Sağlıkta Şiddete de, Göz Yumanlara da Artık Yeter!

Sağlıkta Şiddete de, Göz Yumanlara da Artık Yeter!

Mersin Tabip Odası Yönetim Kurulu, Ortadoğu Hastanesinde Yaşanan Sağlıkta Şiddet Olayı İle İlgili; “Sağlıkta Şiddete de, Göz Yumanlara da Artık Yeter!” Başlıklı Basın Açıklaması Gerçekleştirdi.

Basın açıklamasına TTB ikinci Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten, Mersin Eczacı Odası, Eğitim Sen, VKD, İHD’de destek sundular. Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen Tarafından Okunan Açıklama da; “Yıllardır kanayan yaramız olan “sağlıkta şiddet”, pandeminin getirdiği ağır yük nedeniyle daha da görünür hale gelmektedir. Ülkedeki cezasızlıkla el ele yürüyen şiddet iklimi, saldırganların pervasızlığını daha da artırmaktadır” denildi. Antmen açıklamasına şu şekilde devam etti; Şu an açıklamayı yapmakta olduğumuz Ortadoğu Hastanesi’nde 24 Ağustos 2021 günü, Saat 19.30 civarında ölen bir hasta gerekçe gösterilerek bir uzman doktor arkadaşımıza ve iki hemşireye görevleri başında iken kalabalık bir grup tarafından saldırı yaşanmıştır. Bu saldırganların, hastaları hastaneye geldikleri andan itibaren çalışanlara tehditler savurdukları, hastaları öldükten sonra da bu tehditlerini fiziksel şiddet ve hakaret ile sürdürdükleri görülmüştür. Mersin Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği olarak bu saldırıların hız kesmeden devam edebilmesinde cezasızlığın etkisini yıllardır vurguluyoruz. Sağlıkta şiddet olaylarının böylesi yoğun yaşandığı tam da bu günlerde İzmir’deki genç bir meslektaşımızı boynundan jiletle yaralayan failin hapis cezası ise “neden en üst sınırdan ceza verildiği” sorgulanarak istinaf mahkemesi tarafından bozulmuştur. Son bir ayda basına yansımayan ancak meslek örgütümüzle paylaşılan daha onlarca sağlıkta şiddet vakası yaşanmış, sağlık emekçileri kendilerini güvende hissetmedikleri koşullarda çalışmak zorunda bırakılmışlardır. Sağlıkta şiddetle mücadele için gerçekçi bir yasal düzenleme yapılması bir yana, yargı yetersiz de olsa mevcut yasal düzenlemeyi dahi uygulayamamaktadır. Bundan tam dokuz yıl önce, 17 Nisan 2012 yılında Dr. Ersin Arslan’ı bir hasta yakınının saldırısında kaybetmiş, meslektaşımızı kaybettiğimiz 17 Nisan günü, TTB tarafından “Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü” ilan edilmişti. O günden beri geçen dokuz yıl boyunca TTB olarak yaptığımız tüm uyarılara ve önerilere maalesef mevcut iktidar kulak tıkadı ve bizler görevimiz başında fiziksel ve sözel şiddete maruz kalmaya devam ettik. Şiddetin münferit olmadığını bilakis açık bir biçimde politik ve toplumsal bir olgu olduğunu ülkeyi yönetenler de gayet iyi biliyor. Bu nedenle bugün, sağlık ortamı da tıpkı toplumun tüm parçaları gibi bir şiddet sarmalındadır. Mevcut iktidar politikalarının sağlıkta şiddeti önlemek yerine şiddeti körükleyen, kışkırtan bir hal aldığını artık kabul etmelidir. Sağlıkta şiddet olgusuna, sadece mevcut cezalarla çözüm bulabilmek imkansızdır. Sağlıkta şiddetin; sağlık çalışanlarının köleleştirilmesi için kendilerine uygulanan bir araç olduğu bilinmelidir. Kamusal alanda uzun süredir devam eden özelleştirmelerin ve hastaları “müşteri” olarak görme anlayışının; sağlık çalışanlarının güvenli çalışma ortamlarının olmamasının; bulunduğumuz ekonomik ve siyasi ortamın; ülkemizde, yöneticiler düzeyinde dahi normalleştirilen şiddet ve nefret söylemlerinin; Türkiye’de adalete duyulan güvensizliğin etkilerini de görerek, bütünlüklü bir mücadele yapılmalıdır. Yıllarca söylediğimiz ve yeni bir yasa tasarısı olarak sunduğumuz “Sağlıkta Şiddet Yasası”, TTB’nin önerdiği maddeler dikkate alınmadan kadük bir yasa olarak çıkarılmıştır. Yasanın çıkarılmasından bugüne kadar geçen sürede sağlık çalışanlarına yönelik saldırıların arttığını ve yasanın caydırıcı olmadığını görmekteyiz. Sağlık Bakanlığı ve tüm yetkililerin görevi; sağlıkta şiddet olaylarından sonra mesaj atmak değil, sağlıkta şiddeti önlemektir. COVID-19 sürecinin yönetilememesi, salgın yerine algı yönetilmesi ise sağlık alanının durumunu şiddet de dahil olmak üzere daha da kötüleştirmiştir. Geldiğimiz noktada meslektaşlarımızı hem pandemi koşulları hem de giderek artan şiddet ortamında kaybediyoruz ve artık hiçbir arkadaşımızı kaybetmeye tahammülümüz kalmadığını bir kez daha vurguluyoruz. Sağlık Bakanlığı’nı sağlıkta şiddeti görmezden gelen, kışkırtan söylem ve politikalardan vazgeçmeye; etkin bir sağlıkta şiddet politikası için Türk Tabipleri Birliği ve sağlık emek örgütleriyle birlikte hareket etmeye; onların talep ve önerilerini dinlemeye davet ediyoruz. Mersin Tabip Odası olarak saldırıya uğrayan arkadaşlarımıza ve Ortadoğu Hastanesi çalışanlarına bir kez daha geçmiş olsun diyor, sağlıkta şiddetin sona ermesi için her koşulda, bütün gücümüzle meslektaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğimizi kamuoyunun bilgilerine sunuyoruz.