Prof. Dağdeviren Harvard Üniversitesi akademi üyeliğine seçildi

Prof. Dağdeviren Harvard Üniversitesi akademi üyeliğine seçildi

Bilimsel anlamda yaptığı pek çok icadı ile tüm dünyanın dikkatini üzerine çeken Prof. Canan Dağdeviren şimdi de Harvard Üniversitesi’nin Genç Akademi üyeliğine seçildi.

Bilimsel anlamda yaptığı pek çok icadı ile tüm dünyanın dikkatini üzerine çeken Prof. Canan Dağdeviren şimdi de Harvard Üniversitesi’nin Genç Akademi üyeliğine seçildi.

 

Giyilebilir kalp pili ve benzeri pek çok icadı bulunan Prof. Canan Dağdeviren ‘‘30 yaşından küçük 30  bilim insanı’’ listesine girdi. Bilim dünyasında çok kısa sürede kendisine yer edinen ve icatlarıyla takdir toplayıp pek çok ödül alan Prof. Canan Dağdeviren’in dünyanın en önemli üniversiteleri arasında gösterilen Harvard Üniversitesi’nin genç akademi üyeliğine seçilmesi büyük bir başarı olarak gösteriliyor.

 

Canan Dağdeviren Forbes’un listesinde

 

Malzeme Bilimi ve Mühendisliği 2009 Yüksek Lisans Mezunumuz Canan Dağdeviren başarıları arasına bir yenisini daha ekledi. Canan Dağdeviren ABD’de yayımlanan dünyanın en prestijli dergilerinden Forbes’un “30 yaşından küçük 30 bilim insanı” listesine girdi.

 

Forbes listesindeki tek Türk bilim insanı olan Canan, kendisine ödül getiren “pilsiz çalışan kalp çipi” projesini ise geçen yıl kasımda hayata geçirdi. Canan’ın kalp için ürettiği çip, kalp atışlarının oluşturduğu enerjiyi elektriğe dönüştürerek çipi devamlı şarj ediyor ve bataryaya ihtiyaç duymadan çalışabiliyor. Kalp, diyafram ve akciğerlerin hareket enerjisini, elektrik enerjisine dönüştürerek, aynı zamanda depolama yeteneğine sahip bir aygıt geliştiren ve ona “Giyilebilir kalp pili” diyen Canan, vücut içine yerleştirilebilen bu aygıtı incecik bir film tabakasına benzetiyor.

 

Canan, konuyla ilgili şunları söyledi: “Kalp her insanın ortak birleştiricisi. Yılda 40 milyon kez atıyor. Bu enerjiyi yani kalbin enerjisini bir alet yapıp esneyebilir koşullarda kalbin üzerine yapıştırarak, o mekanik etkinliği elektrik enerjisine çevirerek çare olmak istedim ve başardım. 5 ile 7 yıl arasında ömürleri olan ve riskli bir ameliyatla değiştirilmesi gereken kalp pilleri bu sayede gereken enerjiyi kendi üretebiliyor ve kalp pili değişmesi için iki üç kez kalp ameliyatı olmak zorunda olan insanlar için, umut oluyor. Kalp kendi işini kendi görsün istedim. Yaptığım alet kalbe zarar vermesin istedim ve bu aleti tasarladım. Böylece bu alet kendi enerjisini de vücuttan almış oluyor.”

 

 

Giyilebilir kalp pili geliştirdi

 

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) görev yapan Dr. Canan Dağdeviren (30), peşpeşe gelen başarıları ile dikkatleri üzerine çekti. Son olarak Harvard Üniversitesi tarafından “Genç Akademi Üyeliği”ne seçilen ve bu unvanı alan ilk Türk olan Dağdeviren, bu sene başında Forbes dergisinin “30 yaşından küçük 30 bilim insanı” listesine de girdi. Normal şartlarda ömrü 5-7 yıl arasında değişen kalp pillerini ölümsüz hale getiren Dağdeviren, 5 yaşından beri bugünün hayalini kuruyordu: “Henüz 5 yaşındayken dedemi kalp yetmezliği nedeniyle kaybettim. O gün 28 yaşıma kadar kalp sorunu yaşayan insanlar için bir şey yapmaya karar verdim.”

 

İnönü yol gösterdi

 

1985 yılında dünyaya gelen Dağdeviren, Kocaeli’de okula başladı. 1999 yılındaki depremde okulu hasar gören Dağdeviren, bir sene boyunca Adana Seyhan ÇEAŞ Anadolu Lisesi’ne misafir öğrenci olarak gitti ve İngilizce’yle burada tanıştı. Ne yapmak istediğini 5 yaşından beri bilen Dağdeviren, bunu yapabilmek için fizik mi, kimya mı yoksa başka bir dalda mı eğitim alması gerektiğini bilmiyordu.

