Mesleki Dayanışmamızın Perçinlendiği Bir Tabip Odası Meydana Getireceğiz!

Mesleki Dayanışmamızın Perçinlendiği Bir Tabip Odası Meydana Getireceğiz!

Dayanışmacı Hekimlerin, Gaziantep Kilis Tabip Odası Kongresine Yönelik Bildirgesidir.

Hekimler arasındaki mesleki dayanışma ruhunu ayağa kaldırmak için Gaziantep-Kilis Tabip odası yönetimine adayız.
Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde verdiğimiz Kurtuluş savaşımıza, Cumhuriyetimize, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkıyoruz. Hayatın her alanında laik bir düzen, özgür ve demokratik bir ortamda yaşamak istiyor ve bu koşullar için mücadele etmemiz gereklidir diyoruz.


Koronavirüs pandemisi, sağlık düzenimizin değerlendirilmesi açısından önemli bir sınav oldu. Siyasi iktidar sürekli bir başarı öyküsü peşinde koşarken, gerçeklerin hiç de öyle olmadığını yaşayarak gördük. "Sağlık Çalışanlarının Sağlığını Korumadan, Halkın Sağlığı Koruyamazsınız" diyoruz. Bu süreçte çoğu meslektaşımız olmak üzere elliye yakın sağlık çalışanımız hayatını kaybetti. Salgının ilk aylarında kişisel koruyucu ekipman sıkıntısı pek çok sağlık birimde yaşandı. Aile Sağlığı merkezleri kendi ekipmanlarını kendileri almak zorunda kaldılar. Halen salgın ciddi bir biçimde devam ediyor, Sağlık Bakanlığı artık olguları ili il olmasa da bölgelerine göre açıklanıyor. Açıklanan rakamlar ve haritaya göre Gaziantep nüfusa düşen yeni olgu sayısında en önde olan il olarak göze çarpıyor. İlimizde Tabip Odasının  ancak son ay il pandemi kurulu toplantısına çağrıldığını biliyoruz. Bu çok gecikmiş bir karardır. Öte yanda da biz doktorlar da bir araya gelip , bu konuda daha etkin bir mücadele verememiş durumdayız. 


 Son aylarda diğer önemli gelişme de siyasi iktidarın başta barolar olmak üzere meslek odalarımızın yapısını değiştirmeye yönelik girişimleridir. Baro seçimlerindeki değişiklik ve çoklu Baro uygulaması zaten sıkıntılı olan yargı düzenini daha da bozacak, savunma yapmak daha zor hale gelecektir. TMMOB ve TTB de de benzer yasal değişiklikler özellikle seçimlere öngörülmektedir. Önerilen nispi temsil düzeni, tabip odalarının yapısına uyan  bir seçim düzeni değildir. Zaten seçimlerimizde  blok liste düzeni yoktur. Tek, tek isim yazılarak adaylar seçilmektedir. TTB ve Tabip odalarının yasasında yapılması gerekli  olan tek değişiklik tüm doktorların 12 Eylül 1980'den den önce olduğu gibi Tabip Odalarına zorunlu üye olmalarının sağlanmasıdır. Bu talep 30 yıl önce sürekli dile getirdiğimiz  bir talep idi. Doktorlar şu andaki yasal düzene göre de doğal olarak tabip odası üyesi gibi değerlendirilmektedir. Tüm dünyada da doktorlar meslek örgütlerine üyeliği zorunludur. Ülkemizde de böyle olmalıdır. 


Son 17 yıldır uygulanan sağlıkta dönüşüm programı hekimler arasındaki dayanışmayı bozdu. Kamuda performans düzeni, çalışanlar arasında aşırı farklılıklar meydana getirdi. Hekimliğin temel ruhuna uymayan, parça başı iş düzeni, hekimleri birbiriyle yarıştırma düzeni, işini doğru dürüst yapmak isteyen hekimlerde moral bırakmadı. Üstüne üstlük, onca çalışmaya karşın emeklilikte elimize geçen maaşların son derece düşük olması gibi çok büyük bir haksızlığı yaşıyoruz. Aile Hekimliği düzeninde belirsiz iş tanımları, Aile sağlığı merkezleri arasındaki farklılıklar, Sanal ASM düzenleri aile hekimlerinin çalışma düzenlerini bozmaktadır. Tabip Odası Aile Hekimlerinin sorunlarını çözme konusunda çok önemli bir konumdadır. Sorunların tanımı ve çözümü için ciddi bir aile hekimi örgütlenmesi meydana getirmek zorunludur.


Genç hekimlere ulaşmamız onların sorunlarını ortaya koymamız, mesleki dayanışma açısından son derece önemlidir. Bu çerçevede asistan hekimlere de ulaşmak onları örgütlülüğe katmamız gereklidir. Sağlıkta şiddetin sık yaşandığı, Ersin Arslan adının simgeleştiği ilimizde, sağlıkta şiddet sorununun çözümü için, hekimler arasında bu sorunların ne kadar yaşandığı ve çözümleri konusunda bir araya gelmemiz zorunluluktur. Sıklıkla göz ardı edilmeye çalışılan sağlıkta şiddet sorunu için her sağlık biriminde, şiddet olaylarının mutlaka kayıt altına alınmasını sağlamak ilk işimiz olmalıdır.
 Özel Hastane çalışanı hekim arkadaşlarımız, işverenleri karşısında yalnız başına sözleşme yapmak zorunda kalmaktadır. Arkadaşlarımızın sözleşmelerinde Tabip Odası olarak yanlarında olmak, hekim iş gücünün gerçek değerinin karşılığının verilmesini sağlamak zorundayız. Artık sayıları gittikçe artan emekli hekimlerimizin ekonomik sosyal sorunlarını ortaya koymak ve çözmek zorundayız.

Zor günlerden geçtiğimiz Koronavirüs Salgını sürecinde, doktorların değeri bir kez daha anlaşılmıştır. Salgın sırasında ülkemizin en büyük  avantajlarında biri de  cumhuriyetimizin başından beri tıp eğitimine verilen önem, büyük emeklerle yetişen deneyimli doktorlara sahip olmasıdır. 


Tüm bu gerçekliğe rağmen hekimler olarak herkes kendi başının çaresine baksın denen bir düzende yaşamak zorunda bırakılıyoruz. Mesleki dayanışmamızın perçinlendiği bir tabip odası meydana getirmek için, ortak sorunlarımıza ortak çözümler yaratmak için 11-12 Temmuz'da  yapılacak olan Gaziantep-Kilis Tabip Odası Seçimlerinde kurullara adayız.
 

Dayanışmacı Hekimler adına
Prof.Dr.Ercan Küçükosmanoğlu