Bayramda Kovid-19’u sakın unutmayın!

Bayramda Kovid-19’u sakın unutmayın!

Bugün arife ve yarın Kurban Bayramı başlıyor. Bayram tatilinin uzaması bu süreyi bir yaz tatili olarak değerlendirmek ya da ailesini sevdiklerini görmek üzere memleketine gitmek isteyenler için güzel bir fırsat oldu. Ancak bu sürede yeni kor

Bugün arife ve yarın Kurban Bayramı başlıyor. Bayram tatilinin uzaması bu süreyi bir yaz tatili olarak değerlendirmek ya da ailesini sevdiklerini görmek üzere memleketine gitmek isteyenler için güzel bir fırsat oldu. Ancak bu sürede yeni koronavirüsün de hâlâ aramızda dolaştığını bize bulaşmak hasta etmek için fırsat kolladığını unutmayalım. Aşılanma ile alınan tedbirlerle bulaşıp hasta edecek imkân bulamazken o da boş durmayıp mutasyonlara uğruyor. Daha bulaşıcı daha da hasta edici hal almaya çalışıyor. Çünkü hayatta kalabilmesi için buna ihtiyacı var. Eğer insana bulaşıp onun vücudunda bir parazit gibi yaşayıp üreyemezse yok olup gidecek. Hatta ne kadar çok insana bulaşırsa onun için o kadar iyi çünkü bu sayede mutasyonunu da kolayca yapıp varlığını garantiye alıyor. Böylece de biz daha çoook bayramları yeni koronavirüsle birlikte geçirip onun hayatımızı tehdit ederek kısıtlamasına maruz kalıyoruz ve kalacağız gibi de gözüküyor. Türk insanının sıcakkanlılığı, aile ve dostluk bağlarına verdiği değer dünyaya örnek olacak niteliktedir. Ancak bu özelliğin içinde bulunduğumuz dönemde insanlarımıza zarar verebilir olabileceğini de göz ardı etmemek gerekiyor. Pandemi tedbirlerindeki gevşemeyle birlikte normalleşmeye atılan adımların ardından insanlarda coşkuyla bir açılma göze çarpıyor. Restoranlar, kafeler, alışveriş merkezleri tıklım tıklım dolmakta. Ekonominin hareketlenmesi açısından sevindirici olabilir ama bu koronavirüs vakalarının artmasına da yansırsa orada bir geri gitmek olaya farklı açıdan da bakmak gerekiyor.

 

Tedbirlerini ihmal etmeyin

 

Yeni koronavirüse karşı mücadelemizi efsaneleşmiş ünlü Fransız romanı üç silahşorların hikâyesine benzetiyorum. Bir çocuğun anlayabileceği en basit tarzda anlatacak olursak düşmana karşı aynı bu romanda olduğu gibi maske, mesafe, temizlik adında üç silahşorumuz var. Bunlara bir de romandaki adıyla d’Artagnan katılır. Onu da koronavirüse karşı aşı olarak tanımlarsak olayı en açık ve net şekliyle de aktarmış oluruz. Bu savaşçıların ünlü sloganı “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için!” de benim çok beğendiğim bir slogandır. Bir mücadelede birlik, beraberlik, dayanışma örneğini simgeler.

 

Kurban eti tüketiminde dikkat edilecekler

 

Hayvanın nasıl bir ortamda kesildiği hijyen şartlarına dikkat edilmesi önemlidir. Çünkü gerekli şartlara uyulmadığı takdirde bazı virüs, bakteri ya da parazitlerin insanlara bulaşması ve hastalık yapması mümkündür. Bu nedenle hayvanın gerekli sağlık kontrollerinin yapılıp bulaşıcı hastalıkları taşımadığından emin olmak gerekir.

 

Saklanma şartı

 

Etin saklanma koşullarına, soğuk zincirin korunmasına dikkat etmelidir.  Özellikle içinde bulunduğumuz sıcak yaz günlerinde etin kolayca bozulacağını ve hastalık yapıcı mikroorganizmaların kolayca üreyebileceğini unutmamak gerekir.

 

Kesildiği tezgâh

 

Evde mutfakta çiğ etin saklandığı kap, kesildiği yer hemen sonra sabunlu suyla iyice temizlenmelidir. Aynı yerde başka yiyecek özellikle de çiğ tüketilen salata meyve gibi yiyecekler bulundurulmamalı aynı tezgâh yıkanmadan kullanılarak kesilmemelidir.

 

Pişirme şekli önemli

 

Pişirme yöntemleri de etin sağlıklı bir şekilde tüketilmesi için önem taşır. Çiğ ya da yeterince pişirilmemiş etten bazı mikrop ve parazitlerin bulaşması daha kolaydır. Aynı şekilde yanacak kadar pişmiş, kömürleşmiş etler de kanserojen özellik taşıdığı için zararlıdır. Etlerin kızartılarak pişirilmesi de benzer şekilde aynı zamanda trans yağların da oluşumuna sebep olarak hem kanser hem de kalp damar hastalıkları yönünden risk taşır. Et ateşten belli bir uzaklıkta pişirilmelidir.

 

Yüksek kolesterol

 

Kırmızı etin bilinen bir diğer özelliği de kanda kolesterol düzeyini artırmasıdır. Bu nedenle özellikle kan lipid değerleri fazla olan hastalar kalp damar hastalığı riski sebebiyle kırmızı eti tüketirken dikkatli olmalılar.

 

Kanser riski

 

Kırmızı eti uzun süre ve fazla tüketen hastalarda kolon kanseri görülme sıklığı daha fazladır. Harvard Tıp Fakültesi Profesörü ve Dana-Farber ve Kanser Enstitüsü’nde görevli doktor Marios Giannakis tarafından yürütülen çalışmada kırmızı et tüketiminin bağırsak kanserine neden olan DNA mutasyonu riskini artırdığı gösterilmiştir. Benzer şekilde 2015 yılında Dünya Sağlık Örgütü’nün bir kolu olan Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) tarafından kırmızı et tüketiminin kanser oluşma riskini artırdığı belirtilmişti. IARC tarafından oluşturulan çalışma grubuna 10 ülkeden 22 bilim insanı katılarak yapılan araştırmada kırmızı et ve işlenmiş et ile kanser riski arasındaki ilişki incelendi. Çalışma grubunun Lancet dergisinde yayınlanan makalesinde işlenmiş etin kanserojen olduğu ve kırmızı etin ise olası kanserojenik etki taşıdığı belirtilmişti. Yani raf ömrü uzatılmış, çeşitli endüstriyel işlemlerden geçirilmiş salam, sucuk, sosis gibi etler kanser yapma riskini daha fazla taşıyor. Bu risk özellikle tütsülenmiş etlerde daha da fazla.

 

Tuz oranı fazla

 

Ayrıca salam, sucuk gibi işlenmiş etlerin tüketimi de kolorektal (bağırsak) kanser riskini artırmanın yanı sıra içerdiği tuz ve doymuş yağlar nedeniyle hipertansiyon, kalp damar hastalığı ve obezite açısından da sakıncalıdır.

 

Bayramınız kutlu olsun, sağlık ve mutlulukla güzel bir bayram geçirmenizi dilerim.(milliyet)