 

İmdadına Erdal İnönü yetişti. Bir gün ailesi ile birlikte gittiği kitap fuarında İnönü ile tanışan Dağdeviren, ne yapmak istediğini kendisini ilgiyle dinleyen Erdal İnönü’ye anlattı. İnönü, Dağdeviren’e “Anılar ve Düşünceler” kitabının birinci cildini imzalayarak verdi ve “Kitabı okuyunca, ne üzerine eğitim alacağına karar vereceğine inanıyorum” dedi. Öyle de oldu. Dağdeviren, kitabı okuduktan sonra fizik eğitimi alması gerektiğine karar verdi ve Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği’nde lisans eğitimini tamamladı. Ardından Sabancı Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Programı’nda yüksek lisans eğitimi alan Dağdeviren, aklındaki projeyi Türkiye’de hayata geçirebileceği kurumu ise bir türlü bulamıyordu.

 

Henüz 5 yaşındayken kalp yetmezliğinden dedesini kaybedince 28 yaşına kadar kalp hastalıklarına bir çözüm bulmayı kafasına koyan Dağdeviren, bu konuda da önüne çıkacak her engeli aşmaya kararlıydı.

 

Türkiye’de hayalini hayata geçireceği kurumu bulamayınca bütün ulusal ve uluslararası konferanslara katılarak beraber çalışabileceği bir isim ve hayallerini gerçekleştirebileceği bir kurum aramaya başladı.

 

Fizik, malzeme, elektronik ve tıpı birleştiren projeleri konferanslarda hep eleştirilere maruz kaldı. Disiplinerarası çalışmak istemesi ‘büyükleri’ tarafından, “Sen daha ne yapacağına karar verememişsin, başarıya ulaşman neredeyse imkansız, işin zor” laflarını işitti.

 

Ölümsüz kalp pili

 

Fakat kendi deyimiyle “Pes etmeyecek kadar deli-kanlı” olan Dağdeviren’i bu eleştiriler de yıldıramadı. Doktora eğitiminde çalışmayı istediği ismin ABD’de bir konferansa katılacağını öğrendi. Mutlaka orada olması gerekiyordu fakat Türkiye’de hiçbir şekilde bu konferansa gidebilecek bursu bulamıyordu. Sonunda bursu ABD’den buldu ve doktora hocası Prof. John A. Rogers ile tanıştı.

 

Ardından Fullbright Doktora Bursu ile The University of Illinois at Urbana, Champaign’de (UIUC) Malzeme Bilimi ve Mühendisliği bölümünde doktora eğitimine başladı. Dağdeviren uzun süren doktora çalışmalarının sonunda ‘giyilebilir kalp pili’ni üretti. Kalbin, akciğerin ve diyaframın hareketi ile elektrik enerjisi üreten ve bu enerjiyi depolayan bir pil üreten Dağdeviren, böylece en fazla 7 yıllık ömrü olan kalp pillerini ‘ölümsüz’ kıldı. Aynı zamanda insan vücuduyla uyumlu plastik bir yüzeye tutturulan bu malzemenin saç telinden yüz kat daha ince olup kağıt gibi katlanıp bükülebilmesi sayesinde kullanımını da kolaylaştırdı.

 

Harvard’da ilkler

 

Dağdeviren’in bu müthiş buluşu ABD’de büyük ses getirdi. Forbes dergisi, genç bilim insanını, “30 yaşından küçük 30 bilim insanı” listesine aldı. Ardından Harvard Üniversitesi, ilk defa Türkiye’den birini hem de en yüksek oyla “Harvard Üniversitesi Genç Akademi Üyeliği”ne seçti. Ömür boyu süren bu üyelikte 3 yıllık bir araştırma bursu kazanan Dağdeviren adını diğer üye ünlü bilim insanlarının yanına yazdırdı.

 

Türkiye’ye dönmeyi düşünüyor

 

Sınırları olmayan bir iş yaptığını söyleyen Dağdeviren, yapmak istediklerini hayata geçirebileceği şartlara sahip olması durumunda Türkiye’ye dönmeyi de düşünüyor ve ekliyor:

 

“Benim için bilimle uğraşmak demek, sonsuz aşk demek, tutku demek, hayattaki en hakiki mürşit demek. İnsanlığa sunulan karşılıksız hizmet demek. Bu işi nerede değil ne için yaptığınız önemli. İşim gereği, yerleşik hayata geçeceğime inanmıyorum. Mustafa Kemal’in de dediği gibi, ‘Bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her ulus kişisinin kafasına koyacağız. Bilim ve fen için kayıt ve şart yoktur.’”

 

‘Aziz Hocam’ın ellerinden öpüyorum’

 

Dağdeviren, Nobel’i kazanan Prof. Dr. Aziz Sancar için, “Sevgili Aziz Hocam’a candan tebriklerimi gönderiyorum, muhterem ellerinden öpüyorum” diyor.

Laboratuara her girdiğinde, yaptığı her yeni aleti tuttuğunda, sorunlarına çare olduğu hastalarının gülümsemeleriyle “Her gün Nobel’i kazanıyorum” diyen Dağdeviren, şimdi de Parkinson, Alzheimer ve farklı beyin hastalıklarına yardımcı olabilmesi için iğne şeklinde bir pil tasarlıyor. Maymunlar üzerindeki deneylerin son derece başarılı sonuçlandığını söyleyen Dağdeviren, heyecanla buluşunun insanları hayata döndürmesini bekliyor.