'Hösdürüym, Hösmüyler...'

(1970 yılında İstanbul'dan Gaziantep'e naklen atanan bir öğretmenin okuldaki ilk gününde başına gelenler)

(1970 yılında İstanbul'dan Gaziantep'e naklen atanan bir öğretmenin okuldaki ilk gününde başına gelenler)

 

Öğretmen sınıfa girer:


-İyi günler çocuklar. Adım Sevinç Mutlu. İstanbulluyum. Bekârım ve annemle birlikte kalıyorum. Şimdi sırasıyla sizleri tanıyalım. Herkes sırayla kalksın isim soy ismini ve babasının mesleğini söylesin otursun.
- Benim adım Hökkeş Dalkesen, bobam gondura boyacısı.
- Memik Dürbekeci, bobam zuvakcı.
- Ayyuş Mahmil, bobam ölük, örtmenim ögsüzüm.
- Adeviye Ganne, bobam bakgal.
- Fikriye Cücük, bobam kâhgeci.
- Firdöös Ölbeoğlu, bobam köşger.
- Maamet Sındı, bobam loğantacı.
- Mısdık Çeksündür, bobam caartlak keapcısı.
- Sülbiye Dişigırıkgil, bobam geçindi. Öösüzüm.
- Ünzile Galındeynek, bobam meamur.
- İrecep Beligırık, bobam palikeci.
- Hakmet Süllüm, bobam sütcü.
- Hösüyün Sulubekmezgil, bobam malangoz.
- Hayce Küşümlü, bobam alamancı.
- Sülemen Kekiç, bobam hambal.
Öğretmen hiç bir şey anlamamış bir şekilde,
- Tamam çocuklar yeter bu kadar. Böyle giderse tek kelimenizi anlayamayacağım. Sınıf başkanı kim?
- Benim örtmenim. Adım Memik Dürbekeci.
- Oğlum soyadının anlamı ne?
- Örtmenim, hani gelinçilerde herifler çalar da avratlar da oynarya, o çalacağın adına dürbeke dirler.
- Oğlum, şu sınıfı sustur ben hemen geleceğim.
- Pekey* örtmenim.
Memik arkadaşlarını bir türlü susturamaz.
Öğretmen geri gelip,
- Ne oluyor oğlum niçin sınıf susmuyor dediğinde, Memik,
- Örtmenim uşakları hösdürüym hösdürüym hösmüyler. Ammel beter annacıma geçip beni kerç ediyler.
Öğretmen hayretler içinde kalır, Memik'e dönerek,
- Memik ne diyorsun anlamıyorum der.
- Memik aynı ifadeleri tekrarlar. O arada kapı açılır ve okul müdürü sınıfa girer.
- Nası gediy örtmen hanım. Uşaklara alışabildeez mi?
- Hocam, böyle giderse zor. Söylediklerinden bir kelime dahi anlamadım.
- Neyi anamadın örtmen hanım?
- Memik oğlum deminki söylediklerini müdür beye tekrarlar mısın?
- Temam örtmenim. Uşakları hösdürüym hösdürüym hösmüyler. Ammel beter annacıma geçip beni kerç ediyler.
- Örtmen hanım. Bunda annamayacak bişe yok. Yanı uşak diy kine, uşakları hösdürüym hösdürüym hösmüyler. Ammel beter annacıma geçip beni kerç ediyler. Bunda annamayacak na var. Çocukları susturuymuş susturuymuş susmuylarmış. Daha beter karşısına geçip alay ediylermiş. Buader marak etme, bi hâfdıya galmaz Antepceyi sökersin. Müdür çocuklara dönerek,
- Baa bahın uşaklar, örtmeninizi maraklandırmayın, sona örtmensiz galırsınız. Bu gış gıyamatta başga örtmen de bulamam, ahıllı olun oturun oturdoonuz yerde.

- Müdür sınıftan çıkar.

Öğretmen sosyal bilgiler dersinde konu anlatmaya başlar.
- Çocuklar, yurdumuzdaki hayvancılık iki türlüdür, büyük baş hayvancılığı ve küçük baş hayvancılığı. Büyük baş hayvancılığa kim örnek verecek?
Parmaklar kalkar.
- Kalk kızım Ünzile sen anlat.
- öküz örtmenim, inek örtmenim, at örtmenim, deve örtmenim.
- Bir dakika kızım, ne o öyle her hayvanın sonunda öğretmenim demek? Dikkatli konuş lütfen. Otur yerine.
- Küçük baş hayvanlara kim örnek verecek?
- Kalk Süleyman sen söyle.
- Tavuk örtmenim, horuz örtmenim, gaz örtmenim, culluk örtmenim.
- Otur oğlum otur! Anlaşılıyor sizinle çok işim var benim.