Sanko Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Gündoğdu: “Koahlı Hastaların Covıd-19’Da Akciğer Tutulumları Daha Fazla, Yaşam Kayıpları Yüksektir”

Sanko Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Gündoğdu: “Koahlı Hastaların Covıd-19’Da Akciğer Tutulumları Daha Fazla, Yaşam Kayıpları Yüksektir”

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Nevhiz Gündoğdu, Kronik (Müzmin) Obstrüktif (Tıkayıcı) Akciğer Hastalığı (KOAH) olan hastaların COVID-19’da akciğer tutulumların?

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Nevhiz Gündoğdu, Kronik (Müzmin) Obstrüktif (Tıkayıcı) Akciğer Hastalığı (KOAH) olan hastaların COVID-19’da akciğer tutulumlarının daha fazla, yaşam kayıplarının yüksek olduğunu söyledi.

 

SANKO Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı da olan Dr. Öğr. Üyesi Nevhiz Gündoğdu, 18 Kasım Dünya KOAH Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, “Bir akciğer hastalığı olan KOAH, tam olarak geri dönüşümlü olmayan, ilerleyici hava akımı kısıtlanması ile karakterize bir hastalıktır” dedi.

 

Bu hastalığın zararlı gaz ve partiküllere, özellikle sigara dumanına karşı oluşan enflamatuvar (iltihaplanma) bir süreç sonucu geliştiğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Gündoğdu, “KOAH yeterince bilinmemekte, yeterince teşhis edilememekte ve teşhis edilenler de etkili bir şekilde tedavi edilememektedir” ifadelerini kullandı.

 

ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRÜ SİGARA

KOAH oluşumunda önemli etkenlerden birinin sigara olduğunu anımsatan Dr. Öğr. Üyesi Gündoğdu, “Sigaranın KOAH gelişimindeki rolü uzun zamandır biliniyor. Hastalara sigarayı mutlaka bıraktırmak gerekmektedir. Ayrıca KOAH’ın önlenmesi için de sigaraya başlanmaması ve pasif sigara maruziyetinin (sigara içilen ortamda bulunmaktan kaynaklanan etkilenme) önüne geçilmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.

 

RİSK FAKTÖRLERİNE DİKKAT

KOAH gelişiminde rol oynadığı düşünülen risk faktörlerini “Genetik faktörler, sigara, çevresel ve mesleki maruziyet, iç ve dış ortam hava kirliliği, akciğer gelişimine etkili faktörler ile hava yolu hiperreaktivitesi (duyarlılığı) ve astım” olarak sıralayan Dr. Öğr. Üyesi Gündoğdu, risk faktörlerinin doğru değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

 

Kronik öksürük, balgam çıkarma, nefes darlığı yakınmaları ve/veya risk faktörlerine maruziyet öyküsü olanlarda KOAH’ın düşünülmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Gündoğdu, “Risk faktörü taşıyan olgularda semptomlar (belirtiler, bulgular) mutlaka sorgulanmalıdır. Risk grubunda olmasına rağmen hasta semptomatik olmayabilir veya semptomlarını doktora başvuracak kadar önemsemeyebilir” ifadelerine yer verdi.

 

KOAH TANISI

Öksürük, nefes darlığı, balgam şikâyeti olan ve sigara içen hastanın KOAH açısından değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Gündoğdu, tanı konusunda şu uyarılarda bulundu:

 

“KOAH tanısı mutlaka spirometrik (insanın ne kadar hava soluduğunu ve ne kadar çabuk soluduğunu ölçen solunum fonksiyon testi) inceleme ile doğrulanmalıdır. KOAH düşünülen her olguda kesin tanı için spirometrik inceleme yapılmalı ve tanı mutlaka bu incelemeyle doğrulanmalıdır. Spirometrik değerlendirme KOAH tanısını kesinleştirmede, ayırıcı tanıda ve hastalığın seyrini izlemede yararlıdır. Hastanemizde de uygulanabilen spirometrik inceleme mevcut hava akımı kısıtlanmasını göstermede en iyi standardize edilmiş, kolay, tekrarlanabilir ve en objektif yaklaşımdır.”

 

KOAH TEDAVİSİ

Tanı konulduktan sonra hasta ve yakınlarının hastalık hakkında bilgilendirilmesi ve hastanın tedaviye etkin olarak katılımının sağlanması gerektiğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Gündoğdu, şunları kaydetti:

 

“Hastanın olabildiğince aktif bir yaşam sürmeye yönlendirilmesi sağlığı açısından son derece önemlidir. Eğer hasta sigara içiyorsa sigara bırakması için bir takip ve tedavi programı düzenlenmeli. Bu dönemde hastalar yakından takip edilmeli. Semptomatik olan hastalarda tedavinin temelini oluşturan bronkodilatatörler (bronş genişletici) gerektiğinde veya düzenli olarak, hastalığın her aşamasında kullanılmalıdır. Tedavi yanıtı değişkendir ve bu nedenle hastalar yakından izlenmelidir. Alevlenme sıklığı ve ağırlığı ile komplikasyonlar ayrıntılı bir şekilde değerlendirilerek tedavi bireysel olarak düzenlenmelidir. Hastaya özgü bir tedavi uygulanmalıdır.

 

Tedaviye yanıt, kullanılan ilaçların etkinliğine, yan etkilerine, kişinin inhaler (soluk aldırma cihazı) kullanma tekniğine ve ilaçlara uyumuna bağlıdır. Eğitim, hastalık şiddetine göre bireyselleştirilmeli ve bir program dahilinde hastalık ilerledikçe ortaya çıkan gereksinimlere göre sürdürülmelidir. Bir uzman denetimi ve desteği altında hastalığa özgü, kendi kendini tedavi prensiplerine uygun olarak gerçekleştirilecek eğitimle tedavinin etkinliği artırılabilir.”

 

Semptomatik hastalarda pulmoner (akciğer veya akciğerlerle ilgili) rehabilitasyon uygulamalarının semptom ve atakları önlemek, günlük yaşam aktivitelerini geliştirmek ve yaşam kalitesini artırmak için KOAH tedavisinde yerini aldığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Gündoğdu, “Rehabilitasyon hastanede yapılabileceği gibi uygun hastalarda tedaviyi tamamlayacak şekilde evde de programlar oluşturulmaktadır. Rehabilitasyona katılmaya istekli aktif enfeksiyon ya da alevlenmesi olmayan kognitif (bilişsel) olarak katılmaya uygun tüm hastalar alınabilir. Ağır KOAH hastası olmak rehabilitasyona katılmaya engel değildir” değerlendirmesini yaptı.

 

KOAH VE COVID-19

KOAH hastalarının COVID-19’da akciğer tutulumlarının daha fazla, yaşam kayıplarının yüksek olduğunu bildiren Dr. Öğr. Üyesi Gündoğdu, KOAH hastalarının COVID-19’da ağır seyretmelerinin nedenini şöyle özetledi:

 

“Bu hastaların akciğer kapasitelerinin düşük olması olabilir. Bu nedenle KOAH hastalarının maske, mesafe ve hijyen kurallarına çok dikkatle uymaları gerekmektedir. Ayrıca pandemi (birden fazla ülkeyi etkisi altına alan salgın) döneminde KOAH hastalarının alevlenmeleri önlemek için tedavilerini düzenli yapmaları, beslenmelerine dikkat etmeleri gerekmektedir.”