'1995’den 2021’e dik duruşun timsali Sağlık-Sen ...'

Sağlık-sen Adana Şubesi, Adana Şehir Hastanesi Başhekimlik önünde basın açıklaması yaptı.

"1995’den 2021’e dik duruşun timsali Sağlık-Sen ..."

Covid -19 tedbirleri kapsamında iki aydan beri yasak olan toplanma yasağının bitimiyle uzun bir aradan sonra  bir araya geldiğimiz bugünde  gündemimiz daha öncekiler gibi klasik tarzda olmayacak. Bunu en baştan söylemek isterim.

Yaklaşık bir  sene önce hayatımıza dalıp, hayatımızı  alt üst eden ve  birçok sevdiğimizi de aramızdan alan corona illetiyle  mücadelenin isimli ve bilinen neferleri sağlık çalışanlarımıza Bakanlığımız tarafından o günden bugüne yapılan haksızlığın ve adaletsizliğin tarifi mümkün değildir.

Sağlık-Sen corona ile hayatımıza giren yasaklardan en fazla etkilenen sendikal faaliyetleri şartlara ayak uydurup digital sosyal mecralara çekmiş ve bugüne kadar da bakanlığa en fazla talep ileten sivil toplum kuruluşu olarak ön plana çıkmıştır.

Ne var ki başlıktan da anlaşılacağı üzere bugün diklenmeden dik duran Sağlık-Sen'in vizyonu ve misyonunu ilgili muhataplara yeniden hatırlatma günü olacağı için klasik "İSTİYORUZ”un dışına çıkıp bakanlığın taleplerimizi neden dinlemek ve yerine getirmek zorunda olduğunu burada dilimin döndüğü kadar bilenlere hatırlatmaya , bilmeyenlere, o günlere tanık olmayanlara da anlatmaya çalışacağım.

Ülkemizi senelerce kendi istek ve arzularına göre idare eden   vesayet 1992 yılında kurulan erdemliler hareketi Memur-sen ile birlikte sivil toplum örgüt anlayışında yeni bir şafağa uyanmış ve hiçbir şey  o günden sonra onlar için eskisi gibi olmamıştır.

28 Şubat 1997 günü, 9 saat süren MGK toplantısı sonrası MGK’nin  sert ve vurgulu bir biçimde 'laikliğin' Türkiye'de hukukun ve demokrasinin teminatı olduğunun altını çizdiği MGK'den çıkan kararları dönemin başbakanı Necmettin Erbakan’a imzalatmaya çalıştıkları ,Erbakan hocanın bu hali ile imzalamayacağını ancak tehditler neticesinde kısa bir süre sonra imzalamak zorunda kaldığı tankların Ankara sokaklarında gezdiği 28 Şubat,

Yine , Ak Partinin Türkiye'nin yönetimine açık ara farkla gelip yerini bir süre daha koruyacağı garantisi,  Akparti'li Cumhurbaşkanı olma ihtimali ile hükümete balans  ayarının çekilmeye çalışıldığı Ak parti iktidarından rahatsızlık duyanların “ordu göreve” çığlıklarını attığı 27 Nisan 2007 E-Muhtırasında,

Yine 17-25 Aralık 2013’de fetonun yüzünü ilk göstermeye başladığı yargısal darbesi,

Gezi olayları,

Nihayetinde 15 temmuz fetö askeri darbesinde “meclis milletindir,meclisin kararı milletin kararıdır.”  düsturu ile hareket edip taraftar olmayan ama taraf olup devletinin yanında saf tutan  Memur-sen'e bu  yapılanlar ahde vefasızlık emareleridir.

Bu nedenle sorumluların derhal adaletten uzak yaptıkları bütün uygulamaları ve yönetmelikleri değiştirip adaleti yeniden tesis etmeleri sadece covid sürecinde değil yeni Türkiye'nin oluşmasında başrol oyuncularından olan Sağlık-sen’i çalışanları ile karşı karşıya getirmekten vazgeçmeleri gerekmektedir.

Ayrıca üyelerinin aidatlariyla gününü gün edip bugüne kadar bütün yükü Sağlık- Sen'e yükleyip her olumsuzlukta yetkili sizsiniz  diye söylenip bizim yıpranmamızı bekleyen diğer sivil toplum örgütlerine de bir çift söz söylemek bütün sağlık çalışanlarımız adına kendi uzerimde bir yük olduğu için sorumluluktur.

Hak aramak için ,eylem yapmak için yetkiye gerek yoktur. İşte meydan ,işte bakan . Neyse söylecekleriniz bize değil bakanlığa söylemeniz hem aldığıniz paranın helalliği hem de haklarıni size teslim edenlere borcunuzdur ve doğru olandır .

Sevgili arkadaşlar bize ayrılan zaman kısa lakin geçmişimiz uzundur.

Sağlık Sen  bundan sonra da önümüzdeki uzun yıllar boyunca  bugüne kadar birçok hakkın kazanılmasını sağladığı gibi bundan sonra da kazanmak için her yol ve yöntemi kullanmaya devam edecektir. 

Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Allah başta sağlık çalışanlarımızın ve milletimizin bu zor günlerde yar ve yardımcısı olsun diyor herkesi Allah'a emanet ediyorum.