden istemiştir…Yine ali isimli bir başka otistik çocukta refleksoloji seanslarından sonra daha önce yapmadığı kendi kendine küçük tuvaletini yapmaya başlayrak önemli bir sosyalleşme belirtisi edinmiştir…Ali ihsan isimli bir başka üç yaşındaki otistik çocukta ise başlangıçta 4-5 olan kelime dağarcığı 20 seans sonunda  40 kelimeye ulaşmış çocuktaki dikkat ve algı seviyesi ciddi artış göstermiştir…Bundanda öte tüm bu gelişmeler objektif bir şekilde hem refleksolglarımız hemde ailemiz tarafından gözlenebilmektedir…

 

Bu tür vakaları artırmak tabiî ki mümkün ayrıca bundanda önemlisirefleksoloji yapılan otistik çocukların rigid tepkileri agresif ve saldırgan davranışları minimuma inmiştir…Refleksoloji gevşetici ve rahatlatıcı etkisi sayesinde aşrı hareketli otistik çocuklar üzerindede etkili olmuş davranışlar daha amaca dönük hale gelmiştir.

 

Bizim için küçük gözüken ama ailelerin ve çocukların hayatında önemli değişikliklere sebeb olan güzel gelişmelere refleksolojinin etkisi yadsınamaz bir gerçek olarak ortadadır.

 

Temelde oldukça eski olan bu tarihi tedavi metodunun otistik çocuklara genel vücut masajının rahatlatıcı etkisinin görülmesinden sonra rusyada denendiğini biliyoruz..Genel masajda kinestetik etkinin lokal refleks terapisiyle daha kısa yoldan verilebilmesi ve istenilen bölgelerin uyarılabilmesi bu terapiyle mümkün olmuştur…

 

Rusyadan sonra Amerika Avrupa ve refleksolojinin geliştiği çinde farklı refleksoloji teknikleri otistik çocuklara uygulanmış ve her defasında müspet neticeler gözükmüştür…

 

Röportaj: Esma KALKAN (Konuk Yazar)